Öztürk Türkdoğan, 13 asker ve polisin 24 Temmuz 2015 sonrasında örgüt tarafından alıkonulduğunu hatırlattı.
Yine PKK tarafından Temmuz-Ağustos 2015 döneminde alıkonulan 20 gümrük memurunun İHD tarafından 8 Eylül günü Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nde, PKK'dan teslim alınarak Türkiye’ye getirildiğini hatırlatan Türkdoğan, yeniden arabulucu olmaya hazır olduklarını vurguladı.
Sedat Vardar ve Ferdi Polat’ın akıbeti konusundaki belirsizliklerin halen sürdüğünü söyleyen Türkdoğan, Polat ve Vardar’ın durumuna dair kamuoyuna açıklama yapılması konusunda örgüte çağrıda bulundu.
Asker ve polis aileleriyle birlikte şimdiye değin birçok basın toplantısı düzenlediklerini ifade eden Türkdoğan, TBMM nezdinde siyasi partilerin grup başkan vekillikleri ve çeşitli devlet görevlileri ile görüşmeler gerçekleştirilmesine, ailelerin bizzat bakanlar, Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile görüşerek sorunun çözümünü dile getirmelerine rağmen bir gelişme sağlanamadığını kaydetti.
İçişleri Bakanı’ndan da randevu talep ettiklerini söyleyen Türkdoğan, şunları kaydetti:
“Hala görüşmemize bir cevap verilmedi. İçişleri Bakanlığı ancak kaç kişinin gözaltına alındığı, kaç kişinin öldürüldüğüne dair açıklama yapıyor. Biraz da demokrasiye dair özgürlüklere dair verile açıklasınlar. Bu insanların sesini duysunlar.”
Türkdoğan, sözlerinin devamında Türkiye kamuoyunun bu konuda sessiz kalmasını da eleştirdi. Türkdoğan, medyada her gün seçimleri tartışan gazetecilere seslenerek, “Ey Türkiye kamuoyu siz biliyor musunuz 13 yurttaşınız şuan alıkonulmuş durumda. Biraz da onların durumlarını konuşun. Bunlar 4 yıldır aileleriyle görüşemiyor” dedi.
Er Müslüm Altıntaş’ın annesi Solgun Altıntaş, “Çocuklarımızı bırakın yeter. Hasret kaldık. Devlet ve PKK’ya diyorum, bırakın bunları. Çocuklarımız neyin cezasını çekiyor. Anlaşmaya varın, çocuklarımız artık evlerine gelsin” diye konuştu.
Uzman çavuş Mevlüt Kahveci’nin ablası Beyhan Çarkcı ise kardeşine, “Annem iyi, sağlığı da iyi. Buraya gelemedi ama seni çok özledi” diye seslendi. Devlete de seslenen abla Çarkcı, şunları söyledi:
“Sadece kardeşim değil, biz de esiriz. Nefes alamıyoruz. Siz bizim çınarımızı esir aldınız. Orada kalmalarına siz izin veriyorsunuz. İsteseydiniz 3 yıl önce alırdınız. Kardeşimin suçu ne vatana ihanet etmediği için mi, o bölge halkını korumak adına çatışmaya girmediği için mi, yoksa fakir çocuğu olduğu için mi esir kalmasına izin veriyorsunuz? Biz hiçbir zaman Kürt-Türk ayrımı yapmadık, hepimiz aynıyız. Onların da canı yanıyor biliyoruz. Sadece onun değil, bizim de esaretimizin son bulmasını istiyoruz.”
Dört yıldır çocuğunu göremeyen baba Şevket Altıntaş da, isyanını şu sözlerle dile getirdi:
“Delikanlı oğlumu büyüttüm, askere gönderdim. 4 yıl oldu, yazık günah. Bu sözü duvara söylesem anlardı ama karşımızdakilerin duygusu yok. PKK’ya sesleniyorum; bırakın oğlumu. Devlete sesleniyorum; neyin peşindesiniz? 4 yıldır bu adamlar senin askerini almış ve sen ‘uzlaşmam’ diyorsun. Ölsünler mi? Ondan sonra resmi tören ve madalya mı takacaksınız. Bırakın bunları biz çocuk değiliz.”
Bu açıklamanın ardından aileler Meclis'e geçti, HDP ve CHP grubuyla görüştü. Ailelerle HDP (HDP) Grup Başkanvekilleri Fatma Kurtulan ve Saruhan Oluç görüştü.
Yaklaşık bir saat süren görüşmede aileleri dinleyen Kurtulan ve Oluç, alıkonulan asker ve polislerin ailelerine kavuşması için üzerine düşen her şeyi yapacaklarını, parlamento düzeyinde de tüm girişimlerde bulunacaklarını ifade ettiler.
Aileler ardından CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile görüştü. Aileler Meclis'in bu konuda bir an önce devreye girmesi yönündeki talebini CHP’ye de iletti. Özel ise CHP olarak ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.
MHP ve İyi Parti’nin “uygun olmadıkları” gerekçesiyle ailelere randevu vermedikleri öğrenilirken, aileler 14.30’da AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı ile görüşecek.
