Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın görevden aldığı eski Merkez Bankası yöneticisi, son gelişmeleri değerlendirdi. Dövizin TL karşısında bir günde yüzde 15'lere varan oranlarda arttığı Salı günün akşamında yönetici, “Bu olağanüstü günde ne yapacağı merakla bekleniyordu. Ne yazık ki Merkez Bankası çok talihsiz bir açıklamayla oyundan çekildiğini adeta ilan etmiş oldu. Durumu düzelteceğine daha da kötüleştirdi. Yangına bir damla dahi su sıkmayarak piyasaya, ‘ben yokum' mesajı verdi” dedi.
Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine göre, Merkez Bankası açıklamasındaki “Döviz kurları, serbest piyasa dinamiklerince arz ve talep koşullarınca belirlenmektedir. Merkez Bankası belli koşullar altında kalıcı yön amacı taşımadan sadece aşırı oynaklığa müdahale edebilmektedir” ifadesine dikkat çeken eski yönetici şu tespitlerde bulundu:
“Bu seviyedeki kur hareketleri oynaklık sayılmayacaksa ne sayılacak?"
“Bu seviyedeki kur hareketleri oynaklık sayılmayacaksa ne sayılacak? Bu oynaklığın da ötesinde bir durum. Günlük oynaklık öyle yüzde 3-5 değil, yüzde 15'e vardı. Bu seviye oynaklık olarak görülmüyorsa Başkan çıksın oynaklığı tanımlasın. Günlük yüzde 15 oynaklıkta ortada olmayacaksanız hangi durumda ‘Ben buradayım' diyeceksiniz?”
“Yabancı yatırımcı oyunda bir merkez bankası olduğunu düşünmüyor”
“Kur artışı karşısında neden sessiz kalındığının kamuoyuna açıklanması gerekir. Bu sorunu uzay boşluğuna bırakamazsınız, yok sayamazsınız. Acaba Merkez Bankası'ndan küçük de olsa bir adım gelebilir mi, diye bekleniyordu. İçi boş açıklamayla, o beklenti de öldürdü. Artık yabancı yatırımcı oyunda bir merkez bankası olduğunu düşünmüyor. Mesaj alınmış olmalı ki, açıklamadan sonra kur düşeceğine daha da yukarı gitti.”
“Güven kayboldu; bu noktadan sonra Merkez Bankası Para Politikası'nın etkili olacağını zannetmiyorum”
“Bugün faizde artışa gidilse çıkış durur mu? Ne yazık ki güven kayboldu. Faiz arttırılsa bile hemen yarın tam tersi bir hamle gelmeyeceğine kim güvenebilir? Bu noktadan sonra merkez bankası para politikasının etkili olacağını zannetmiyorum. Daha da kötüsü, ilk defa finansal piyasalardaki sorunun reel sektöre yansıdığını görüyorum. Stokların arttığı, üretimin ve fiyatlandırmanın yapılamadığı, siparişlerin bekletildiği böyle bir dönemi 2008'de bile yaşamamıştık.”