MİT Kontrterör eski Başkanı Mehmet Eymür, 15 Temmuz gecesi yaşananları ‘'İstihbarat projesi'' biçiminde değerlendirdi ve darbe girişiminden ABD'nin haberi olduğunu savundu. Eymür, "Gülen'in de ABD'de yaşadığı dikkate alınınca, ABD'nin bu girişimden haberi olmaması, kesinlikle mümkün değildir. Darbe girişiminin ilk sinyalini de, yakın tarihte ABD'nin eski Ankara büyükelçileri Morton Abramowitz ve Eric Edelman, Washington Post'a yazdıkları bir yazıyla, Erdoğan'ı istifaya çağırarak verdiler" dedi.
TSK'nın neredeyse yüzde 70'inin cemaatçi olduğunu söyleyen Mehmet Eymür, “ABD, orduda din ve cemaat motifini kullanıp Gülen üzerinden örgütlenmiş… Tam olarak ayıklanmadıkları sürece içimizdeki paralel yapı projelerine devam eder” dedi.
Eymür, “MİT, TSK içinde aktif istihbarat yürütemez. Bunu askeri istihbarat yapar. Ancak sinyal istihbaratı, hava fotoğrafları gibi teknik imkanlarla, darbe hazırlıkları haber alınabilir. 15 Temmuz'u haber alan MİT Müsteşarı, önce Başbakan, sonra Cumhurbaşkanı ve gerekiyorsa Genelkurmay Başkanı'na haber vermeliydi'' dedi. Sözcü’den Emin Özgönül’e konuşan Eymür'ün açıklamaları şöyle:
O kayıtları Gülen mi dinliyor?
Korkunç bir kâbus gördük. Ön planda Gülen ve cemaat faktörü olsa da, bu bir istihbarat yapılanması ve bir istihbarat projesidir. Ordunun neredeyse yüzde 70'e yakını cemaatçi. Cemaate hizmet ediyorum zannedip, Türkiye'yi bölmek isteyen yabancı istihbarat servislerine hizmet eden zavallılar… Başyaver, Genelkurmay başkanının odasına her gün dinleme aleti koyuyor, ağabeyine günlük kayıt veriyor. Bu kayıtları Gülen mi, kim dinliyor? Jandarma, polis, yargıda da aynı yapılanma var. Disiplini en yüksek kurum olan Türk Silahlı Kuvvetleri böyleyse, diğer kurumlar ne haldedir?
“Bizi bizden iyi tanıyorlar”
1960 askeri ihtilalinde ve sonrakilerde cemaat mi vardı? Hayır. Ordu içinde Amerikalıların “Our Boys” yani “Bizim Oğlanlar” dedikleri ABD'ye hizmet eden subaylar vardı. Şimdi bizi bizden daha iyi tanıyıp tahlil ettiklerinden, din ve cemaat motifini kullanıp Gülen üzerinden örgütlenmişler. Onlar açısından, şaşkınlık yaratacak kadar başarılı. Her yerden dinleme ve raporlar geliyor. Habersiz bir şey yapmaya çalışırsan birini yayınlıyorlar, uzatırsan başına çuval geçiriyorlar. Olay yeni değildir, 1940'lara dayanır. Bunu sadece Fethullah Gülen ve cemaatine bağlamak olayı küçültür, Gülen'i ise büyütür. Tam olarak ayıklanmadıkça içimizdeki paralel yapı, daha doğrusu “Yönetici Yapı” faaliyet ve projelerine devam eder.
İlk sinyalini vermişlerdi
Gülen'in de ABD'de yaşadığı dikkate alınınca, ABD'nin bu girişimden haberi olmaması, kesinlikle mümkün değildir. Darbe girişiminin ilk sinyalini de, yakın tarihte ABD'nin eski Ankara büyükelçileri Morton Abramowitz ve Eric Edelman, Washington Post'a yazdıkları bir yazıyla, Erdoğan'ı istifaya çağırarak verdiler.
Orgeneral ve korgenerallerin, üst düzey bürokratların müsteşarlık yaptığı, emekli subayların da çalıştığı, hiyerarşik yapıdaki MİT'e, Hakan Fidan'ın tayini, bana göre büyük bir yanlıştı. Darbe girişimi haberini alan MİT Müsteşarı'nın önce doğrudan bağlı olduğu Başbakan'a haber vermesi gerekirdi. Cumhurbaşkanı'na da kesin olmasa dahi böyle önemli bir konunun haber verilmemesi manidar. Önce Başbakan'a, Cumhurbaşkanı'na ve gerekiyorsa Genelkurmay Başkanı'na haber vermeliydi.
MİT, TSK'da İstihbarat faaliyetinde bulunamaz
Milli İstihbarat Teşkilatı'nın görevinin Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak olduğunu söyleyen Mehmet Eymür, şöyle devam etti: “TSK'nın bir yönergesine göre MİT, TSK içinde aktif istihbarat faaliyeti yürütemez. Bu faaliyeti askeri istihbarat birimleri yapar. Sinyal istihbaratı, hava fotoğrafları gibi teknik imkanlar kullanılarak ve yabancı unsurlar kontrol edilerek, darbe hazırlıkları haber alınabilir. MİT'in görevi Türkiye Cumhuriyeti'ni, anayasasını korumaktır.
“Yanında olmalıyız”
15 Temmuz 2016 gecesi darbe girişimi geldi. Şehit ailelerinin başı sağ olsun. Yaralı gazilere, 15 dakika fark ile ölümden kurtulan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a da geçmiş olsun. Türkiye'yi böldürmediği, hainlerle mücadele ettiği müddetçe eski olumsuzlukları unutup, bütün Türkiye yanında olmalı. Ancak bir dileğim de var: Başkanlık sisteminden ve Taksim'deki inşaatlardan şimdilik vazgeçmesi…”