Karabük’te, Filyos Çayı'nda 12 gün önce cansız bedeni bulunan ve ölümündeki gizem hâlâ çözülemeyen Üniversiteli Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga’nın Gabon’da yaşayan annesi Jessica Sandra Makemba Panga konuştu. Genç kızın annesi, “Türklerin ten rengine bakmadığını biliyorum. Bu yüzden onlara güveniyorum. Yeter ki adalet yerini bulsun. Ben kızımı hayvanların eline göndermedim. Türkiye’ye gönderdim. Çünkü Türklerin tüm insanları koruyan kanunları var” dedi.
Gabon uyruklu Ibouanga’nın Filyos Çayı’nda 26 Mart'ta cansız bedeni bulundu. Dinabongho’nun bir otomobille ormana götürüldüğü ihtimali üzerinde duran ekipler, kentteki kameraları inceledi. Genç kızın yalın ayak sokakta koşarken görüntüleri ise bir apartmanın güvenlik kamerasına yansıdı. Dinabongho’nun kıyafetleri ve telefonu kriminal incelemeye alındı. Pazartesi gününden beri Dinabongho’nun ölümüyle ilgili bağlantısı olduğu düşünülen üçü yabancı, sekiz kişi, farklı zamanlarda gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan sekiz kişiden beşi savcılık ifadesinin ardından, üçü ise Sulh Ceza Mahkemesi’nden adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.
“Evlerinin girişi anma odasına dönüştürüldü”
Gabon Cumhuriyeti’nin başkenti Libreville’de yaşayan Ibouanga ailesinin sokağına, "Dina için adalet. Nur içinde yat. Yeryüzü sana ışık olsun" yazan pankartlar asıldı. İbouanga ailesinin tek katlı evlerinin girişi anma odasına dönüştürülürken, masanın üstü Dinabongho’nun fotoğrafları ve çiçeklerle donatıldı.
Dinabongho’nun Gabon’da, Türkiye’de okumak için girdiği sınavı geçtiğini söyleyen annesi Jessica Sandra Makemba Panga, Türkiye’deki Gabonlular tarafından hoş karşılandığını ve kızına yardımcı olduklarını söyledi. Panga, “Bir yabancı, bir ülkeye gittiğinde tüm topluluğu ona sahip çıkar. Çünkü topluluk yeni ailedir. Her şey iyiydi. Dina cep telefonunu burada bir arkadaşına göndereceğine dair söz vermişti. Ben istediğimde bile, ‘Sen benim annemsin ama arkadaşıma söz verdim. Sözümü tutmazsam doğru olmaz’ dedi” ifadelerini kullandı.
“Mükemmel biriydi, ondan ayrılmak çok zor”
Gönderisinin iletilemeyeceğini öğrenince kızının tekrar postaneye gittiğini söyleyen Panga, şöyle konuştu:
“Orada dinlenilmeyince sinirlendi. Sert sözlerle tartışmışlar. Dina beni arayarak, ‘Bu hiç iyi olmadı. Ağlıyorum, siyah olduğum için telefonumu geri vermek istemiyorlar’ dedi. Kızıma sakin olmasını söyledim. Cumartesi günü, kızım postane çalışanlarından kendisinden büyük oldukları için özür dilemesi gerektiğini söyledi. Benim kültürümde haklı bile olsam gidip özür dilemem gerekir. Kızıma ‘Yanında biriyle git’ dedim. Bana ‘Anne gündüz vakti, endişelenecek bir şey yok’ diye cevap verdi. Postacılarla buluştuktan sonra geri gelince bana ‘Anne özür diledim. 250 liram vardı, hatta taksi paralarını ödemeyi teklif ettim ama ‘Hayır hayır hayır’ diyerek reddettiler’ diye anlattı. Bundan sonra Gabonlu arkadaşlarıyla buluştu ve 22.12’ye kadar telefonla konuştuk ve çocuğumdan bir daha haber alamadım. Jeannah mükemmel biriydi. O sadece kızım değil, bana bir kardeş gibiydi. Her yere beraber giderdik. Ondan ayrılmak çok zor.”
“Yeter ki adalet yerini bulsun”
Kızı için adalet isteyen Panga, “Kızımın kaba olmadığını, çok saygılı biri olduğunu biliyorum. Onlar denilene göre insanları ten rengine göre ayırmıyor. Bırakın adaleti yerine getirsinler çünkü hepimiz insanız. Ben kızımı Türkiye’ye gönderdim. Türklerin ten rengine bakmadığını biliyorum. Bu yüzden onlara güveniyorum. Yeter ki adalet yerini bulsun. Ben kızımı hayvanların eline göndermedim. Türkiye’ye gönderdim. Çünkü Türklerin tüm insanları koruyan kanunları var. Türklere güveniyorum, yeter ki adalet yerine gelsin. Uzaktan yakından destek olan dua eden herkese teşekkür ediyorum. Dina’nın başlattığı mücadelenin daha başında olduğumuzu söylemeliyim. Gurbetteki çocuklarımızın başına kızıma olanlar gelmesin diye mücadeleyi sürdürmeliyiz. Tanrı’nın yardım edeceğine inanıyorum” dedi. (DHA)