Nijeryalı Festus Okey'in 13 yıl önce İstanbul Beyoğlu Polis Merkezi'nde bir polis tarafından vurularak öldürülmesine ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından bozularak yeniden görülen davanın karar duruşması görüldü. Mahkeme heyeti, sanık polis için "iyi hal indirimi" uygulayarak 16 yıl 8 ay hapis cezası verdi
İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasında taraf avukatları hazır bulundu.
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği avukatı Kader Tonç ve çok sayıda avukat duruşmayı izlemek istedi ancak mahkeme başkanı, önceki celse tutanağında ismi olmayan avukatların dışarıya çıkmasını istedi. Avukatların itiraz etmesi üzerine mahkeme başkanı "salon havasız" dedi. Avukatların çıkmaması üzerine mahkeme başkanı "duruşmayı yapmıyorum" diyerek salondan çıktı. Avukatların salondan çıkması üzerine mahkeme başkanı salona geri geldi.
Davayı takip etmek isteyen basın mensupları da duruşma salonuna alınmadı. Duruşma kapalı olarak görüldü.
Anayasa Mahkemesi (AYM) kararının dava dosyasına konulduğu görüldü. Mahkeme başkanı, Anayasa Mahkemesi kararını değerlendirdiklerini söyleyerek, duruşma savcısına mütalaayı değiştirmek isteyip istemediğini sordu. Savcı ise yeni mütalaaya ihtiyaç olmadığını söyledi.
Mahkeme heyeti açıkladığı kararında "kasten öldürmekten" sanık polis Cengiz Yıldız'a müebbet hapis cezası verdi. Kastın şeklini "Olası kast" olarak değerlendiren mahkeme heyeti, cezayı 20 yıla indirdi. Mahkeme heyeti, sanık polis için "iyi hal indirimi" de uygulayarak 16 yıl 8 ay hapis cezası verdi.
Sanık polis Cengiz Yıldız'ın avukatı Vehbi Kahveci, duruşmaya verilen arada yaptığı basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Anayasa Mahkemesi kararı müvekkilimizin suçsuz olduğunu ortaya koyuyor. Karara göre deliller tam toplanmadı. Nasıl karar vereceksiniz" dedi.
Ne olmuştu?
İstanbul'da yaşayan Nijeryalı mülteci Festus Okey, 20 Ağustos 2007 tarihinde gözaltında tutulduğu Beyoğlu Polis Merkezi'nde bir polis tarafından vurulmuş, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Ateş edilme mesafesini kanıtlayacak delil niteliğindeki kanlı gömleği ise hastanede kaybedildi.
Okey'i vuran polis Cengiz Yıldız hakkında dava açılmış ancak dava yıllarca sürüncemede kaldı. Sanık polis mahkeme tarafından 2011 yılında 'taksirle öldürmek' suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum edilmesine rağmen hapse girmedi.
Üye hakimlerden biri, sanığın 'olası kastla öldürmek'ten 20 yıl ceza alması gerektiğini savundu. Ardından da karar temyiz edildi.
Festus Okey'in avukatları yıllar süren çabalar sonucu Okey'in Nijerya'daki ağabeyi Tochukwu Gameliah Ogu'ya ulaşmayı başarmış ancak Ogu'nun davaya müdahillik talebi reddedilmişti.
Gerekçe ise mahkemenin Ogu'nun Okey ile akrabalık bağını gösteren DNA raporunu yetersiz bulmasıydı.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2018'in sonlarında Festus Okey'in ağabeyinin davaya katılmasını reddeden yerel mahkeme kararının bozarak, kimlik bilgisi ve DNA raporları alındıktan sonra karar verilmesi gerektiğine hükmetti.
2018'in Aralık ayında yeniden başlayan davada İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi, Okey'in Güney Afrika'da yaşayan annesi Love Ogu ve abisi Tochukwu Gameliah Ogu'dan alınan ve avukat Alptekin Ocak ve sanatçı Banu Cennetoğlu'nun getirdiği örneklerin Adli Tıp tarafından incelenmesine karar verdi.
DNA testi sonucunda eşleşme sağlanırken, mahkeme de ailenin davaya katılma talebini kabul etti.
4 Kasım 2020 tarihinde yapılan duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, sanık polisin "taksirle ölüme neden olma" suçundan 6 yıla kadar hapsini istedi.
Festus Okey'in avukatları, 2018 yılında AYM'ye başvurdu. Başvuruda, olaya ilişkin etkili ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının, ölümle sonuçlanan şiddetin ırk temelli ayrımcılık saikiyle gerçekleştirilmesi nedeniyle yaşam hakkıyla bağlantılı olarak ayrımcılık yasağının ihlal edildiği iddia edildi.
AYM İkinci Bölüm, 13 Ocak'ta yaptığı toplantıda, polis kurşunuyla ölen Festus Okey'in yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi ve aileye tazminat ödenmesine hükmetti.
Mahkeme, bazı kamu görevlileri hakkında yürütülen soruşturmada etkili ceza soruşturması yürütülmesi yükümlülüğünün ihlal edildiği ile ayrımcılık boyutuyla eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarını ise kabul edilemez buldu.
