Frankfurter Rundschau gazetesi. 24 Eylül genel seçimlerinden yüzde 12,6 oy alarak üçüncü parti olarak çıkan sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin Hannover'deki parti kongresini şöyle yorumluyor:
"AfD baştan sona yenilenmeyi amaçlıyordu. Kanatlar arasındaki çekişme sona erecek, eş başkan Frauke Petry'nin partiden ayrılmasıyla konumlanma mücadelesi son bulacaktı. Aksine parti daha da sağa kaydı. Parti zirvesinin belirlenmesinde ılımlılar ağır bir hezimete uğratıldılar. Partinin sağ kanadına sempati besleyen ağır toplardan Alexander Gauland'ın eş başkanlığa ikna olması kongrenin fiyaskoyla sonuçlanmasını önledi. Şimdi AfD, biri Avrupa Parlamentosu'na geçmeye hazırlanan, diğeri ise federal meclis grup başkanlığını da yürütecek olan yaşını almış ikili tarafından yönetiliyor. Bu sadece geçici bir çözüm olabilir. AfD'nin parti programındaki muazzam boşlukları doldurmak kolay olmayacak. Kongrede parti programının tartışılmamış olması AfD'nin durumu hakkında fikir vermeye yeter.”
Mittelbayerische Zeitung gazetesinin yorumunda AfD'nin Almanya için sorumluluk almaya niyetli görünmediği belirtiliyor.
"AfD'nin genel kongreden sonra şimdiye kadar olduğundan çok daha köktenci ve milliyetçi argümanlarla taarruza geçmesi mümkün. Federal ve eyalet meclislerinde yıkıcı ve sert ama yapıcılıktan uzak rüzgârlar esmesi beklenebilir. Afd kendini demokratik sisteme saplanmış diken ve ‘yerleşik' partilerin protestocu rakibi olarak görüyor. AfD bundan fazlası olamayacağı gibi olmak ta istemiyor. Şükür ki Avrupa Birliği'nden ayrılma, Alman Mark'ına dönme ve sıfır göç gibi kimliğine dönüşen taleplerini gündeme getiremeyecek.”
Die Welt gazetesi ABD Başkanı Donald Trump'ın vergi reformunu konu alan yorumunda taslağın yürürlüğe girmesinin Avrupa'yı da etkileyeceğine işaret ediyor:
"Senato'dan geçtiği haliyle 500 sayfayı bulan reform paketi, Reagan yönetiminin 1981 ve 1986 yıllarındaki köklü reformlarını çağrıştırıyor. 30 yıl önceki vergi reformu Amerikan ekonomisinin 1970'lerin büyümesiz enflasyon dönemini atlatmasına yaramıştı. Başkan Trump Avrupa'daki vergi kartelini Avrupa şirketlerinin ABD'de yatırım yapması için çıkarılmış davetiye olarak görebilir. Avrupa ada değildir. Vergilendirmede de bunun böyle olduğunu Avrupa solu bir türlü anlamak istemiyor. Dolayısıyla Avrupa'yı vergi kalesine çevirme planları çöpe atılmalıdır. Aksi takdirde daha öncekilerde olduğu gibi Avrupa'nın vergi devrimi de önce kendi çocuklarını yer.”
Neue Osnabrücker Zeitung gazetesi ABD'deki vergi reformu projesinin büyümeyi hızlandıracağı:
"Bundan bir yıl önce Donald Trump Beyaz Saray'ı kazandığında az felaket senaryosu yazılmadı. Seçim kampanyası sırasındaki Rusya bağlantısı ve Trump ile ilgili ağır eleştirilerden gözü kamaşmayanlar Amerikan ekonomisinin nasıl hızla canlandığını ve büyüme hızının daha da artacağını görüyor. Bu düzelme tek başına Trump'ın eseri değil ama vergi reformuyla ilgili planlar borsayı adeta uçurdu. Orta halli ailelerle işletmelerin vergi yükü azalacak. Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde üç oranında artacağını söylemek aşırı iyimserlik olmaz. Bunda Trump'ın kamu harcamalarını arttırmak istemesinin de payı var. ABD Başkanı sosyal güvenliğe değil yollara, köprülere, iletime, okullara ve üniversitelere para harcayacak. Trump'un her yaptığı ya da söylediğini kötü bulmamak gerekir.”
© Deutsche Welle Türkçe
AG/BÖ