Fehmi Koru*
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in dün açıkladıkları ‘kamuda tasarruf ve verimlilik paketi’ hakkında kim ne söylemiş öğreneyim diye gazete sitelerinde dolaşırken karşıma ilginç bir haber çıktı.
“İş dünyasından tam destek” haberi…
Patronlar paketi beğenmişler…
Herhalde günlerdir paketten kendilerine de dokunabilecek rahatsız edici birkaç madde çıkabileceği beklentisi içerisindeydi patronlar; açıklanan tedbirleri öğrenince müthiş rahatlamış olmalılar.
Onlara dokunan hiçbir şey yok bu pakette…
Günler ve günler boyu gazete sütunları ile ekranlarda paylaşılan görüşleri fazla önemsememiş paketi hazırlayanlar. Kamuda şişirilmiş kadrolara dokunulmayan, geçmişteki yanlış yatırımlar ile masraflı harcamalardan kurtulmayı amaçlamayan bir paketle yetinmişler.
Zaten, bakan da, “Arkası gelecek” diyor açıklamasının sonunda.
Tedbirlere bakalım: Üç yıl boyunca yeni memur alınmayacak, yeni bina ve araç kiralanmayacak, yurtdışına zırt fırt gidilmeyecek…
Başka?
İkiden fazla maaşa da geçit verilmeyecek…
Getirilen kısıtlamalar ‘zorunluluk durumu’ olduğunda uygulanmayabilecekmiş… Bazı konularda da ilgili merciye danışılıp kısıtlamayı aşabilmek için onay alınabilecekmiş…
Yıllar önce bir devlet yöneticisinin “Benim memurum işini bilir” dediği duyulmuştu da şaşırmıştık; o cümleden esinlenerek bu paketle ilgili benim söyleyeceğim de şu: Harcamalarına kısıtlamalar getirilen amirler de öngörülen tedbirleri nasıl işlevsiz hale getireceklerini çok iyi bilirler…
Ekonomiden anlayan CHP’liler ve onların bilgilendirdiği medya, konuya sadece Diyanet ile Külliye harcamaları açısından yaklaşıyorlar. Tedbirler paketi aynen uygulanırsa 100 milyar TL tasarruf elde edilecekmiş. Bütçeden Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayrılan pay 91 milyar TL, Cumhurbaşkanlığı’na ayrılan pay ise 12 milyar 283 milyon TL imiş…
“Mehmet Şimşek’in hedeflediği tasarruf miktarı, Cumhurbaşkanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2024 bütçelerinin altında kaldı” deniliyor…
“Eh, ne yapalım, bu kadarına da şükür” dememiz beklendiği kesin.
[CHP’nin yeni sözcüsü Deniz Yücel’in, “Asıl hedef CHP’li belediyeleri iş yapamaz hale getirmek” açıklamasını anlamak zor. Hiç değilse ben anlayamadım. Keşke CHP adına “Biz zaten bu tür basit tedbirleri belediyelerimizde ilk günden aldık, uyguluyoruz” denilebilseydi.”]
Doğrusu, Bakan Şimşek’in yanına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ı alarak yapacağı açıklamayla çok daha farklı bir paketin duyurulmasını bekliyordum.
Türkiye’de bugün ciddi bir ekonomik bunalım yaşanıyor. Her bunalım gibi bunun da sebepleri var. Bunalımı ‘hastalık’ sebepleri de ‘teşhis’ olarak görürsek, tedavi için yazılacak reçetede nelerin -hangi ilaçların- yer alacağını da bulabiliriz.
Mehmet Şimşek’in kendisi, birkaç yıl önce bina ve araç israfı gündeme getirildiğinde, o iki maddenin bütçe içerisindeki ağırlıklarının çerez kabilinden olduğunu söylemişti.
Soruna getirilecek çözüm ile hastalığın tedavisi için yazılacak reçetenin çok daha kapsamlı olmasını o sözünü hatırladığım için beklemekteydim.
İş dünyasını -patronları- rahatlatacak ve tam destek vermelerini sağlayacak bir tasarruf paketi bunalımdan çıkışı nasıl getirebilir ki?
Paketin içeriği açıklandığında patronlar terlemeliydi.
Onların bunalıma yol alınan süreç içerisinde yararlandırıldığı çeşitli cömertlikler vardı; sadece onlara özel vergi indirimleri, borç silmeler vardı sözgelimi.
Kulakları üzerine yatabilirler…
İhaleler konusuna hiç girilmemiş bile. Oysa, kamunun tedbirler dışı ihtiyaçları karşılanırken şeffaf bir ihale düzeni olmazsa, toplamda, tasarruf edilenden daha fazla kayıplar yaşanması pekala mümkün.
Yukarıdaki paragraf aklıma dün ilan edilen paketin bir maddesiyle geldi. Cadde ve sokak ışıklandırılmasında LED’e dönüşüm hızlandırılacakmış ve bunun için öngörülen ödenek 35 milyar TL imiş… [Tasarruf edilmesi hedeflenen rakamın üçte biri için yapılacak ihaleye iş dünyası derhal hazırlığa başlamıştır.]
‘Tasarruf’ dediğine, önce lambalar değiştirilerek başlanır zaten.
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.