T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Bugünün Türkiye'sinde artık ne 80'ler neslini topyekun yok eden darbecilere yer var ne de darbeye çanak tutan ideolojik müdahalelere, siyaset mühendislerine yer var. Bugünün Türkiye'sinde artık ne 90'larda millete 'Nerede bu devlet?' dedirten derin ekonomik çöküntülere, siyasal kaoslara yer var ne de siyaset alanına hükmeden bürokratik oligarşiye yer var. Bugün artık büyük ve güçlü Türkiye var." dedi.
Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının himayesinde düzenlenen Analogdan Dijitale Fotoğrafın Yolculuğu Sempozyumu'nun açılışına katıldı. Altun, buradaki konuşmasında şunları söyledi:
"Bugünün Türkiye'sinde artık ne 60'larda kurumsal kimlik kazanan askeri ya da yargı vesayetine yer var ne de o vesayeti savunanlara. Bugünün Türkiye'sinde artık ne 70'lerdeki istikrarsız siyaset ve ekonomiye yer var ne de sağ-sol adı altında toplumsal alanı rehin alan radikalizme, fanatizme yer var. Bugünün Türkiye'sinde artık ne 80'ler neslini topyekun yok eden darbecilere yer var ne de darbeye çanak tutan ideolojik müdahalelere, siyaset mühendislerine yer var. Bugünün Türkiye'sinde artık ne 90'larda millete 'Nerede bu devlet?' dedirten derin ekonomik çöküntülere, siyasal kaoslara yer var ne de siyaset alanına hükmeden bürokratik oligarşiye yer var. Bugün bunlara yer yok. Bugün artık büyük ve güçlü Türkiye var."
İletişim Başkanlığı olarak ''dijital dönüşüm'' çağında yoğun bir çabayla hakikat mücadelesi verdiklerini dile getiren Altun, şunları söyledi:
"Yaptığımız çalışmaları bütünlüklü olarak hakikat mücadelesi olarak ifade ediyoruz. Yalanın, dezenformasyonun ulusal ve uluslararası alanda sürekli olarak yeniden üretildiği ortamda hakikati savunmak hem kutlu hem de zorlu bir vazifedir. Topluma, millete, tüm dünyaya doğruları anlatmak ve doğruların anlatılmasını temin etmek, bunun için çaba sarf etmek, bu anlamda bir hakikat mücadelesidir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonu doğrultusunda verdiğimiz bu hakikat mücadelesinin, Türkiye'yi eskiden olduğu gibi uluslararası bağımlılık düzenine mahkum etmek isteyenler tarafından hoş karşılanmadığını, onların adeta huzurunu kaçırdığını da biliyoruz. İşte huzuru bozulanlar, her gün yeni yeni yöntemlere başvuruyorlar.
"Dijital faşizm, bir milli güvenlik meselesine dönüşmüş durumdadır"
Örgütler, yeni kurulan bu dijital medya düzenini propaganda için, endoktrinasyon için, haberleşme için, militan ve sempatizan devşirmek için, eğitim için hatta operasyonel kontrol ve sözde komuta için kullanıyorlar. Unutulmamalıdır ki içinde bulunduğumuz bu dijital dönüşüm çağında ismine dijital faşizm, dijital terörizm dediğimiz sorun da bu nedenle bir milli güvenlik meselesine dönüşmüş durumdadır. Hiçbir siyasal aktörün bu sorun karşısında duyarsız kalması söz konusu olamaz, olmamalıdır. Zira bugün bir milli güvenlik meselesine dönüşen bu dijital faşizm, bireyleri, aileleri, toplumları, devletleri tehdit etmektedir. Bu tehdide karşı milli birlik ve beraberlik içinde mücadele etmek, son derece hayati bir unsurdur. Önümüzdeki dönemin en büyük mücadele alanlarından biri olan dijital dönüşümde tüm kurumlarımıza, siyaset ve medya temsilcilerine hatta her bir vatandaşımıza önemli sorumluluklar düşmektedir." (AA)