09 Nisan 2025 17:01
Güncelleme: 09 Nisan 2025 17:06
T24 Haber Merkezi
Eskişehir Tepebaşı ve Mihalgazi ilçelerinde Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş.’nin yapmak istediği Alpagut-Atalan Altın Gümüş Madeni projesinin İDK toplantısı bugün saat 14.00’te Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda başladı. Toplantı öncesi Çevre Bakanlığı önünde bir araya gelen yaşam savunucuları "Alpagut- Atalan’da doğanın ve yaşamın talanına izin vermeyeceğiz" dedi.
Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu, Sarıcakaya ilçesinde yapılması planlanan altın ve gümüş madeninin bugün yapılan İnceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısı öncesi Çevre Bakanlığı önünde bir araya geldi. "Sakarya Vadisi yok olmasın", "İliç'i unutma. Alpagut Atalan'a dokunma" yazılı döviz ve pankartları açan grup "Tek bir ağacımızı vermeyeceğiz" dedi.
Platform adına açıklamayı okuyan Sezgi Tağaç, Eskişehir'in büyük bir tehdit altında olduğunu anımsatarak "Bu bölge, Orta Sakarya Havzası’nda ve Sakarya Nehri’ne sadece 4 kilometre uzaklıkta, verimli toprağı ile İç Anadolu’nun Çukurovası olarak anılan, dört mevsim narenciye dahil çok çeşitli sebzenin, meyvenin yetiştiği bir bölgedir. Bölge ülkenin narenciye ve sebze ihtiyacının yüzde 20’sini karşılamaktadır. Yılda en az 2 ila 4 kez ürün alınabilmektedir. Ülkemizde Iğdır’la birlikte mikroklima özelliği olan iki bölgeden biridir" dedi.
Proje sahasında 28 endemik bitki türü, 61 omurgalı tür ve 128 kuş türünün bulunduğunu söyleyen Tağaç "Proje sahası birinci arkeolojik sit alanına 200 metre mesafededir. Kısaca söylersek ormanları, tarım alanları, meraları, akarsuları ve kültürel zenginliğiyle, şehrimizin ve ülkemizin göz bebeği bir bölgeden bahsediyoruz" diye konuştu.
Tağaç, şunları söyledi:
"Proje faaliyete geçtiğinde olacaklar bellidir. Ağaçlarımız kesilecek, ormanlarımız, tarım arazilerimiz yok edilecek, sondajlar, patlamalar ve işletme için kullanılacak milyonlarca ton su nedeniyle su kaynaklarımız kuruyacak, tarım, doğal yaşam ve canlılar, arıcılık yok olacak. Binalarımız hasar görecek, temiz havamız yerini toza bırakacak, yüzyıllardır bu topraklarda üreten halkımız, çaresizce köylerinden göç etmek zorunda kalacaktır. Anadolu’nun asıl hazineleri olan endemik bitki türleri yok olacak bölgede yaşayan hayvanlar yaşam alanlarını kaybedecek ekosistem onarılmaz hasar alacaktır. Siyanür ve toprakta bulunan ve siyanürle temas edince serbest ve zararlı hale gelen arsenik, kurşun, cıva gibi ağır metaller, buharlaşma, yağmur, sızma, taşma gibi yollarla Sakarya Nehri’ni de besleyen yer altı sularına karışacaklar, solunum, cilt teması veya bulaştıkları içme ve kullanma suları ve besin yoluyla vücuda girecekler. Bu ağır metaller ve siyanür kan hastalıkları, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, akıl hastalıkları, anormal doğumlar, bebeklerde bedensel ve zihinsel gelişme geriliği ve cilt, prostat, karaciğer, mesane, böbrek, akciğer gibi çeşitli kanserlere neden olmaktadır. Ayrıca, sondaj, patlatma ve taşıma sırasında oluşacak toz da amfizem, silikozis, KOAH, kanser gibi akciğer hastalıklarına yol açacaktır."
Projenin Çevresel Etki Değerlendirme sürecinin tüm itirazları karşın devam ettiğini anımsatan Tağaç "15 Ağustos 2024’te ÇED sürecinin bir parçası olan halkın katılım toplantısı gerçekleştirildi. Yapılış amacı halkın sürece katılımı ve itirazlarının dinlenilmesi ve projenin halka anlatılması olan toplantı, hakkında suç duyurusunda da bulunduğumuz Eskişehir Çevre Şehircilik ve iklim değişikliği il müdürü Hikmet ÇELİK in şirket yanlısı tutumu ve doğa savunucularının asılsız ithamlarla suçlandığı bir etkinliğe dönüşmüş, şirket halka hiçbir bilgilendirmede bulunmamış ve birçok sivil toplum kuruluşu, meslek odası, alanında uzman kişiler ve yurttaşların itirazları alınmadan usule aykırı olarak , halkın katılım toplantısı bakanlıkça gerçekleştirilmiş sayılmıştır. Defalarca toplantı tutanaklarını istememize rağmen tutanaklar katılımcı kurum ve talep edenlerle paylaşılmamıştır. Tüm bu sürece rağmen yirket utanmadan ki utanmalarını beklemiyoruz. Bugün görüşülecek olan ÇED dosyasında proje ile ilgili tüm ayrıntıların Halkın Katılım toplantısında katılımcılarla paylaşıldığını söyleyebilmiştir. Bu açıkça yalandır. Alpagut- Atalan’da doğanın ve yaşamın talanına izin vermeyeceğiz" dedi.
SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başer ise şunları söyledi:
"Geçtiğimiz günlerde Artvin İDK'sı için daha önce Kırşehir İDK'sı için buradaydık. Bugün de 'Eskişehir Alpagut zehirlenmesin, Sakarya havzası şirketlere talan ettirilmesin' diye buradayız. Yine Cengiz'in suç mahali için burada toplandık. Bu Cengiz ki ülkenin her tarafını yeraltı yer üstü kaynaklarını talan ediyor, hukuk tanımıyor, yaşam tanımıyor, insanları tanımıyor. Bu gücü nereden alıyor biz biliyoruz. Bu Cengiz bu gücü tek adam rejiminden alıyor. Sırtını tek adam rejimine dayamış, Eskişehir'i, Sakarya havzasını kirletiyor. Buna izin vermeyeceğiz. Eskişehir halkı tek adam rejiminden büyüktür. Günlerdir ülkenin dört bir tarafında halk ayakta, gençler ayakta, kadınlar ayakta, doğasını, yaşamını savunanlar ayakta. Bizim istediğimiz tek şey var. İnsanca ve temiz bir doğada yaşamak istiyoruz. Temiz suya, temiz gıdaya ücretsiz olarak erişmek istiyoruz. Bunun için buradayız. Bir kez daha sesleniyoruz. Cengiz Eskişehir'den defol. Asıl yargılanması gereken Türkiye'nin dört bir tarafında gelecekleri ayağa kalkan gençler değildir. 299 genci serbest bırakın Cengiz'i yargılayın. Cengiz ülkeyi talan ediyor. Bir kez olsun memleket için karar verin. Bir kez olsun bu halkın yaşamı için karar verin. İDK'dan çıkan karar ne olursa olsun mücadelemiz sürecek."
© Tüm hakları saklıdır.