Fotomaç gazetesi, Galatasaray-Trabzonspor maçında yaşanan 'hakem' skandalını, "Türk futbolunun perde arkasında yer alan çetenin, hekemler üzerinden ülkemizi kaos ortamına sürükleyip, halkı sokaklara dökmeyi planladığı iddia ediliyor" sözleriyle yorumladı. Gazete, 'çete'nin bordo-mavili taraftarları sokaklara dökerek Türkiye'yi karıştırmaya planladıklarını iddia etti.
Gazetenin, "Futbol üzerinde kaos" başlığıyla ilk sayfasına taşıdığı haberde ayrıca, "Türk futbolu bir anda yangın yerine döndü. Takımlar, hakem hataları ile adeta lime lime doğranıyor" ifadelerine yer verildi.
Fotomaç'ta yer alan haber şöyle:
Deniz Ateş Bitnel'in G.Saray-Trabzonspormaçındaki 'skandal yönetimi' Türkiye'yi sarstı. Temiz futbolu ilke edinen FOTOMAÇ, futbolumuzun ve Türk hakemliğinin durumunu siz okurları için sorguladı.
İşte uzmanlar ve çarpıcı yorumları...
Erman Toroğlu: Büyük paralar dönüyor
Türk futbolunun içinde bir derin çete olduğuna inanıyor musunuz? Yoksa su normal yatağında mı akıyor?
İnanıyorum. Bu çete çok branşta var zannediyorum. Bu öyle bir şey ki kimi bu işe kulüp sempatisiyle giriyor. Kimi bu işe bahis çetesiyle giriyor. Kimileri de bu işe maddi olarak girebilir. Buradaki maddiyi şöyle açalım; illa maç satarak alınan paralardan bahsetmiyorum. Futbolun her branşında para büyüdüğü için hakemlikte de para büyüdü. Öyle olunca bu hakemliği yapmak için çok saldıran olacaktır. Ay da 30 bin ile 50 bin arasında bir geliri kimse kaybetmek istemez! Sakın bana "Hakemlik fedakarlıktır" filan demeyin.
Hakemlik artık Türkiye'de maaşa karşı yapılan bir iştir. Fazla uzağa gitmeyin, profesyonel hakemlik için 20-25 yıllık mesleklerini ve alacakları ikramiyeleri terk edenler var. Ne muazzam işmiş ki hakemlik, insanlar hakem olmak için bunlardan vazgeçebiliyorlar.
-Serdar Çakır'ın Türkiye'nin bir numaralı hakeminin babası olması sıfatıyla Türk futbolunun üzerinde bir egemenlik kurduğu iddiaları var. Bu iddiaya katılıyor musunuz?
Rahmetli Hasan Doğan, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı iken Serdar Çakır hatırladığım kadarıyla MHK'de ikinci adam görevindeydi.
Yine hatırladığım kadarıyla o dönem 7 hakeme operasyon yapıldı. Bu Serdar Çakır hâlâ bu alemin içinde. Baba-oğul her hafta biri gözlemci, biri hakem görev alıyorlar. Birisine gözlemci bir hakemin babası gidiyor. Gözlemci Serdar Çakır da bir başka hakemin oğluna gözlemci olarak gidiyor... Böyle bir sistemin olduğu yerde "Körler sağırlar, birbirini ağırlar" mantığı çıkar. Yahu arkadaşlar Türkiye'de hiçbir müessesede iki akraba çalışmaz.
Fazla uzağa gitmeyin Sabah Grubu'nda eğer biri çalışıyorsa bir akrabası işe giremez. Büyük holdinglerin çoğu bunu uyguluyorlar. Peki bunların uygulandığı bir ülkede hakem aleminde babadan oğullara, babalardan yeğenlere kaç tane hakem var? Bir bakın bakalım!
O zaman bu "Ahbap çavuş" ilişkisini daha iyi anlarsınız.
- İyi bir hakemin renk körü olması, tribündeki baskıya karşı sağır olması gerektiği söylenir. Size göre bizim hakemlerimiz bu tanıma uyuyor mu?
Bakınız ideali şudur; "Hakem olunmaz, hakem doğulur." Peki olmadı ikinci kısma geçelim; hakeme oyun kurallarını öğretirsiniz. Ama hakeme kişiliği öğretemezsiniz. Zaten kişiliği olmayan hakem de sahada her türlü haltı yapar.
Ama bu hakemler öyle bir maçta falan ortaya çıkmazlar. Bunları ilk seçerken iyi ayıklamak yani doğururken ayıklamak lazım. Doğurdukt an sonra sizin paçanıza yapışır ekmek ister, su ister, sizi yolunuzdan eder.
Ahmet Çakar: Ceza mekanizması çalışmazsa illegalite doğar
-Türk futbolunun içinde derin bir çete olduğuna inanıyor musunuz? Yoksa su normal yatağında mı akıyor?
Aslında birçok şey 3 Temmuz'dan sonra başladı. Bazı şeyler hasır altı edildi, bazı suçlar cezasız kaldı ve maalesef bu da futbolda illegal oluşumların hortlamasına ve hüküm sürmesine neden oldu. Türkfutbolunda bazı kulüpçüler, menajerler, hocalar, oyuncular ve hatta bazı basın mensupları illegal çeteleşmeye gittiler.
Bu rantın en önemli kaynağı oyuncu transferleri oldu. Oyuncu transferleri nedeniyle birçok kulüpçü, menajer ve basın mensubu büyük paralar kazandılar... Bu; aysbergin görünen yüzü. Büyük takımları üzmek daha fazla ses getirdiğinden umumiyetle Anadolu takımları ezilir hale geldi ve bu illegal oluşumlara uluslararası bahis çeteleri de bazı menajerler üzerinden ulaştığında ortaya vahim bir tablo çıktı.
- Serdar Çakır'ın Türkiye'nin bir numaralı hakeminin babası olması sıfatıyla Türk futbolunun üzerinde bir egemenlik kurduğu iddiaları var. Katılır mısınız?
Asla... Serdar Çakır sadece eski bir hakem ve Cüneyt Çakır'ın babası... Hakem atamalarına dahli yok. Bunu adımın Ahmet Çakar olduğu gibi biliyorum. Hatta mevcut MHK, hem Cüneyt Çakır'dan hem de babasından son derece rahatsız. Bu yüzden Cüneyt Çakır'ın en önemli çizgi hakemi olan Barış Şimşek'iFIFA listesinden bile çıkartıp Cüneyt'e zarar vermek istediler. Siz bu satırları okurken Cüneyt Çakır dünyanın en önemli maçı Arsenal-Barcelona maçını yönetecek ve çizgi hakemi de Barış Şimşek. Böylesine üst düzey maçlarda kale direğinin dibinde bulunan ve özellikle penaltılara hükmedebilecek çizgi hakemleri FIFAhakemleridir.
Ama Barış Şimşek'i Kuddusigiller (!) yediler. Amaç Cüneyt Çakır'a zarar vermekti. Hakemler güvende hissetmiyor
- İyi bir hakemin renk körü olması, tribündeki baskıya karşı sağır olması gerektiği söylenir. Size göre bizim hakemlerimiz bu tanıma uyuyor mu?
Bizim hakemlerimiz şahsiyetleri alınmış organizma gibiler. Bundan son derece üzüntü duyuyorum. Bizim hakemlerimiz, yöneticilerine güvenmiyor. Bizim hakemlerimiz, MHK'nin göreve nasıl geldiklerini hangi siyasi ya da kulüplerin ricası ile o koltuklara oturduklarını bildikleri için saygı duymuyorlar ve maç seyrederken kendilerini güvende hissetmiyorlar.
Olayın temel kaynağı bu.
Gürcan Bilgiç: Hakemler tedirgin
1- Çete 2008'de bitti. Rahmetli Hasan Doğan göreve geldikten sonra, hakem hataları talimatla değil, beceriksizlikle gerçekleşti. Sevilen-sevilmeyen takımlar elbette vardır. Ya da hoşlanılmayan yöneticilerin takımları da bulunur. İnsanın olduğu yerde duygular vardır ve bunlar kararları etkiler.
2- Bundan önceki Merkez Hakem Kurulları da aynı soruların muhatabıydı. Dünyanın bir numaralı hakemini yetiştiren biri olarak Serdar Çakır'ın diğerlerine de yardımcı olabileceği düşünülmüş olabilir. Ama iş egemenlik konusuna gelince, orada duracaksınız. Bu federasyonun başkanı var, yöneticileri var.
3- Bizimkiler dünyanın her yerinden daha büyük baskı altında maça çıkıyorlar.
Metin Tekin: İddialar ispatlansın
1- Bunlar çok iddialı düşünceler. Böyle bir şeye inanmak, bunları yöneten bir yapının olduğunu düşünmek, sahadaki her şeyi bu örgütün belirlediğine inanmak demektir. Yıllardır futbolun içindeyim, böyle bir yapının varlığını hissetmedim. Tabii ki büyük hatalar oldu, şüpheli maçlar oldu ama ben böyle bir yapının olduğunu hiç düşünmedim.
Bu bahsedilen yapıyı kurmak da öyle kolay bir şey değil. Zaten inanırsanız, bu sektörün içinde kalmak anlamını yitiriyor.
Ama bunun varlığını iddia edenler kesinlikle ortaya çıkarmalı. Bu bahsedilen yapı hakkında herkes farklı bir ifade kullanıyor. Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta da 'iklim' diye ifade etti. Eğer böyle bir şey varsa bunun üstüne gidilmeli.
Şayet bu ifadeler sadece baskı unsuru oluşturmak için yapılıyorsa bu da Türk futboluna büyük zarar verir.
2- Konuya hakim değilim. Serdar Çakır'ın görevini bile bilmiyorum açıkçası. Ancak böyle bir yapının içinde olacağını düşünmüyorum. Lütfen bunları kanıtlarıyla sunalım. Bunu dedikodu ile bırakmak kişilere de futbola da büyük zarar verir.
3- Ben hakemlerim formsuz olduğuna, hatalar yaptığına, bulunduğu ortamlardan etkilendiğine inanabilirim. Ama bunu bilinçli olarak yaptığına, bir takımın lehine kasten kararlar verdiğine futbol hayatım boyunca inanmıyorum. Tekrar ediyorum eğer varsa böyle bir şey ortaya çıkarılsın.
Futbol üzerinden kaos
Hakem Deniz Ateş Bitnel'in, Galatasaray-Trabzonspor derbisindeki facia yönetimi, bardağı taşıran son damla olurken, Türk futbolu bir anda yangın yerine döndü. Takımlar, hakem hataları ile adeta lime lime doğranırken, "Futbolumuzun bu hale gelmesinin perde arkasında gizli güçler mi var?" soruları akıllara geldi. İddiaya göre Türk futbolunun perde arkasında gizli bir çete var. Milyonları peşinden sürükleyen futbolu hedef alan bu çetenin, spor üzerinden ülkeyi kaos ortamına sürüklemek için düğmeye bastığı belirtiliyor. TÜRK futbolunun perde arkasında yer alan çetenin, hekemler üzerinden ülkemizi kaos ortamına sürükleyip, halkı sokaklara dökmeyi planladığı iddia ediliyor. Çetenin, haince emellerine ulaşmak için Trabzonspor'un hedef seçildiği ve hakem hataları üzerinden bordo-mavili taraftarları sokaklara dökerek ülkeyi karıştırmayı planladıkları ifade ediliyor. Gizli güçlerin, Gezi Olayları üzerinden Türkiye'yi kaos ortamına süreklemeyi başaramadığı ve şimdilerde futbol çetesi ile ülkeyi hakemler üzerinden karışıklığa süreklemeyi amaçladığı öğrenildi.