Süddeutsche Zeitung Münster'de aracını insanların üzerine süren kişinin terörist olmadığının anlaşılmasına rağmen sosyal medyada çıkan yalan haberlere şöyle değiniyor:
"Maalesef saldırı trajedilerini aptallıklarından, kötülüklerinden ya da ideolojik nedenlerle kullanmaya kalkışan Almanya için Alternatif partili hukukçu Beatrix von Storch gibileri de var. Bu tartışmaya sağcısıyla solcusuyla, özünün ve inançlarının esiri olup, iğrenç söylemler üretenler de katılıyor. Kasıtlı mesajlar olaydan dakikalar sonra sosyal medyada başlayıp kısa süre sonra haber kanallarına da yansıyor. Bu çığırışlarla, öldükten sonra dikkatleri üzerine çekeceğini düşünen biçare faillerin arzusu yerine getirilmiş oluyor.”
Die Welt gazetesinin yorumunda Münster'deki olayın ilk anda radikal dinci saldırganları akla getirmesinin şaşırtıcı olmadığı vurgulanıyor:
"Münster'deki saldırının İslamcı teröristler tarafından düzenlenmediğinin kısa zamanda ortaya çıkmasına rağmen herkes otomatikman ‘olabilirdi' diye düşünüyor. Anis Amri sempatizanlarının hafta sonunda Berlin'de önlenen saldırısı da tehdidin ortadan kalkmadığını gösteriyor. Gerçi Fransa'da iki yıldır devam eden olağanüstü hâl uygulaması Kasım ayında kaldırıldı. Ama yerine yeni bir terör ile mücadele yasası çıkarıldı. Almanya'daki Selefilerin sayısı beş yılda ikiye katlanarak 11 bine çıktı. Federal Emniyet Teşkilatı'nın verilerine göre, Almanya'da terör eylemlerine girişebilecek 760 radikal dinci bulunuyor. Güvenlik makamları radikal potansiyelin daha da artacağını tahmin ediyor.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung Rusya'nın Suriye anlaşmazlığındaki rolünü mercek altına almış:
"Suriye rejimi, müttefiki Rusya'ya ne kadar güvense azdır. Esad'ın askerleri ne zaman sivillere kıysa Moskova katliama kulp uyduruyor. Kimyasal silah kullanıldığına dair haberler ve zehirlenen çocukların görüntüleri Rus resmi görüşüne göre teröristleri korumak ve dış güçlerin saldırılarını provoke etmek için tezgâhlanmış oluyor. Vicdan tanımadığı anlaşılan Esad rejimini yola getirmek için parmağını bile oynatmadığı anlaşılan Rus yönetimine Suriye halkına karşı işlenen suçlarda büyük sorumluluk payı düşüyor.”
Kieler Nachrichten gazetesi ABD'nin Suriye anlaşmazlığındaki hareket kabiliyetinin sınırlı olduğuna dikkat çekiyor:
"ABD'de Başkan Donald Trump'ın tehditlerinin boş sözler olmadığını göstermesini talep edenlerin artması normal karşılanmalı. Ama ABD ne yapabilir ki? Ortadoğu'daki durum yine patlamaya hazır barut fıçısını çağrıştırıyor. Suriye savaşında ABD, Rusya, İran, Türkiye, İsrail ve Suudi Arabistan gibi aktörler rol oynuyor. Yerel anlaşmazlık bir anda bütün bölgeyi saran bir tehlike hâline gelebilir. Dolayısıyla müdahale, diplomasi ve insani yardımla sınırlı kalmalıdır.”
DW,dpa,AFP/AG,CÖ
© Deutsche Welle Türkçe