Alman basınında Türkiye'de AKP’nin yerel seçim sonuçlarına itirazıyla ilgili değerlendirmelerin yanı sıra ABD İç Güvenlik Bakanı'nın görevden alınması ve Libya'ya ilişkin yorumlar öne çıkıyor.Frankfurter Allgemeine Zeitung'da yer alan "Kaybetmeyi hazmedemeyen kişi" başlıklı yorumda, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP'nin mağlubiyetinin gerçek nedenini anlamak istemediği değerlendirmesinde bulunuluyor:
"Yerel seçimlerde Ankara ve İstanbul'un kaybedilmesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın canını acıtacağından herkes emin olabilir. Özellikle de 'kendi' AKP'sinin ekonomik metropol İstanbul'da, bundan 25 yıl önce yükselişinin başladığı yerde, (küçük bir farkla) kaybetmesi, Erdoğan'a öyle rahat vermiyor ki kendisi "yaygın usulsüzlük" ve "organize hileden" bahsediyor. Belli ki Erdoğan seçim kurulları üzerindeki baskıyı artırmak ve böylece en azından memleketi İstanbul'da seçimi tekrarlatmak istiyor. Seçimi kazanan parti olan CHP'nin suçlamaları reddetmesi ve Erdoğan'ı demokrasiyi yok etmekle suçlaması, anlaşılır bir durum. 2016 darbe girişiminden bu yana yetkilerini kapsamlı bir biçimde genişleten Cumhurbaşkanı, AKP mağlubiyetinin nedeninin seçmenin -örneğin ekonomik vaziyet nedeniyle- memnuniyetsizliği olduğunu anlamak istemiyor. Hayır, ona göre neden yalnızca kriminal manipülasyonlar olabilir. Bu, güç kaybının her biçimini bir suç olarak algılayan otoriter liderin tipik düşünme biçimi aslında. Demokrasi ise, yalnızca o kazanırsa demokrasi."
Tagesspiegel'daki yorumda ise ABD İç Güvenlik Bakanı Kirstjen Nielsen'ın Başkan Donald Trump tarafından görevden alınması mercek altına alınıyor:
"Büyük vergi indirimleri, ekonomik büyüme, borsanın yükselmesi, ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınması, muhafazakar yüksek mahkeme yargıçlarının atanması, çeşitli çok taraflı uluslararası anlaşmalardan çekilinmesi… Trump tüm bunları seçim kampanya sürecinde vaat etti ve başkan olduğunda da uygulamaya koydu. Ancak Trump'ın siyasetinin özündeki konu, yasa dışı göç. Başkan'ın İç Güvenlik Bakanı Kirstjen Nielsen, durumu beşinci dereceden bir kasırga ile karşılaştırmıştı. Şimdi Trump kendisini görevden aldı çünkü Nielsen'ın aldığı önlemlerden hiçbiri gelen göçmen sayısının azalmasını sağlamadı. Başkan, daha fazla sertlik istiyor. Nielsen'ın kovulması, Trump'ın asabiyetini gösteriyor. Çünkü Trump, Beyaz Saray'daki geleceğinin büyük oranda bu sözünü tutup tutamayacağına bağlı olduğunun bilincinde."
Libya'da yaşanan gelişmeler de Frankfurter Allgemeine Zeitung'da yer verilen yorum konularından biri:
"Libya, Batı'nın istikrarsız veya tehlikeli olarak sınıflandırılmış İslami ülkelerle sürdürdüğü ilişkiler çerçevesinde belirlediği strateji değişiminin bir örneği. Bundan bir on, yirmi yıl kadar önce bu tür durumlarda hemen, hakikatte jeopolitik temellerle ama sözde insan hakları gerekçeleriyle, askeri müdahale seçeneğine başvurulurdu. Libya bunun denendiği son ülkelerden biriydi ve sonuç iç karartıcı. AB'nin ateşkes çağrısı yaptığı doğru ancak savaş ağaları, zenginlik potansiyeline sahip bu petrol devletindeki güç ve kaynak savaşından öyle kolay vazgeçeceğe benzemiyor. Şimdilerde çok kişinin istediği siyasi çözüm ancak ve ancak uluslararası toplum Libya'da çözüm konusunda uzlaşmaya vardığı takdirde mümkün olabilir."
BÜ,SSB
© Deutsche Welle Türkçe