*Fehmi Koru
Dün bizde hayli geç saate denk gelen ABD başkanı Donald Trump’ı zor duruma düşüren ifadelerin bolca kullanıldığı Kongre’deki özel oturumu bu yazıda konu edindiğimi fark edenler, hemen “Acaba oturumda söylenenler Trump’ın sonunu getirir mi?” merakına düşeceklerdir.
Bu sorunun cevabını en başta vereyim: Getirebilir de, getirmeyebilir de…
ABD’de sistem yanlışlıkların üzerine gidilmesini kolaylaştıracak özelliklere sahip olarak oluşturulmuş, ancak bunu da aceleye getirmeyen hassasiyete uygun bir sürece bağlamış kurucu babalar.
Zaman alacak bir süreç dünkü oturumla başlamışa benziyor.
Nixon’un sonunu getiren süreç
Richard Nixon ABD siyasi hayatının en renkli simalarındandı. 1953-1961 yılları arasında başkan yardımcısı makamının sahibiydi, 1969’da başkan seçilmeyi ve dört yıllık ilk döneminin ardından ikinci kez seçim zaferi kazanmayı da başarmıştı. 1974 yılına geldiğimizde ise, rezillenerek istifa yoluyla görevini bırakmak zorunda kaldı Nixon…
Nixon’un sonunu getiren süreç, 1973 yılı Haziran ayında, Beyaz Saray danışmanlarından John Dean’in Kongre önüne çıkıp Nixon’u ve yakınlarını suçladığı ifadesini vermesiyle başlamıştı.
‘Watergate skandalı’ diye tarihe geçen olay sonunu getirdi Nixon’un; ancak süreci başlatan da Dean’in Kongre’de düzenlenen özel oturumdaki ifadeleriydi.
Başkanlıktan istifası bir sonraki yılın (1974) Ağustos ayında gerçekleşti Nixon’un…
Süreç o zaman tam 14 ayda tamamlanmıştı.
Kongre önünde dün ifade veren Michael Cohen’in Beyaz Saray’da resmi bir görevi bulunmuyor. Buna karşılık, iş ilişkilerinden özel hayatına kadar Trump’ın her bakımdan en yakınında bulunmuş, kritik dönemeçlerde onun adına devreye girmiş, pis işlerini halletmiş özel avukatıydı o.
Tam 10 yıl boyunca…
Daha önce önlerine çıktığı Kongre üyelerine, yemin de ettiği halde, Trump adına yalanlar da söylemişti Cohen.
Şimdiki durumu kötü: Yalanları tek tek ortaya çıkınca her şeyini kaybetti, Baro tarafından ihraç edildiği için avukatlık yapamaz hale geldi, birkaç ay sonra yine aynı sebeple çarptırıldığı cezasını çekmek üzere cezaevine girecek…
İfadesi sırasında kendisini sıkıştıran Trump’ın partisinden politikacılara, “Tam 10 yıl boyunca ben de sizin gibi davranıp durdum, sürekli onu savundum; şimdiki halime bakın ve ileride kendinizin de ne hale geleceğinizi anlayın” deyiverdi.
Trump yalancı, sahtekar, menfaatçı
Trump hakkında Cohen’in söylediklerinde şaşılacak pek az yön var. Yalancı, ırkçı, menfaatçı, insanların onuruna saygısız, sahtekar, hilekar sıfatları hayli sert olabilir, ama ABD başkanı için daha önce başkaları tarafından da aynı sıfatlar kullanılmıştı. Trump’ın ilişki kurduğu bir kadının susmasını sağlamak için Cohen’in araya girdiği, kadına yüklüce bir para ödediği de biliniyor. Bu konuda bilinmeyen, Trump’ın parayı geri ödediği ayrıntısıydı. Onu da belgeledi Cohen.
Oysa, Trump vergi mükellefi olarak doldurduğu formlarda o ödemeyi beyan etmemiş görünüyor.
Ciddi bir suçlama bu.
“Haberim yoktu” dediği bazı konularda Trump’ın tarafları yönlendirdiğinin de tanığı Cohen. Seçimde rakibi Hillary Clinton’u zor duruma düşüren ‘e-posta skandalı’ onun bilgisi dahilinde gündeme girmiş… Rusya’da adını taşıyacak otelin müzakerelerini, kendisi ısrarla inkar ettiği halde, bizzat Trump yönetmiş… Cohen bu sakarlıkları şu cümleyle açıkladı: “Aday gösterilmeyi de, ardından seçileceğini de tahmin etmediği için olağanüstü dikkatsiz davranabildi.”
Şu sözlerini Michael Cohen’in bir kenara not ettim:
“Bugün burada karşınızdayım ve Donald Trump’ın büyüsüne kapılıp onun adına kesinlikle yanlış olduğunu bizzat bildiğim işleri yapabildiğime kendim de inanamıyorum. (..) Trump’ın yanında bulunmak sarhoş edici bir şeydi.”
.
Süreç başladı
ABD’de başkanlık sistemi var, ama ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesi sayesinde denge ve denetleme mekanizmaları çalıştığı için Kongre böyle bir ifadenin verilmesine mekan haline dönüşebiliyor.
Daha da önemlisi, ülkenin en tepe yöneticisinin en ağır sıfatlar da kullanılarak suçlandığı toplam beş saat sürmüş olan Kongre’deki özel oturum, ülkenin belli başlı TV kanalları tarafından canlı yayınlanabiliyor.
Hem de Trump’ın kendisi Kuzey Kore ile nükleer silahlar konusunu müzakere etmek üzere Vietnam’da, Ortadoğu konusunu görev olarak tevdi ettiği danışmanı-damadı Jared Kushner ikili temaslar için Ankara’da bulunduğu bir sırada…
Süreç başlamış görünüyor, bakalım Richard Nixon’un başına gelen Donald Trump’ta da tekrarlanacak mı?
Tekrarlanacaksa ne kadar zamanda?
*Bu yazı fehmikoru.com'dan alınmıştır.