31 Mart 2025 13:18
Güncelleme: 31 Mart 2025 16:11
Gazeteci Fatih Altaylı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yapılan operasyon ve tutuklamaları değerlendirdiği "FETÖ işine bu kadar mı benzer!" başlıklı yazısında, "AKP eski ortağı olan bu örgütle bağlantısı kalmadığını söylüyor ve örgütü sözde lanetliyor ama o örgütün tüm yöntemlerini hâlâ uygulamakta hiçbir beis görmüyor. Sanki AKP'de birileri 'FETÖ ölmedi, içimizde yaşıyor' demeye çalışıyor" diye yazdı.
Altaylı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat'ın ciddi sağlık sorunlarına dair tutuklanmasını, FETÖ'nün uygulamalarına benzettiği yazısında şunları söyledi:
"FETÖ işine bu kadar mı benzer!
İBB'ye yönelik operasyonlar başladığında 'Tam da FETÖ taktikleri' diye yazdım, söyledim.
Her geçen gün biraz daha haklı çıkıyoruz.
Olaylar tam da 'FETÖ işi' gibi ilerliyor.
Önce bir siyasetçi bir kılçık atıyor.
O dönemde Abdullah Gül atmıştı kılçığı, 2007 yılında, 'Bunun arkası gelecek' demişti.
O zaman şimdiki gibi bir sosyal medya yoktu ama bu iş için kullanılan aparat gazeteciler ve sağa sola yerleştirilmiş troller vardı.
Onlar gaza basmış ve sonradan kumpas olduğu anlaşılan davalar dönemi başlamıştı.
İddianameler emniyette yazılıyor, savcılıkta devreye sokuluyor, insanlar toplanıp hapse atılıyordu.
Şimdi hapiste olan dönemin İstihbarat Müdürü, havalimanında zamanın en yetkili ismine rapor veriyor, dosya sunuyordu.
Bugün de siyasetin ve trollerin tutumu aynı.
Sistem aynı işliyor.
Ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat'a yapılanlar da FETÖ dönemini anımsatıyor.
Mahir Polat aslında klasik bir CHP'li profili değil.
Sanat tarihi eğitiminin ardından Vakıf Uzmanı olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışmış bir isim.
Dinsel Kültürel Miras üzerine doktorasını sürdürüyor ve 'Ecdad yadigarı' denilen eserlerin ayağa kaldırılması konusunda gerek Vakıflar bünyesinde, gerek belediyede önemli işlere imza atan derinlikli bir entelektüel.
Hatta ne yalan söyleyeyim, bir sol entelektüelden ziyade, bir sağ entelektüel gibi görünüyor.
2019 yılına kadar da zaten belediyede değil, Vakıflar'da ve üniversitede görevli.
Hani AKP'de görev alsa şaşırmazsınız.
Ancak ilkeleri ve muhtemelen vicdanı onu CHP'ye getirmiş ve İmamoğlu ile birlikte çalışmış.
Mahir Polat da, Belediye'de İmamoğlu ile çalışan pek çokları gibi bir operasyonla gözaltına alınıp tutuklandı ve hakkındaki suçlamaların ne olduğunu tam olarak bilmiyor bile.
Bilinen kadarı ise tutuklu olmasını pek de açıklamıyor.
Ancak tutuklu.
Üstelik de genç sayılabilecek yaşında kendisine musallat olmuş sayısız sağlık sorununa rağmen.
Kalbinde çeşitli sorunlar var.
Daha önce 6 stent takılmış.
Yüksek tansiyon sorunu var.
Kolesterol sorunu var.
Tiroid kanseri sorunu var. Tedavisini yeni tamamlamış, kontrol altında olması gerek.
Kalbinde tıkalı damarlar var.
Ve hepsinin üzerine bir de klostrofobisi var.
Hal bu olduğu halde tutuklu.
Bu da bana aynı FETÖ dönemini hatırlatıyor.
Mesela Kuddusi Okkır'ı.
Ergenekon'un kasası olduğu iddiası ile tutuklanan ve Ergenekon'u finanse eden iş adamı olarak lanse edilen Kuddusi Okkır'ı.
Cezaevinde farklı kanser türlerinin doğru düzgün tedavi edilememesi nedeniyle hayatını kaybetmiş ve Ergenekon'un kasası olduğu iddia edilen adamın cenazesini parası olmadığı için belediye kaldırmıştı.
Keza bir başka Ergenekon tutuklusu, eski MİT mensubu K.K., kalp hastası olduğu biline biline tıkıldığı cezaevinde, kalp yetmezliğinden hayatını kaybetmişti.
AKP eski ortağı olan bu örgütle bağlantısı kalmadığını söylüyor ve örgütü sözde lanetliyor ama o örgütün tüm yöntemlerini hâlâ uygulamakta hiçbir beis görmüyor.
Sanki AKP'de birileri 'FETÖ ölmedi, içimizde yaşıyor' demeye çalışıyor."
Yazının tamamı için tıklayın.
© Tüm hakları saklıdır.