Fehmi Koru*
Başkan ile başkan yardımcısının başına herhangi bir olumsuz gelişme gelir ve ikisi aynı gün hayatlarını kaybederlerse, devleti yönetme görevini geçici olarak o sırada kim Temsilciler Meclisi başkanı ise onun üstlenmesini öngörüyor ABD anayasası…
O konumun şimdiki sahibi Nancy Pelosi.
Nancy Hanım yaşını başını almış birisi. 82 yaşında. 1987 yılından beri Kongre’de üye. 2007-2011 arasında da başkandı, partisi muhalefete düşünce sade üye olarak biraz dinlenmek zorunda kaldı, 2019’da yeniden aynı göreve seçildi.
Yaşına rağmen aktif. En son Ukrayna’da ve Tayvan’da görüldü.
Haberlere bakarken “Nancy Pelosi’nin eşine evinde saldırıldı” başlığını görünce şöyle bir doğruldum. Saldırgan David DePape adlı anti-Semitik (Yahudi karşıtı) görüşleri olan, Ukrayna’daki savaşı Yahudilerin çıkardığına dair tezleriyle tanınan biriymiş. Adamın başına çekiçle vururken “Nancy nerede?” diye bağırıyormuş saldırgan. Nancy Hanım o sırada halkını Kongre’de temsil ettiği Kaliforniya’da değil, Washington’daymış.
Neden bu haber dikkatimi fazlasıyla çekti, anlatayım.
ABD’de yaşadığım dönemde eski kitaplar satan bir dükkandan tesadüfen aldığım bir kitap benim ufkumu müthiş açmıştı. Kitabın yazarı Harvard Üniversitesi’nden birincilikle mezun olmuş, yüksek lisansı ile doktorasını orada yaptıktan sonra yine Harvard’ta başlattığı öğretim üyeliği hayatını aynı düzeydeki Princeton ve Georgetown üniversitelerinde sürdürmüş Prof. Carroll Quigley’di.
Prof. Quigley 40 yılı aşan bir süre Georgetown Üniversitesi’nin diplomatlar yetiştiren bölümünde hocalık yaptıktan sonra emekli olmuş, benim ABD’de bulunduğum zamandan birkaç yıl önce de (1977 yılında) vefat etmişti.
Gözümü açtığını, ufkumu genişlettiğini söylediğim kitabının adı ‘Tragedy and Hope – A History of the World in Our Time’ (Trajedi ve Umut – Dünyanın Çağdaş Tarihi) adını taşıyor. Onu okuyup etkilenince, Quigley’in bir başka kitabının peşine düştüm. ‘The Anglo-American Establishment: From Rhodes to Cliveden’ (İngiliz-amerikan Düzeni: Rhodes’tan Cliveden’e) adlı o kitabı da edinip hatmedercesine okumuştum.
Öğrencileri, hocalarının vefatından önce yazmaya koyulduğunu bildikleri, dünyada savaşları çıkarmaya yarayan ihtilafların kaynağına dair çalışmasını bulup, eseri o ham haliyle de olsa bastırma çabasına girmiş, ancak kitabı basmaya yanaşacak yayıncı bulamamışlardı. Onlar da, hacmi A4 kağıtla binden fazla sayfa tutan eseri yine de o haliyle yayımladılar.
‘Weapons System and Political Stability’ (Silah Sistemi ve Politik İstikrar) adıyla…
Üç kitabı birbiri ardına okumuştum.
İlgimi çeken şuydu: Emekli olmadan önceki dört yılda üniversitenin öğrencileri tarafından üst üste ‘yılın hocası’ seçilmiş, not verme konusundaki cimriliğiyle tanındığı halde en kalabalık sınıflara dersler vermiş biriydi Prof. Quigley. Sınıflarından yalnız diplomatları değil, ülkeye yön verecek her alandan insanı mezun etmesi yanında, savunma bakanlığına, deniz kuvvetlerine, Kongre’nin çeşitli komisyonlarına danışmanlık da yapmaktaydı.
Devleti yalnız dışından değil içinden de tanımaktaydı. Sistemle hiçbir sorunu bulunmayan, sistemin de kendisini sorunlu saymadığı biriydi Prof. Quigley.
Sonradan ABD’ye başkan olmuş Bill Clinton adaylık günlerinden başlayarak seçildikten sonra da, her fırsatta, fikirleri üzerinde en büyük etkiyi yapan hocası olarak ondan defalarca ve sitayişle bahsetmişti.
Nancy Hanım da Prof. Quigley’in öğrencisiydi ve kendisine çekiçle saldırılan eşi Paul Pelosi ile onun derslerine devam ederken tanışıp evlenmişti.
Bill Clinton ve eşi Hillary..
Nancy Pelosi ve eşi Paul..
Carroll Hoca bin sayfayı bulan kitabında, dünya politikalarını etkilemede en önemli unsur olarak, ortalıkta fazla görünmeyen bir güç bulunduğunu, kendi tanık olduğu olaylardan hareketle öne sürer.
Şaşırdınız herhalde.
Kimilerinin benzer iddialara “Komplocu yaklaşım” diye küçümseyerek karşı çıktığı bu tezi, bütün samimiyeti ve derin bilgisiyle, derslerinde öğrencileriyle paylaştığı gibi, iki kitabında da başka hiçbir yerde bulunamayacak ayrıntılarıyla anlatıyor Prof. Quigley.
Eleştirerek değil, anlamaya ve anlatmaya çalışarak.
‘Round Table’ adlı bir gruptan söz ediyor. İngiltere’deki Royal Institute of International Affairs ile ABD’deki Council on Foreign Relations ve iki ülkede de varlığını sürdüren Institute of Pacific Relations adlı kurumların o grubun uzantıları olduğu bilgisini veriyor.
Ona göre, dünyadaki bütün merkez bankalarının ilişkili olduğu ve başkanlarının her yıl toplantılarına katıldığı İsviçre’deki Bank of International Settlements da aynı grupla ilişkili.
Prof. Quigley bu bilgileri “Uyanın ey halkım” üslubuyla aktarmıyor, tersine, bazı politikalarına itiraz etse bile grubun yapmaya çalıştıklarının dünyanın yararına olduğunu özellikle belirtiyor.
Onun anlatımından, o grup içerisinde kimler yer alıyorsa o kişilerin, yalnız kendi ülkelerinin değil başka ülkelerin politikalarını da etkileyici bir güce sahip oldukları sonucu doğal olarak çıkartılıyor.
[Harvard Üniversitesi’ne yüksek lisans için başvurmadan önce, niyetimle ilgili görüşünü almak üzere, başvuracağım bölüme bir dönem başkanlık da etmiş bir Türk hocaya uğramıştım. Beni kabul etti. Sohbet ettik. Konuşurken kitaplarını yeni okuduğum Prof. Quigley ve tezlerini de paylaştığımda, hocanın kendisini ismen tanıdığını, ancak tezlerinden haberdar olmadığını anlamıştım. Deli saçması muamelesi yapmıştı o tezlere. Ben yine de başvuru belgesine beni tanıyanlar arasına o hocayı da yazmayı ihmal etmedim.]
Quigley’in kitapları ülkeye bir koli içerisinde gönderdiğim başka kitaplarla birlikte yolda kayboldu.
Düne kadar.
İnternette yaptığım bir araştırma sonucu vaktiyle kaybolan her üç kitabı buldum ve hiç tereddütsüz bedellerini ödeyerek üçünü de indirdim.
Clinton politikaya Quigley’den etkilenerek ilgi duymuş olmalı; politikaya girdi ve hocasının tezlerinin doğruluğunu sınadı.
Pelosi’ler de, karı-koca, onun derslerinde öğrendiklerinden mutlaka yararlanmışlardır. Nancy Hanım uzun politika hayatında -belki de- ‘Round Table’ ile ünsiyet peyda etmiş bile olabilir.
Saldıran bütün bunlardan haberdar mıydı acaba?
Cahillik kadar acınası bir şey yok.
[Prof. Carroll Quigley hakkında İngilizce Wikipedia’da bayağı ayrıntılı bilgi var. Meraklısı oraya bakabilsin diye linkini burada sunuyorum.]
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.