İran'da geçen Perşembe günü Meşhed kentinde başlayan protesto gösterileri bütün ülkeye yayıldı. Frankfurter Allgemeine Zeitung'da konuya ilişkin şu satırlar dikkat çekiyor.
"Protestolarda yenilgi alanlardan biri ılımlı Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani. 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma sonrasında ekonomik iyileşme olmasını ümit eden bir çok İranlı'nın öfkesine maruz kalıyor. Muhafazakârların Ruhani üzerindeki baskısı da artıyor. Ortadoğu'da İran ve Suudi Arabistan arasındaki gerilimde Ruhani'nin zayıflaması iyiye işaret etmiyor. Zira İran'ın silahlarını kontrol eden ve böylelikle son sözü söyleyenler Devrim Muhafızları. İran'ın Arap dünyasına yayılmasına öncülük ediyor; Irak, Suriye ve Lübnan'da İran'ın Akdeniz'e açılan yeni hattını emniyet altına alıyorlar. Yemen'deki Husi milislerinin onların roketlerinden birini Aralık ayında Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a fırlattığı iddia ediliyor. Kısacası: Protestoların Tahran'daki rejimin çökmesine yol açacağı yönündeki umut beslemek için henüz çok erken."
Berlin merkezli Die Welt gazetesinde de aynı konu ele alınıyor:
"30 yıldan beri İran rejimindeki hayali reformcu kanadı destekleyen ve adım adım İslam Cumhuriyeti'ndeki terörist iktidar sisteminin liberalleşmesi için çaba gösteren ve hoş görünmekten çekinmeyen siyasetçiler utanılacak bir durumda kalıyor. 2015 yılında nükleer anlaşmanın imzalanmasıyla yaptırımların gevşemesinin ardından o dönemde Ekonomi Bakanı olan Sigmar Gabriel, Alman ekonomisi açısından kârlı ticari anlaşmalar için İran'a gitmişti. Ancak İran'daki protestoların dinamiği şunu açıkça ortaya koyuyor: İran İslam Cumhuriyeti'ndeki dindar-totaliter iktidar sistemi reforme edilemez. Batılı siyasetin de bunun yıkılmasından başka bir hedefi olmamalı."
Chemnitz'de yayımlanan Freie Presse gazetesinde de aynı konu işleniyor:
"İranlıların hükümet karşıtı protesto gösterileri için çok sayıda nedeni var. Nükleer programından kaynaklanan anlaşmazlık yüzünden ülke yaklaşık 10 yıl boyunca dünya ekonomisinin dışında kalmıştı. Ancak nükleer anlaşmaya rağmen ekonomide iyileşme görülmedi. Gençler arasında işsizlik çok yaygın. Özellikle de üniversite mezunu olan gençler iş bulamıyor. Bu, yaklaşık 5 milyon öğrencinin bulunduğu ülkede büyük bir sosyal huzursuzluk kaynağı. Bunun yanı sıra İran'da baskı organları etkin. İnternet sürekli olarak izleniyor ve tehlike görüldüğü zaman kapatılıyor. (Gösterilerde) şimdiden 800 kişi gözaltına alındı. Gösteriler haklı, ancak hiç bir şeyi değiştirmeyecek."
Kuzey Kore lideri Kim'in yaptığı yeni yıl konuşmasında, ABD'ye yönelik tehditlerini sürdürdü. Halle'de yayımlanan Mitteldeutsche Zeitung'da konuya ilişkin şu satırlar dikkat çekiyor.
"Donald Trump faktörünün Kim'i huzursuz ettiğine ve daha dikkatli olduğuna dair işaretler mevcut. Kim'in eğer ateşle çok oynarsa, iktidarının bir felaketle sonlanacağından korkması gerekiyor. Ama bütün bunlar nükleer silah programından vazgeçeceği anlamına gelmiyor. Bu onun siyaseten hayatta kalması için gerekli. Ama nükleer füze denemelerini durdurmayı önerebilir. Bunun karşılığında da, petrol hatta belki kredi alabilir. Böylelikle de en uygun durumu yaratabilir: Komutan olarak halkına bombayı sunduktan sonra, halkını kalkınma sayesinde memnun edebilir. Kim eğer şimdi akıllıca davranırsa, yakın bir zaman için iktidarını perçinleyebilir."
JD/ÖA
© Deutsche Welle Türkçe