HDP’den istifa eden eski bakan ve milletvekili Müslüm Doğan, HDP'yi, "İdeolojik olarak, bakış, yönettiği siyaset tarzı ve üretimi yamalı bir bohçaya benziyor; yamayı çektiğinizde su alıyor" diyerek eleştirdi.
24 Haziran seçimlerinden sonra parti içinde öz eleştiri yapılmasına dönük beklentilere karşı yönetimden gelen aksi değerlendirmeler dikkat çekiyor. HDP’nin kurucu üyesi, eski bakan ve İzmir eski milletvekili Müslüm Doğan, partinin ideolojik olarak, bakış, yönettiği siyaset tarzı, üretimi açısından yamalı bir bohçaya benzediğini söyledi. “Bir bohça oluşturmuş ama yamalı. Yamayı çektiğinizde su alıyor” diyen Doğan, geçilen yeni sistem ve devlet düzeninden partinin farkında olmadığını ifade etti.
“Ben bu yeni kurulan sistemin adı siyasal İslam dediğimde arkadaşlar hopluyorlardı. Buna siyasal İslam demeyelim, ne diyelim? Şimdi sistemi tanımlamak zorundasınız. Tanıyamadığınız sistemle mücadele edemezsiniz” diye konuşan Doğan, bir çok noktadan eleştirdiği eski partisi HDP’den istifasıyla ilgili T24’e şu değerlendirmelerde bulundu:
"Paradigma doğru ama uygulamada sıkıntı var"
Parti paradigması doğrudur hala geçerliliğini sürdürüyor. Ama paradigmanın pratiğinde ve uygulamasında bir sıkıntı var. Bir oligarşik yapı var bu yapı pratiği yanlış ortaya koyuyor. Ortaya konulan siyaset tarzı yanlış.
Demokratik bir siyaset tarzının egemen kılınması lazım parti içeresinde. Eğer demokratik bir siyaset tarzı egemen olursa Türkiye’de yeni bir politik hattında açılmasına neden olur. Oradaki sıkışma aslında ezilen ulus milliyetçiliğiyle ilgili bir şey. Ezilen ulus milliyetçiliğinin vermiş olduğu bir ruhsal şekillenme var. Parti içinde öyle bir zihin bulanıklığı var ki; biraz eleştirim ağır olur diye düşünüyorum yamalı bir bohçaya dönüşmüş. Yamalı bir bohça o paradigmayı savunamaz.
(Partiyi yamalı bir bohçaya mı benzetiyorsunuz sorusuna) İdeolojik olarak, bakış, yönettiği siyaset tarzı, üretimi bir yamalı bohçaya benziyor. Bir bohça oluşturmuş ama yamalı. Yamayı çektiğinizde su alıyor. Doğru bir siyaset tarzının egemen kılınması gerekiyor parti içini. Bu ülkenin birçok sorunu var, zaman zaman Kürt sorunu, bazın Alevilerin sorunu esas gündem oluyor ama bu ülkenin emek sorunu var, tüm sorunlara doğru yaklaşımla bir siyaset ortaya koymamız gerekiyor. Çorum’a gidemiyorsanız, Trabzon’da, Rize’ye gidip siyaset üretemiyorsanız, Siz Türkiyelileşme anlamında doğru bir iş yapmıyorsunuz anlamına gelmektedir.
“Cumhuriyet bir değerler manzumesidir”
Cumhuriyet algısı da yanlış değerlendiriliyor. Cumhuriyet bir değerlerler manzumesidir. Ama demokratikleşmesine ihtiyaç var, zaten paradigma da bunu öngörüyor. Demokratik bir Cumhuriyeti egemen kılalım diyoruz, Cumhuriyetin yaşaması gerekiyor. Yeni bir sistemle karşı karşıyayız, yeni bir devlet düzeniyle karşı karşıyayız ama parti bunun farkında değil. Ben bu yeni kurulan sistemin adı siyasal İslam dediğimde arkadaşlar hopluyorlardı. Buna siyasal İslam demeyelim, ne diyelim? Şimdi sistemi tanımlamak zorundasınız. Tanımlayamadığınızda sistemle mücadele edemezsiniz.
