T24 Haber Merkezi
Gazeteci Fatih Altaylı hakkında açılan davada, "suçu ve suçluyu övme" suçundan 2 yıla kadar hapsi istendi. Altaylı hakkındaki adli kontrol kararlarını kaldıran mahkeme, duruşma olmadan, basit yargılama usulüyle yargılama yapılmasına hükmetti. Altaylı savunmasında, Ege Akersoy isimli gencin Filistin eyleminde Tevhid bayrağı açan kişiye yumruk atmasının ardından "Eline sağlık" paylaşımı yapmasındaki amacın aslında bir sosyal deney olduğunu söylemiş ve suçlamaları kabul etmemişti. Savcı, savunmayı "hayatın olağan akışına aykırı" bulurken, Altaylı'nın paylaşımı ile "insani, İslami ve milli bilinçle düzenlenen saldırıları kınayan mitinge katılan bir vatandaşa yönelik gerçekleşen eylemin övülmesi nedeniyle kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıktığını" öne sürdü. Yumruk olayının üzerinden bir ay geçtikten sonra hazırlanan iddianamede, savcının dayanağı, benzer tarzda mitinglerin farklı illerde yapılmaya devam etmesi oldu.
Altaylı'nın "Eline sağlık" sözleri ise yalnızca bir sosyal medya paylaşımından ibaret. Üstelik, Tevhid bayrağı açan kişiye yumruk attığı gerekçesiyle tutuklanan Ege Akersoy, yalnızca 17 gün cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi. Altaylı hakkındaki iddianame ise Akersoy tahliye edildikten 20 gün; olay yaşandıktan 1 ay sonra hazırlandı.
Gülşen'de 4 ay, Altaylı'da bir ay sonra oluşan "açık ve yakın tehlike"
Benzer iddia, geçen yıl İmam Hatiplilerle ilgili konuşmasından sonra tutuklanan şarkıcı Gülşen'in de soruşturma savcısı tarafından öne sürülmüştü. Gülşen, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” iddiasıyla suçland. Dört ay önceki konserinde sarf ettiği sözlere rağmen, soruşturma savcısı, "açık ve yakın bir kamu güvenliği tehlikesi olduğunu” öne sürmüştü.
Şartlar tartışıldı mı?
İddianamede bahsedilen ve hem TCK 215. madde (Altaylı hakkındaki suçlama) hem de TCK 216. maddede (Gülşen hakkındaki suçlama) tanımlanan "açıklık", kamu düzenini bozacak derecede bir tehlikenin mevcudiyeti, "yakınlık" ise tehlikenin kamu düzenine zarar verme ihtimalinin yakın olması anlamına geliyor. Suçu ve suçluyu övme suçu somut bir tehlike suçu ancak buna ilişin Yargıtay kararları, "'Suçunun unsurları' ve 'cezalandırılma şartlarının' gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılarak sanığın hukuki durumunun takdiri gerekir" diyor.
TIKLAYIN - Tevhid bayrağı açan şahsa yumruk atmıştı: Ege Akersoy hakkında tahliye kararı
TIKLAYIN - Erdoğan'ın başdanışmanı Fatih Altaylı'ya hakaret edilen videoyu paylaştı: Ağzına sağlık
Soruşturma ve iddianame
Fatih Altaylı hakkında 1 Ocak'ta İstanbul'da düzenlenen "Şehitlerimize Rahmet, Filistin'e Destek, İsrail'e Lanet" yürüyüşünün ardından İsmail Aydemir'e yumruklu saldırıda bulunan Ege Akersoy’a ilişkin sosyal medya hesabından "Eline sağlık" paylaşımı yaptığı iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı. Altaylı bu paylaşımını daha sonra kaldırmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca konuyla ilgili yürütülen soruşturma tamamlandı.
Olay sonrasında saldırıda bulunan şahsa yönelik sosyal medya üzerinden "destek mahiyette övücü nitelikte" paylaşımların yapıldığı belirtilen iddianamede, Fatih Altaylı'nın da Twitter üzerinden 1 Ocak 2024 tarihinde "Eline sağlık" şeklinde aynı gün, aynı saatte paylaşımda bulunduğu, daha sonra bu paylaşımı kaldırdığı kaydedildi.
İddianamede, Altaylı'nın savunmasında bir arkadaşıyla otururken meydana gelen olayla ilgili, "Şimdi bir tweet atacağım, bakalım kim üstüne alınacak" diyerek "Eline sağlık" tweetini attığı, ancak bu paylaşımı yapmasındaki amacın aslında bir sosyal deney yapmak olduğunu söyleyerek, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği kaydedildi.
"Mitingler güncelliğini yitirmedi"
Ancak iddianamede, Altaylı'nın savunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve "Eline sağlık" paylaşımının saldırıda bulunan kişiye ve eylemine yönelik olduğu; paylaşım ile "kamuoyunun yakın şekilde birçok vatandaşımızın takip ettiği, insani, İslami ve milli bilinçle düzenlenen saldırıları kınayan, terör örgütlerini lanetleyen gösteriler sonrasında mitinge katılan bir vatandaşa yönelik gerçekleşen eylemin övülmesi nedeniyle kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıktığı" öne sürüldü.
Benzer tarzda mitinglerin suç tarihinden sonra da farklı illerde yapılmaya devam ettiği ve mitinglerin güncellik değerini yitirmediği de belirtilen iddianamede, Altaylı'nın "övücü mahiyette" paylaşımda bulunarak "suçu ve suçluyu övme" suçundan 2 yıla kadar hapsi istendi.
Dava açıldı, adli kontrol kararı kaldırıldı
İddianame, İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesine gönderildi. Mahkeme, iddianameyi mevcut delillerin toplanmaması gerekçesiyle iade etti. Ancak savcılık iade kararına itirazda bulundu. İtirazı değerlendiren İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi iddianamenin iadesi kararını kaldırarak dosyayı yeniden 21. Asliye Ceza Mahkemesine gönderdi.
Suçun vasfı nedeniyle Altaylı hakkında basit yargılama usulü kapsamında yargılama yapılmasına hükmeden mahkeme, Altaylı ve avukatlarına savunmalarını dilekçe şeklinde sunmaları için 15 günlük süre verdi. Bu süre dolduktan sonra duruşma yapmadan beraat kararı, düşme veya ceza verilebileceğini de belirtti. Altaylı hakkında 5 Ocak 2024 tarihinde verilen adli kontrol kararlarının da kaldırılmasına karar verildi.
