Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde imam olarak görev yapan ve "faiz tavizi olmayan tek haramdır" diye fetva veren Halil Konakcı'nın, hakkındaki icra takibi kararının durdurulmasına yönelik teminat bedeli olarak yatırdığı paranın "nemalandırılmasını" talep ettiği ortaya çıktı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı sözleriyle gündem olan ve "faiz tavizi olmayan tek haramdır" diye fetva veren Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görevli imam Halil Konakcı, borçlu olduğu dosyada hakkında başlatılan icrasının durdurulması amacıyla teminat bedeli olarak yatırdığı nakit paranın "nemalandırılmasını" talep etti.
Konakcı'nın avukatı tarafından Adalar İcra Dairesi'ne yapılan başvuruda, Konakcı hakkındaki dosya kapsamında icra takibinin durdurulması için teminat yatırıldığı ve İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin Konakcı hakkında verdiği kararın istinafa taşındığı belirtildi. Dilekçede, başlatılan icra takibine karşılık, İcra Dairesi'nden müteakip mehil vesikası alındığı ve İcra Hukuk Mahkemesi'nden üst mahkemeden çıkacak karara kadar icra takibinin durdurulması kararı alındığı belirtildi.
"Elde edilen getiriden yararlanma yetkisi paranın malikine aittir"
Paranın başkasına kullandırılması sonucu elde edilen getiriden yararlanma yetkisinin paranın malikine ait olduğu belirtilen başvuruda, "Paranın bankaya yatırılması, bankanın söz konusu parayı kullanmasına imkan sağladığından bunun karşılığında banka tarafından paranın sahibine faiz, ikramiye ve benzeri adlar altında bir takım menfaatler temin edilebilmektedir. Bankaya yatırılan paranın mahkemeler, hakimler, Cumhuriyet savcıları ve icra iflas dairelerinin kontrolünde bulunan bir para olması ve bu paranın adı anılan otoritelerce bankaya yatırılması, elde edilen nemadan yararlanma hakkının paranın malikine ait olduğu kuralını değiştirmez. Özel kişilere ait olup adı anılan otoritelere tevdi edilen paranın bankaya yatırılması sonucu elde edilen faiz, ikramiye, ve diğer menfaatlerden bankaya yatırılan paranın sahibi olan özel kişilerin yerine devlete ait olmasını öngörmek mülkiyet hakkını sınırlamaktır" denildi.
"Tahsil edilen paranın alım satım gücünü kaybetmesini engellemenin yolunun nemalandırılması olduğu ifade edilmiştir"
Paranın bankaya yatırılması halinde bu paralara ait faiz, ikramiye gibi menfaatlerin devlete ait olduğuna ilişkin düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği hatırlatılan başvuruda, şu ifadeler yer aldı:
"Borçludan tahsil edilen bedelin alacaklıya ödendiği ana kadar borçlunun veya alacaklının para üzerinde tasarrufta bulunma, parayı kullanma veya paranın değerinin enflasyon karşısında aşınmasını önleyici tedbirler alma imkanı olmadığının altını çizerek borçludan tahsil edilen bedelin bu süreçte henüz icra müdürlüğünün kontrolü altında bulunduğunu, dolayısıyla bu paranın enflasyon karşısında kıymet yitirmesini önleyebilecek olanın da para üzerinde tasarrufta bulunma kudretini elinde bulunduran icra dairesi olduğunu belirtmiş, tahsil edilen paranın alım satım gücünü kaybetmesini engellemenin yolunun da nemalandırılması olduğunu ifade etmiştir.
Anayasa Mahkemesi sonuç olarak cebri icra organlarının tahsil ettiği parayı bir mevduat hesabına yatırılması biçiminde alacağı basit bir tedbirle icra sürecinin hızlı işlememesinin borçlu üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri asgari seviyeye indirememesinin mülkiyet hakkının devlete yüklediği koruma pozitif yükümlülüğünün ihlali sonucunu doğurduğunu kabul etmiş olup, borçlu tarafından icra dosyasına yatırılan nakit ve teminatın nemalandırılamayacağı yönünde aksi bir düzenlemenin de bulunmadığı, söz konusu paranın nemalandırılmasının borçlu ve alacaklının menfaatine uygun olacağı dikkate alınarak mahkeme şikayetin kabulüne karar vermesi gerekirken yasal olmayan gerekçelerle reddine karar verilmesi isabetsizdir"
"Mülkiyet hakkına haksız müdahale de bulunulmaması için..."
İcra Müdürlüğü'nce verilen nemalandırılma talebinin reddi kararının yerinde olmadığı söylenen başvuruda, "Yatırılan teminatın nemalandırılması halinde nema gelirinin hak sahibine ödenmesi gerekmekte olup icra müdürlüğü kararı yerinde görülmediğinden şikayetin kabulüne karar vermek gerekmiş ve bu şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere esas numarası belirtilen müdürlüğünüz dosyasında tehir-i icra alınması için yatırılmış bulunan teminatın nemalandırılması talebi açıkça hukuka uygundur. Borçlu ve alacaklının menfaatinin korunması ve mülkiyet hakkına haksız müdahale de bulunulmaması için dosyaya yatırılan teminatın nemalandırılmasını müdürlüğünüzden talep ederim" denildi.
Nemalandırma nedir?
Nemalandırma, boşta duran ve kullanılabilir durumda olan bakiyenin faiz getirisi elde etmek üzere günlük olarak kullanılmasına denmektedir.
Nemalandırma işlemi kullanılabilir bakiyeniz üzerinden gerçekleşir. Belirli bir tutara sahip hesaplar için nemalandırma işlemi uygulanabilir.
Bu işlem genellikle VİOP (Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası) üzerinden yapılır. Ayrıca bankalar ve devletin sunduğu bazı seçenekler ile para yatırılarak gerçekleşir. Yatırılan miktar üzerinden alınan faiz sonucu nemalandırma işlemi yapılır.
İcra takiplerinde farklı sebeplerle icra veznesine giren paralar hemen hak sahiplerine ödenememekte, bazen uzunca sayılacak şekilde sürelerle icra dairesi uhdesinde kalabilmekte, süreç sonuçlandığında hak sahiplerine ödeme yapılmaktadır. Aslında hak sahiplerine ait olan, yani tarafların veya ilgililerin mülkiyetinde olan bu paralar, belirli süre icra dairesi (yani Devlet) uhdesinde tutulmaktadır. Bu süre içinde paranın değer kaybına uğraması söz konusudur. Bu değer kaybının önüne geçmek için bu paraların nemalandırılması talep edilmektedir.
|
|