Vahdet yazarı Mehmet Şevket Eygi, İstanbul Erkek Lisesi'nde başlayan protestoları ağır ifadelerle eleştirdi. İstanbul Erkek Lisesi'nin 2016 yılı mezuniyet töreninde öğrencilerin, arkalarını dönerek okul müdürü protesto ettiğini hatırlatan Eygi, "Hiçbir terbiyeli, medenî, efendi, kibar, görgülü lise öğrencisinin konuşma yapan müdüre arkasını dönmeye hakkı yoktur. Bir lisede öğrenciler protesto mahiyetinde, müdüre arkalarını dönebiliyorlarsa o lise batmış, bitmiş, mahv olmuş demektir" görüşünü savundu. Eygi, "Protesto hareketlerinin arkasında; anarşi ve kaos çıkartmak, siyasî iktidarı sivil darbe ile devirmek isteyen gizli ve derin güçler ve Gezi’ciler bulunduğuna dair kuvvetli karineler mevcuttur" iddiasında bulundu.
Eygi'nin Vahdet'te "Liselerde terbiyesizlik" başlığıyla yayımlanan (19 Haziran 2016) yazısı şöyle:
Hiçbir terbiyeli, medenî, efendi, kibar, görgülü lise öğrencisinin konuşma yapan müdüre arkasını dönmeye hakkı yoktur. Bir lisede öğrenciler protesto mahiyetinde, müdüre arkalarını dönebiliyorlarsa o lise batmış, bitmiş, mahv olmuş demektir
Liseler, eğitim kurumu olarak böyle protestolara müsait yerler değildir. Son günlerde bazı liselerde sahneye konulan, edep ve terbiyeye aykırı protesto hareketlerinin, müdüre arka dönmelerin, sert bildiriler yayınlamaların arkasında; anarşi ve kaos çıkartmak, siyasî iktidarı sivil darbe ile devirmek isteyen gizli ve derin güçler ve Gezi’ciler bulunduğuna dair kuvvetli karineler mevcuttur. Bu hareketler bütün öğrencileri bağlamaz. Lisenin müdüründe, idaresinde olumsuz taraflar varsa, bunu bizzat öğrenciler değil, veliler araya girerek halletmeye çalışmalıdır. Liseler siyasî çekişme ve tepişmelerin, anarşik eylemlerin üzerinde ve dışında tutulmalıdır.
Liselerin üç temel vazifesi vardır:
Birincisi: Doğru bilgi ve kültür vermek.
İkincisi: Ahlak ve karakter terbiyesi vermek.
Üçüncüsü: Estetik, sanat, güzellik boyutu kazandırmak.
Liselerdeki protestolar, terbiyesizce davranışlar, müdüre arka dönmeler bizim millî ahlak ve karakterimize zıt hareketlerdir. Egemen azınlıklar, vesayet rejimi taraftarları, 1930’ların karanlık ve kanlı günlerini özleyen faşist ruhlular liselerimizi, kendilerine hizmet edecek bir fidanlık gibi görmektedir. Onlara fırsat verilmemelidir. Liselerimizde küçük beyefendiler, küçük hanımefendiler yetiştirilmelidir.
Siyasî iktidar, liselerimizin sivil darbelere, anarşiye, kaosa, aşırı akımlara alet edilmemesi için bilgece tedbirler ve kararlar almalıdır. Şayet bazı liselerimizde üzücü olaylar olmuşsa, oluyorsa, bunun sorumluluğunun yüzde 51’i eğitime ve kültüre gereken önemi vermeyen siyasî iktidara aittir. Millî kimlik ve kültüre bağlı yazarlar, düşünürler, ziyalı kişiler, sivil toplum kuruluşları, baskı grupları liselerdeki olumsuz hadiselere karşı cephe almalı, yıkıcılara fırsat vermemelidir. Tekrar ediyorum: Olup bitenler lisedeki bütün öğrencilerin fikri ve tercihi değildir. Çoğunluk sağduyudan, terbiyeden, edepten yanadır. Terbiyelilerin en az terbiyesizler kadar cesur, gözü kara ve atılgan olmaları gerekir. Aksi takdirde fenalıklar artar, huzur ve güven kalmaz.