Gündem

Fikret Bila: Tutuksuz yargılama esas olmalı, ama tersi uygulanıyor!

11 Nisan 2025 09:08

Güncelleme: 11 Nisan 2025 09:18

Halk TV yazarı Fikret Bila, Türkiye'de son yıllarda gazeteciler, siyasetçiler ve öğrencilere yönelik gözaltı-tutuklamaların hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını belirterek, Anayasa’ya göre tutuksuz yargılamanın esas olması gerektiğini vurguladı.

Bila, gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel’in dün sabah erken saatlerde evlerinden gözaltına alınmalarını eleştirerek, bu uygulamanın demokratik hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını belirtti. Her iki gazetecinin de daha önce defalarca ifadeye çağrıldıklarında emniyete gittiklerini hatırlatan Bila, aynı gün öğle saatlerinde zaten savcıya ifade vermeye gidecek olmalarına rağmen bu şekilde gözaltına alınmalarının, kamuoyuna yönelik bir gözdağı niteliği taşıdığını söyledi. Suç örgütleriyle ilgili haberleriyle ödül almış gazetecilerin, bu tür işlemlerle mesleklerini yapmaktan alıkonulmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel: Biz bu dosyanın üzerine gitmeye devam edeğiz, sonuna kadar gazetecilik yapacağız

Bila, son yıllarda artan gözaltı ve tutuklamaların Türkiye'nin “demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti” niteliğiyle çeliştiğini vurguladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, Can Atalay ve Selahattin Demirtaş gibi birçok siyasi ismin ve üniversite öğrencilerinin cezaevinde olmasını hatırlatan Bila, hukuk sisteminde tutuksuz yargılamanın esas olması gerektiğini söyledi.

Anayasa’nın ifade ve basın özgürlüğünü güvence altına aldığını belirten Bila, mevcut uygulamaların bu hükümlere aykırı olduğunu dile getirdi.

İlgili bölümde şöyle yazdı:

"Anayasa’nın 28. maddesi şu hükmü taşıyor:

“Basın hürdür, sansür edilemez.”

Anayasa’nın 26. maddesi de şöyle diyor:

“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir."

Bu iki hüküm ifade ve basın özgürlüğünün hukuk güvencesini oluşturur.

Buna karşın son yıllarda araştırmacı gazeteciliğin en iyi örneklerini veren, suç örgütleriyle ilgili haberler ve altın kaçakçılığının yollarını açığa çıkardıkları için yılın gazetecisi ödülüne layık görülen meslektaşlarımızın bu şekilde mesleklerini yapmaktan alıkonmaları mümkün değildir.

Son dönemlerde Türkiye her sabah bir gözaltı veya tutuklama haberiyle güne başlıyor.

Siyasi parti genel başkanları, seçilmiş belediye başkanları tutuklu.

İstanbul Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, eski HDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş, son seçimde Hatay milletvekili seçilen Can Atalay da cezaevindeler.

Kamuoyunca tanınmış birçok aydın da aynı şekilde.

Bu tablo, Türkiye’nin anayasada tanımlanan “demokratik, laik, sosyal hukuk devleti” nitelikleriyle bağdaşmıyor."

Yazının tamamını okumak için tıklayın.

 


Arabanızı park ederken iki kere düşüneceksiniz