Fransa’da etnik ve dini temele dayalı istatistik toplamak yasak olduğundan ülkedeki Müslümanların sayısı tam olarak bilinmiyor. Tahmini verilerle yaklaşık 6 milyon Müslümandan söz edilmekte. IFOP araştırmalar kuruluşu, ülkedeki seçmenlerin yüzde 5’inden biraz fazlasını “Müslümanların” oluşturduğunu belirtiyor. Bu rakam nüfusu 66 milyon olan Fransa için fazla görülmeyebilir. Ancak cumhurbaşkanı seçimi kimi zaman yüzde 2-3 oy farkıyla kazanılıyor. Dolayısıyla potansiyel 2,5 milyon seçmenin oyu neticeyi değiştirebilecek güce sahip.
2012'de Hollande'a oy verdiler
IFOP tarafından 2012 yılındaki cumhurbaşkanı seçiminde Müslüman seçmenin kullandığı oy konusunda gerçekleştirilen bir araştırma da bunu gösteriyor. O tarihte seçimin ikinci turu François Hollande ile Nicolas Sarkozy’yi karşı karşıya getirmiş, Hollande oyların yüzde 51,6’sını, Sarkozy ise yüzde 48,4’ini elde etmişti. Araştırmaya göre “Müslüman” seçmenin yüzde 86’sı Hollande, yüzde 14’ü Sarkozy için oy kullanmıştı. Bir diğer deyişle Hollande’ın seçilmesinde Müslüman seçmen önemli rol oynamıştı.
“Müslüman oyu” gerçekten var mı?
IFOP araştırmasına rağmen gerçek anlamda bir "Müslüman seçmen” olgusundan söz etmek mümkün mü? Strasbourg Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Samim Akgönül, “Müslüman oyu” diye bir kategori olmadığı görüşünde: “Müslüman kavramından sadece aidiyet algılanıyorsa –yani inanç ya da davranış biçimi değil- aşağı yukarı yaklaşık 5 milyon Fransa vatandaşı bu sosyolojik gruba ait. Ancak bu aidiyet çok çeşitli ve çok katmanlı. Çok çeşitli zira bu Müslümanlar arasında etnik köken, dil, mezhep, ulusal köken gibi büyük farklar var. Çok katmanlı zira ‘Müslüman’ olarak nitelendirilenler arasında davranış biçimi, inanç ve elbette siyasal aidiyet konularında gene büyük fark var”.
Bu görüş Lyon Siyasal Bilimler Okulu Öğretim Üyesi Doçent Haoues Seniguer tarafından da destekleniyor. Fransız siyaset bilimci Müslümanların 2012’de büyük ölçüde François Hollande için oy vermiş olmalarının aslında oy kullanırken İslami kimliklerini o kadar da önemsemediklerini gösterdiği düşüncesinde: “Eğer din ön plana çıkmış olsaydı, dini bütün Müslümanlar eşcinsel evliliğini destekleyen bir aday için oy kullanmış olmazlardı”.
Oylar dağılıyor
Araştırmalar Müslüman seçmenin bugüne kadar daha çok sol parti ve adaylara yöneldiğini gösteriyor. Fakat bu durumun da değişmekte olduğuna dair göstergeler var. Samim Akgönül, “Bu kategorinin önemli bir kısmı sosyal sınıf olarak alt tabakalarda, dolayısıyla geçmişte işçi sınıfına yakın duran sol partilere oy veriyorlardı. Bugün kimliklenme daha çok din üzerinden gerçekleştirildiğinden oylar dağıldı” diyor.
Müslümanlar adayları sorguluyor
Müslümanlar etnik, ulusal köken ve mezhep bazında farklı olsalar da aralarında örgütlenmeye çalışanlar var. Bu örgütlenmelerin başında Fransız devletinin de resmen tanıdığı Fransa İslam Konseyi (CFCM) geliyor. CFCM, Mart ayında cumhurbaşkanı adaylarına bir mektup göndererek, “laiklik vizyonları” ve “Fransa’da İslam dini ile terör eylemleri arasında kurulan bağ arasındaki düşüncelerini” sordu.
CFCM bazı adayların laiklik konusunda verdiği yanıtların “hayal kırıklığı” yarattığını belirtiyor. İsmini vermediği bir adayın “İslam, Fransız Cumhuriyeti'ne uyumunu tamamlayana kadar idari kontrol altında tutulmalıdır” cevabını verdiğini söylüyor.
Sağ partilere yönelen Müslümanlar
Fransa genelinde 250’den fazla Müslüman örgütlenmesini temsil ettiği söylenen, daha radikal bir çizgide ve Müslüman Kardeşlere yakın duran “Fransa Müslümanları” adlı teşkilat ise sağ partilere göz yummaya başladı. Teşkilatın lideri Amara Lasfar, Müslümanları “bir adayın sadece İslam konusunda söylediklerine bakmaksızın” oy vermeye çağırdı. Lasfar’ın bu çağrısı, sağ partilerin adayı François Fillon’a oy çağrısı olarak yorumlanıyor.
Bu teşkilata yakın bazı isimler 2012-2013 yıllarında eşcinsel evliliği yasasına karşı Fransa’da sokağa dökülen yüz binlerce aşırı muhafazakar "Manif Pour Tous” hareketiyle beraber hareket etmişti. Bu hareketin içinde aşırı Katolikler de yer almıştı.
Samim Akgönül, Fransız siyasilerin bu gelişmeleri görmezden geldiği görüşünde. Akgönül “Fransa Müslümanlarının da her kimliksel grup gibi çoğul aidiyetleri var, ancak Fransa’da politikacıların en büyük hatası bu grubu sadece ‘Müslüman’ olarak algılayıp, o yönde menfi veya müspet söylem geliştirmeleri" diyor.
Adaylar ne diyor?
Cumhurbaşkanı seçiminin belli başlı adayları ise Müslümanlara yönelik politikalarında Fransız Cumhuriyeti’nin temel ilkesi olan laiklik kavramını ön plana çıkarıyor. Merkezin adayı Emmanuel Macron, imamlar için “Cumhuriyet değerleri konusunda üniversite eğitimi” önerip, Cumhuriyet değerleriyle bağdaşmayan dini derneklerin kapatılmasını savunuyor.
Milliyetçi lider Marine Le Pen, "İslamcı” olarak tanımladığı “Fransa Müslümanları” teşkilatının ve selefi gruplara ait camilerin kapatılmasını, kamu fonlarından faydalanan Müslümanlara ait derneklerin sıkı kontrol edilmesini istiyor.
©Deutsche Welle Türkçe
Kayhan Karaca / Strassbourg