Facebook'un 50 milyon kullanıcı profilini usulsüz kullanmakla suçlanan Cambridge Analytica veri analiz şirketine ve verileri paylaştığı için Facebook'a eleştiriler yöneltilirken birçok kullanıcı da bu sosyal medya platformundaki hesabını kapatıp kapatmamayı tartışıyor.
gazetesinde bu konuyu ele alan yazar ve marka stratejisti Arwa Mahdawi'ye göre bu sosyal medya ağıyla ilişiği kesmenin vakti geldi. Mahdawi'nin Cambridge Analytica skandalının ardından hesabını sildiği Facebook'la ilgili kaleme aldığı yorum yazısının bir kısmı şöyle:
"Benim açımdan, Cambridge Analytica hikâyesi nihayet bu sosyal medya ağıyla bağlarımı koparmam için ihtiyaç duyduğum dürtüyü tetikledi. Uzun zamandır Facebook'tan uzaklaşmaya çalışıyordum.
Çekincemin sebebi, yıllardır reklam sektöründe çalışıyor olmamdan kaynaklanıyor. Ticari ilişkilerini kullanıcıların verileri üzerine inşa eden Facebook, Google ve birçok farklı şirketle ilişkilerde alıcı konumundaydım.
Facebook'taki 'beğeniler', genel kullanıcılar dışında pazarlamacılar için daha farklı bir anlama geliyor. Facebook, 2016 ABD seçimleri, sanal tacizler ve yalan haberlerin yayılmasındaki rollerinin önemli olmadığını söylüyor.
Ama bir reklam bütçeniz varsa ve Facebook'un hedef kitlenizdeki tüketicileri ürününüzü almaları için nasıl ikna edebileceğini bilmek istiyorsanız o zaman durum farklı.
Facebook o alanda rakipsiz, her şeyi bilen bir kuruluşa dönüşüyor. Hemen hemen herkesi, her şeyi yapabilecek bir kuruluş. Facebook halka kendini bir sosyal ağ olarak tanıtsa da, reklam endüstrisine hitap ederken gerçek bir gözetleme sistemi olduğu açık.
(…) Facebook'un Cambridge Analytica olayıyla ilgili sorumluluk almayı reddetmesinden sonra Facebook hesabımı sildim. Size de aynı şeyi yapmanız tavsiyesinde bulunmuyorum.
Birçok açıdan, Facebook'a mesafeli durabiliyor olmanız bir ayrıcalık. Güney Kaliforniya Üniversitesi bilgi çalışmalarında görevli Safiya Noble şöyle diyor:
'Birçok kişi için Facebook internete açılan bir kapı. Hatta bazıları internet olarak yalnızca Facebook'u bilip kullanıyor. İletişimde, topluluk oluşturmada ve sanal toplumlara katılmada mühim bir rol oynuyor.'
İnternet ortamında iletişim kurabilecek, sanal toplumlara dahil olabilecek birçok farklı yolunuz olsa da Facebook'un yerine geçebilecek iyi bir alternatif yok.
Arkadaşlarınızın doğum günlerini hatırlatan, dünyanın bir ucundaki akrabanızla iletişim kurmanızı sağlayan ve 10 yıllık fotoğraflarını tutan başka bir platform yok. Facebook'u silmek bazı şeyleri kaçırmanız ve çevrenizle iletişim kurmanız için farklı yollar bulma çabasına girmenizi gerektirir.
Ayrıca, Facebook'un, aralarında Instagram ve WhatsApp'ın da olduğu tüm ekosistemini silmediğiniz sürece şirketin veri toplama sisteminden kendinizi korumuş sayılmıyorsunuz. Örneğin ben WhatsApp'ı silmedim çünkü hala gizlilikte feragat etmemi gerektirmeyecek faydaları olduğunu düşünüyorum. En az Facebook kadar kötü olan Instagram'ı da tamamen silmedim. Facebook hesabımı silmek akıl sağlığımı korumanın bir yolu olabilir ama dijital parmak izimi silmeye çok faydası olmuyor.
Noble'ın söylediği gibi 'bireysel Facebook hesaplarını silmek hayatımıza dair verilerin toplanması sorununu tamamen çözmüyor.' Facebook hesabınızı silmek size geçici bir tatmin duygusu verebilir ama "verilerin toplanma, satılma ve halka karşı kullanılması yöntemine ilişkin sorunlara gerçek çözümler bulunmasına çok etkisi yok."
Sorun sadece Facebook gibi tek bir platform, gözetleme sorunları veya halk üzerinde deney yapma değil. Sorun, bizi sürekli takip eden ve profillerimizi çıkaran şirketler ve hakkımızda toplanan, istismara açık bu geniş çaplı bilgilerin sağladığı gücün suiistimal edilmesi.
Privacy International'da verilerin istismar edilmesi programının başındaki araştırmacı Frederike Kaltheuner "Facebook hesabınızı silebilirsiniz, ama hala sanal ortamda takip edileceksiniz hatta çevrimdışı olsanız bile. Cep telefonları adları üstünde bir izleme cihazıdır" diyor.
Cambridge Analytica'yla ilgili ifşa edilenler, verilerimizin nasıl kullanıldığı ve istismar edildiğiyle ilgili buzdağının yalnızca görünen yüzü. İnternet giderek kurumsal bir gözetleme servisine dönüyor ve hem çevrim içi hem çevrim dışı verilerimizin, kişisel bilgilerimizin nasıl kullanıldığını tam olarak anlamak imkânsız.
(…) Örneğin yazılım şirketi Pixoneye. Bu uygulamaya geçmişte fotoğraflarınıza erişim hakkı verdiyseniz, Pixoneye'ın teknolojisinin kullanımına da izin vermiş olma ihtimaliniz var. Cep telefonlarınızdaki fotoğrafları tarıyor ve kim olduğunuzla ilgili bir hikaye çıkarmak için verilerinizi kullanıyor. Örneğin, sizin spor izleyen veya şarabı seven, ailesiyle tatile çıkan biri olarak profilinizi çıkarabilir.
(…) Cambridge Analytica soruşturmasının ortaya çıkardığı gibi, birkaç Facebook 'beğenisi' bir kişinin cinsel tercihini veya oy vermesi muhtemel siyasi partiyi öngörebilir.
Facebook aracılığıyla erişimine izin verdiğiniz uygulamaları tespit etmek için 'Özellikler' kısmına gidip solda 'Apps' uygulamalar kısmını kontrol edebilirsiniz. Ben yaptığımda Facebook verilerime 68 uygulamanın sınırsız erişim hakkı verildiğini gördüm. Daha ürkütücüsü, daha önce sildiğim çöpçatan uygulaması Bumble'ın da hala Facebook bilgilerime erişimi olduğunu fark ettim.
Dijital verilerinizin takip edilmemesi için başka neler yapabilirsiniz? İnternette gizlilik haklarının korunması için çalışan kuruluş Open Rights Group'tan Jim Killock'un tavsiyeleri şöyle: "Daha az durum postu koymak, daha az paylaşmak ve profilinizin çıkarılmasında büyük rol oynayan Facebook'tal, beğendiğiniz sayfaları azaltmak."
Avrupa Birliği Genel Veri Korunması Düzenlemesi (GDPR) 25 Mayıs'ta yürürlüğe girecek. Bu, verilerle ilgili şirketler ve bireyler arasındaki güç dengelerinin değişmesi için önemli bir adım.
Kaltheuner, yeni yasal yükümlülüğün ülke sınırlarını kapsaması açısından önemli olduğunu söylüyor: "Bu, şirketiniz AB dışındaysa, örneğin ABD, ve AB'deki bireylere ürün ve hizmetler sunuyor, davranışları gözetliyorsa, siz de buna uymakla yükümlüsünüz. Bu özellikle, kapsamlı veri korunması rejimi bulunmayan ABD gibi ülkeler için önemli."