Eski İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, İngiliz Daily Telegraph gazetesi için kaleme aldığı makalede, Türkiye'deki anayasa referandumunu değerlendirdi.
William Hague, "Avrupa Türkiye'yi bir otokrata yöneltti. Şimdi sırtımızı dönemeyiz" başlıklı makalesinde, "Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini yanlış bir şekilde ele almamız önemli bir müttefikin hayal kırıklığına uğramasına yol açtı" dedi.
Kıtanın iki ayrı ucunda yer alan İngiltere ve Türkiye'nin, aralarındaki Avrupa kıtası hakkında on yıllarca ortak bir perspektifi paylaştığını, ekonomi ve güvenlik alanlarında ortak çıkarları olduğunu belirten Hague, İngiltere'nin uzun yıllar boyunca Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemesinin nedeninin "tam anlamıyla demokratik bir Müslüman ulusun Avrupa'ya kalıcı olarak bağlanması vizyonu" olduğunu belirtti.
Bunun İslam ve Hıristiyanlık arasındaki "medeniyetler savaşı" söylemine karşı bir kanıt oluşturacağını vurgulayan Hague, bunun AB'yi de hem geniş hem de merkezsizleştirilmiş bir hale getirebileceğini fakat AB'nin hem İngiltere'yi kaybettiğini hem de 16 Nisan'daki referandum sonucuyla Türkiye'yi kaybettiğini söyledi.
Hague makalesine şöyle devam etti:
"Geçen yılki başarısız darbe girişimini kullanarak on binlerce muhalifi tutuklayan Erdoğan, ülkesini toleranssızlık, bölünme ve baskı çıkmazına sokuyor.
"Bir kişiye tamamen inanılıyor ve bu kişi çok uzun süre boyunca çok fazla gücü elinde bulunduran herkesin gösterdiği belirtileri gösteriyor: Paranoya, eleştiriye karşı aşırı hassasiyet ve bütün potansiyel rakiplerini yok etme. Bu şekilde yönetilerek mutlu ve müreffeh olan çok az ülke olmuştur.
"Otoriterlik sosyal medya ile başa çıkmayı da başardı. Bunu söylentiler ve karalamalar yayarak kamuoyunu kendi yanlarına çekmek için kullanıyorlar. Rusya bu konuda bir örnek oldu ve Erdoğan gibileri de öğrenmekte gecikmedi.
"Avrupa'nın Türkiye'yi kolektif olarak yanlış bir şekilde ele almasının sonuçları trajik oldu. Ankara'nın üyelik müzakerelerinin kritik fasılları Fransa, Yunanistan ve Kıbrıs tarafından engellendi. Bir Avrupa devleti olmak isteyen Türkiye sürekli engellendi ve uzak tutuldu. Sonunda küçük düşürülmekten kırgın bir şekilde vazgeçti.
"AB Türkiye'nin üyeliğini kabul etseydi, taviz vermeyi hazır bir birlik olarak göç konusunda taviz verip İngiltere'yi de birlik içinde tutmayı başarmış olurdu.
"İngiliz halkının asla yapamayacağını düşündüğü bir şekilde bir kişiye tamamen inanmaya karar vermiş olmalarına rağmen Türkiye halkıyla çok ortak noktamız var. Bu hafta onlar için üzülmemiz lazım. Ama uzun vadede ticaretimizi, ittifaklarımızı, anlayışımızı ve dostluğumuzu Türkiye'ye açmalıyız."