Ekonomi
BBC Türkçe

Finansal çalkantı ortamında altın gerçekten güvenli liman mı?

14 Nisan 2025 06:25

Güncelleme: 14 Nisan 2025 06:27

Altın fiyatları finansal piyasalardaki belirsizlik ortamının da etkisiyle rekor üzerine rekor kırıyor.

Bu değerli metal, geleneksel olarak, istikrarsızlık zamanlarında güvenilir bir yatırım aracı olarak görülüyor.

Peki altın gerçekten güvenli bir liman mı?

ABD Başkanı Donald Trump'ın ek gümrük vergileri politikası, küresel ticarette bir asırdır yaşanan en büyük değişim anlamına geliyor.

Bu çalkantılı ortamda altının ons fiyatı bu hafta 3 bin 200 doların üzerine çıkarak rekor kırdı.

Yatırım bankası Goldman Sachs 2025 yıl sonu öngörüsünü 3 bin 300 dolara yükseltmişti.

Borsaların düşüş eğilimine girdiği yatırım ortamında, çok sayıda alıcının yönelimi ile "altına hücum" durumu yaşanabiliyor.

Peki, kimler altın satın alıyor?

Belfast Üniversitesi'nden ekonomi tarihçisi Dr. Philip Fliers bu soruya, "Hükümetler, bireysel yatırımcılar veya perakende yatırımcılar" yanıtını veriyor.

Fliers, yatırımcıların kitleler halinde yönelmesiyle altın fiyatının yükseldiğini söylüyor.

Ancak finans piyasalarındaki belirsizlik de altın fiyatını tetikleyebiliyor.

Ocak 2020'de Covid salgını ilk ortaya çıktığında altın fiyatları yükselmişti. Ancak o yılın Mart ayına gelindiğinde düşmeye başladı.

Dr. Fliers, "Güvenli bir yatırım aracı olması, risksiz olduğu anlamına gelmiyor" diyor.

Altının tarihsel algısı

Altına yönelimin bir başka sebebi de hemen tüm toplumlarda tarihsel olarak değerli olması gösteriliyor.

Altın kolayca alınıp satılabilir olması nedeniyle, ekonomik belirsizlik zamanlarında bir yatırım aracı haline geliyor.

Antik Mısır'da Tutankhamun'un Altın Maskesi'nden, Gana'daki Asante'nin Altın Taburesi'ne ve Hindistan'daki Padmanabhaswamy Tapınağı'nın Altın Tahtları'na kadar, bu değerli metal sembolik öneme sahip olmuştur.

Birçok insanın tasarruflarını altında saklamaya yönelmesi şaşırtıcı değil.

Evdeki altınların ve mücevherlerin değeri genellikle küresel finans piyasalarındaki çalkantıdan etkilenmiyor.

Akademisyen doktor Fliers, altındaki son yükselişin arkasında, hükümetlerin merkez bankaları olduğunu düşünüyor.

Ona göre "Bu artışın büyük kısmı, merkez bankalarının altın satın almasıyla ilişkili".

Altın ve para piyasaları uzmanı Şirin Sarı da özellikle Çin ve Rusya'daki kendini güvensiz hisseden iç piyasalarda altın talebinin yükseldiğini vurguluyor.

Merkez bankaları da belirsizlik zamanlarında borsa yatırımlarından uzaklaşarak, rezervlerini güçlendirmek için genellikle toplu altın satın alımına yöneliyor.

Bu da düşüş tehlikesini ortaya çıkarıyor.

Fliers, piyasaların sakinleşmesi ve hükümetlerin "akıllarını başlarına toplamasıyla" insanların altını terk edeceğini düşünüyor.

"Altına yatırım yapma düşüncesindeyseniz, bunu uzun vadeli yatırım olarak düşünün" diyor.

Altın nerelerde var?

20. yüzyıl boyunca altın üretiminin başını Güney Afrika çekiyordu.

2007'de ise denkleme yeni bir ülke girdi: O dönemden beri dünyanın en çok altın üreten ülkesi Çin.

Bugüne dek 210 bin ton altın yeryüzüne çıkarıldı.

50 bin tonluk rezervin de halen yer altında olduğu biliniyor.

Dünyada her yıl ortalama 3 bin ton kadar altın çıkartılabiliyor.

Altın madenlerinin çevre ve insan sağlığına yönelik etkileri hala tartışmalı.

Özellikle siyanür kullanımı ve su kaynaklarının tüketimi açısından altın madenlerine yönelik itirazlar sürüyor.

Türkiye'de de topraklarında altın madeni kurulmasına karşı çıkan Bergamalıların 1990'lı yıllarda başlayan eylemleri bir mihenk taşı oldu.

Son yıllarda da, Kaz Dağlarında kurulan Kirazlı altın madenine karşı verilen çevre mücadelesi gündeme geldi.

Türkiye'de halen 19 altın madeninde yılda 31 ton kadar altın üretiliyor.

 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir