Orhan Kemal Cengiz
(Bugün gazetesi)
İstanbul’un kuzey ormanları CHP veya MHP iktidarında kesiliyor olsaydı...
Bu ormanlardaki yerleri yurtları başlarına yıkılan bütün hayvanlar kaçacak delik ararken, yaban domuzları Bebek kıyılarına çıksaydı...
Bu domuzların hikayesinden ne ilahi mesajlar çıkarır; acımasızca ormanları yok eden “beyaz adamın” nasıl da cezalandırıldığından bahsederdiniz...
* * *
Yırca köyündeki 6 bin zeytin ağacı, sizin değil de başka bir partinin zamanında kesiliyor olsaydı...
Bu ağaçlar kesilirken, topraklarını, evlerini, oradaki kuşun kurdun hakkını savunan köylüler acımasızca dövülseydi...
Tıpkı bugün olduğu gibi, başörtülü kadınlar yerlerde sürüklenseydi...
Kim bilir kaç tane “benim başörtülü bacımı yerlerde süründürdüler” hikayesi üretirdiniz...
* * *
Fındıklı’da, Çayeli’nde, Hemşin’de, Askoroz’da, Uzungöl’de, Papart’da, Maçahel’de,Barhal’da ve daha sayız nice yerlerde, ormanların tam ortasına, ırmakların kenarına kondurduğunuz HES’ler...
Sizler tarafından değil de başkaları tarafından yapılmış olsaydı ve şimdi olduğu gibi, dereleri kurutup, ormanlardan geriye bir çöl bıraksaydı...
Tek tek bu yerlerin adını sayıp, tıraşlanmış ormanların, kurumuş, minik derelere dönmüş akarsuların fotoğraflarını gösterip, “Allah’tan korkuları olsa, bunları yapabilirler mi” diye sorardınız...
* * *
İstanbul şehir planında Silivri’ye yapılacak denen 3. havalimanı, sırf bir tek adamın ağzından öyle çıktı diye, gidip kuzey ormanlarının tam ortasına başka bir parti iktidardayken yapılsaydı...
Sırf bu keyfi karar yüzünden milyonlarca ağaç acımasız bir şekilde kesilecek olsaydı...
Milyarlık AK Saray, başka bir partinin zamanında, Ankara’nın çöl gibi boş binlerce arazisi dururken, bir ormanın ortasına dikilseydi...
Halkını ve doğayı hiçe sayan kaç tane beyaz adam hikayesi uydururdunuz kim bilir?
* * *
Birleşmiş Milletler Ormancılık Forumu’nun 10. Toplantısı’nda konuşan Tayyip Erdoğan, sınır tanımayan zenginlik ve para hırsının dünyayı nasıl mahvettiğini, bu hırslara sahip insanların atmosferi bile deldiğini, buzulları erittiğini, ormanları yok ettiğini anlatıyor ya...
Erdoğan, buzulları eriten, atmosferi delen, ormanları mahvedenlere, 1850’li yıllarda, toprakları elinden alınmak istenen Kızıldereli reisi Seattle’ın “son ağaç kesildiğinde, son nehir kuruduğunda, son balık öldüğünde; paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacaklar” dediğini hatırlatıyor ya...
Eyy AKP’li kardeşlerim, işte siz bu Kızılderili reisinin sözünü ettiği “Beyaz adamın” ta kendisisiniz!
Bu ülkenin beyaz adamı sizsiniz…