Kendisini Julie Gayet ile aldatan Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’dan intikamını kitapla alan Fransa eski First Lady’si Valery Trierweiler bu kez de İngiliz gazetesine yaşadıklarını anlattı. Ancak bu kez özeleştiri de yapan Trierweiler, "Gayet’yi anlıyorum. Ben de Hollande’ın metresiyken öyle davrandım" dedi.
Vatan gazetesinde yer alan habere göre, Valery Trierweiler için boşuna ‘Rottweiler köpeği kadar yırtıcı’ benzetmesi yapılmadı.Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile uzun yıllardır devam eden birliktelikleri Fransa lliderinin motosikletle metresi olan aktris Julie Gayet’nin evi önünde çekilen fotoğrafları sonucu bittiğinde intikam öfkesiyle doluydu. Nitekim Hollande hakkında yazdığı kitapla Cumhurbaşkanı’nı yerle bir etmeyi başardı. Hollande onun için ‘Pimi çekilmiş bomba gibi’ dedi. Trierweiler, yetinmedi. Cumhurbaşkanı ile yaşadıklarını bu kez de İngiliz Daily Mail gazetesine Elysee Sarayı’ndan taşındığı Paris’teki evinde verdiği röportajda anlattı. İşte eski First Lady’nin açıklamaları:
Bu yılın Ocak ayına kadar birçok kadın benim muhteşem bir hayat yaşadığımı, Beyaz Saray’da Michelle Obama ile yemek giyip tüm günümü Dior ve Yves Saint Laurent tasarımı kıyafetler deneyerek geçirdiğimi düşünüyordu. Bunların hepsi First Lady olmanın bir parçasıydı. Hollande ile evli değildik ama delicesine aşıktık. Hiçbir başka erkek için kalbim böyle atmamıştı. Onunla sonsuza kadar olacağımı düşünüyordum.
'Saat 3’te evde ol konuşalım'
İlişkimiz 9 yıl önce başlamıştı. Herkes o dönemde siyasi olarak Hollande’ın bittiğini düşünüyordu. 2012’de cumhurbaşkanı seçildiğine inanamadık. Ama masal çabuk bitti. Benim için cehennem Ocak ayında cep telefonuma gelen bir SMS ile başladı. Çok yakın bir arkadaşım Hollande’ın Julie Gayet isimli bir aktrisle ilişkisi olduğunu, buna ilişkin fotoğrafların bir magazindergisinde yayınlanacağını yazmıştı. Hemen mesajı François’a gönderdim. Başına da ‘Kötü bir şey yapmadın değil mi?’ diye yazdım.
Gelen cevap, ‘Hayır hiçbir şey yapmadım’ şeklindeydi. Akşam yemeğinde bunun konusunu bile açmadık. Ama ertesi gün yine aynı arkadaşımdan bir mesaj daha geldi. Hollande’ın motosikletiyle Gayet’nin evi önünde çekilmiş fotoğrafının Closer dergisinde yayınlanacağını belirtiyordu.
Bu mesajı da Cumhurbaşkanı’na gönderdim. ‘Saat 3’te evde ol, konuşalım’ diye yanıt geldi.
‘Gayet’yi anlıyorum ben de metrestim...’
9 yıl önce Hollande 20 yıllık hayat arkadaşı Segolene Royal’e Trierweiler için veda etmişti. Gazetecilik yapan 26 yaşındaki Valery’ye o zaman Segolene ‘Sakın beni aptal yerine koyma’ demişti. First Lady de şimdi kendisiyle yüzleşirken şu ifadeleri kullandı: Hollande bana aşık olduğunu söylediğinde ben de evliydim ve 3 çocuğum vardı. Buna rağmen kaçamak yaptık. Segolene her şeyi anlayıp beni aradığında telefonlarına çıkmadım. Ben de Gayet’yi aradığımda açmadı. Onu anlıyorum. Ben de Hollande’ın metresiyken öyle davrandım.
'Clintonlar gibi yapalım'
Evde görüştüğümüzde aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- Evet?
- Söylenenler doğru.
- Nasıl doğru! O kızla yatıyor musun?
- Evet.
- Nasıl olur? Ne zamandan beri?
- 1 ay oldu.
- Clintonlar gibi yapalım. Kamuoyunun önüne çık. Özür dile. Onu bir daha görmeyeceğini söyle. Seni affedeyim. Yeniden başlayalım.
- O kadar güçlü değiliz. Beni hiçbir zaman affedemezsin.
- Fabrikalar kapanırken, işsizlik artarken sen her fırsat bulduğunda metresinin kollarına koşacaksan nasıl cumhurbaşkanlığı yapacaksın?
- Bunları söylemeyi bırak. Hepsinin farkındayım.
‘Artık evin değil’
Bu konuşmada bile bana yalan söylemişti. Önce ilişkilerinin 3 aydır, sonra 6 aydır, sonra da 1 senedir devam ettiğini itiraf etti. Sabah kalkıp TV’yi açtığımda birinci haberdik. Banyoya koşup uyku ilaçlarının olduğu şişeyi aldım. Hepsini içmeye çalışırken arkamdan yetişti ve şişeyi elimden almaya çalışınca ilaçlar yere savruldu. Daha sonra yarı koma halde hastanedeydim. Beni sonunda ziyarete geldiğinde onunla katılmamız gereken davete geleceğimi söyledim. ‘ Gelemezsin’ dedi. Zaten yataktan kalkmamam için beni uykuda tuttuklarını öğrendim. Tüm bu yaşananlardan önce dedikodular kulağıma geldiğinde 2013 Mart’ta Gayet ile kendim konuşmak istedim. Onu aradığımda bana, ‘Sizin kadar benim için de rahatsız edici şey söylendi. Bu dedikoduları çıkaranları dava edeceğim’ dedi. İnsanlar ne kadar kolay yalan söylüyor. Hollande ile son görüşmemiz Elysee Sarayı’ndan önce Hollande ile beraber yaşadığımız Paris’teki evde oldu. Ondan anahtarlarını vermesini istedim. ‘Sen beni hayatından attın. Burası artık senin evin değil. Artık ben de kimi istersem evime davet edeceğim. Özgür olacağım’ dedim. Bunları duymak hiç hoşuna gitmemişti.