Fonksiyonel tıp alanında dünyaca ünlü Amerikalı Dr. Mark Hyman, Oksijen Gazetesi için Amerikan Hastanesi Fonksiyonel Tıp Bölüm Başkanı Dr. İrem Ergün’ün sorularını yanıtladı. Hyman "Hangi genlerin açılıp hangisinin kapatılacağını belirlemek mümkün. Yediklerimizle, stres, uyku vb.’den hareketle hastalık yapan veya yarı yarıya hastalığa yol açan genleri dönüştürebiliyoruz" dedi. Hyman ayrıca genlerin kendisi değiştirilemese de yaşam tarzı ve çevresel bazı faktörler değiştirildiği sürece gen yoluyla taşınan alzheimar, diyabet ve obezite gibi bazı hastalıkların riskini azaltmanın mümkün olduğuna işaret etti.
Hyman, D vitamini eksikliğinin Covid-19 hastalığında ölüm oranının yüzde 70'lerde olduğuna değinerek "D vitamini seviyeniz düşükse, Covid-19 yüzünden hastalanıp ölme ihtimaliniz yüzde 70 artıyor. D vitamini seviyeniz iyiyse, koronavirüs kaynaklı yoğun bakım ve ölüm ihtimaliniz yüzde 94 ila 97 oranında azalıyor" dedi.
"Bağırsağı sadece besinleri emen bir atık işleme sistemi olarak gördük"
Koç Topluluğu bünyesindeki Bizden Haberler Dergisi'nde yer alan söyleşide Hyman, bağırsağın psikoloji ve akıl hastalıkları ile ilişkisine de değinerek şöyle dedi:
"Tarih boyunca bağırsağı sadece besinleri emen bir atık işleme sistemi olarak gördük; sonra bağırsaktaki bakterilerin sağlığımızla yakından ilişkili olduğunu düşündük. Ama son yıllarda, mikrobiyomun genel sağlığımız için çok önemli olduğunu fark ettik. Mikrobiyom, vücudumuzdaki enflamasyona ve genel sağlığımıza dair en önemli belirleyicilerden biri. Psikolojik ve mental sorunlara gelirsek, mikrobiyom ile akıl sağlığı arasında çok sıkı bir bağ olduğunu biliyoruz. Mikrobiyom ile otizm, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve obsesif kompülsif bozukluk arasında da bağlantı olduğunu biliyoruz. Bu yüzden insanların bağırsaklarını sağlıklı hâle getirerek birçok sorunu gidermek mümkün"
"Yaşam tarzı ve diğer faktörler değiştirerek genlerden gelecek hastalık riskleri azaltılabilir"
Hyman, genlerin kendisinin değiştirilemediğini ancak insanlara getirdiği bazı riskleri değiştirmenin mümkün olduğuna işaret ederek şöyle konuştu:
"Belki genlerin kendisini değiştiremiyoruz, ama gen ifademizi değiştirebiliyoruz. Hangi genlerin açılıp hangisinin kapatılacağını belirlemek mümkün. Yediklerimizle, stres, uyku vs.den hareketle hastalık yapan veya yarı yarıya hastalığa yol açan genleri dönüştürebiliyoruz. Tüm bunları yaparak sürekli biçimde genlerimizle temas hâlinde oluyoruz. Yani genlerimizi değiştiremiyoruz ama geçmişimizi ve geleceğimizi değiştirebiliyoruz. Örneğin ailenizde Alzheimer hastalığı varsa ya da Alzheimer’a yol açan genleriniz varsa, yaşam tarzınızı ve diğer faktörleri değiştirerek bu sorunu yaşama riskini azaltabilirsiniz. Diyabet veya obezite genleriniz varsa, beslenmenizi değiştirerek bunları değiştirmek mümkün."
"Down sendroumu gibi sabit gen bozuklukları değiştirilemez"
Hyman sözlerine şöyle devam etti:
"Takviyeler işe yarayabiliyor. Genlerinizdeki varyasyonlar aynı zamanda birbiriyle iyi arkadaş olan enzimlerle ilgili. Bütün genetik kodun üçte birini enzimler, yani enzimlerin kodlanma biçimi belirliyor. Tüm bu enzimler besinlerin bir parçası ve bu varyasyonlar, insanların yeme miktarına göre belirleniyor. Bazıları çok fazla B vitamini tüketirken bazıları çok daha az tüketiyor. Yani buradaki esas konu kişiselleştirme; bu yüzden varyasyonlara bakarken gen testini kullanıyoruz. Down Sendromu gibi sabit, değiştiremeyeceğimiz genetik bozukluklar var; ancak beslenmeyi ve yaşam tarzını değiştirerek kişinin genel sağlığına etki etmek mümkün.
Örneğin, tıpta yaygın kabul gören uygulamalardan biri PKU, yani fenilketonüri testleri. Genetik bir rahatsızlık olduğu için, yeni doğan her bebeğe bu test yapılıyor. Beslenmelerinde fenilalanin adlı aminoasit olmayabileceği, diyetle normale dönebilecekleri biliniyor. Ancak fenilalanin varsa, zihinsel engelli olabilir, yeterince gelişemeyebilir ve tüm bu sağlık sorunlarını yaşayabilirler. Yani burada sabit bir genetik bozukluk var; ama vücuda giren şeyleri değiştirerek sonuca etki edebilirsiniz.
"D vitamini düşüklüğü Covid-19'dan ölüm ihtimalini yüzde 70 artırıyor"
D vitamini seviyeniz düşükse, Covid-19 yüzünden hastalanıp ölme ihtimaliniz yüzde 70 artıyor. D vitamini seviyeniz iyiyse, koronavirüs kaynaklı yoğun bakım ve ölüm ihtimaliniz yüzde 94 ila 97 oranında azalıyor. Benzer şekilde, selenyum seviyesi düşük olan bir kişinin Covid-19 yüzünden hastaneye yatma ihtimali, selenyum seviyesi yüksek olan birinden 5 kat fazla"
Fonksiyonel Tıp Nedir?
Fonksiyonel tıp, kronik hastalıkların kök nedenlerini saptayıp bunların düzeltilmesine odaklanan bütünsel bir tıp bakışı. Organ odaklı değil sistem odaklı yaklaşarak hastalığın tedavisinden çok, temelde yatan sorunun iyileştirilmesini amaçlıyor
|