Fransa'da parlamento seçimlerinin geçen hafta yapılan ilk turu Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron açısından tam bir şok oldu. Hükümet partisi adayları ağır oy kayıpları yaşadı ve birleşik sol cephenin adayları karşısında belirgin bir üstünlük kuramadı. Bu pazarki ikinci ve son turda heyecan dorukta, zira Macron'un Ulusal Meclis'te hükümet çoğunluğunu koruyup koruyamayacağı belirsiz.
Siyasi tabloda değişiklik
Nisan ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mücadele, merkezle aşırı sağ arasındaydı. İlk turu ikinci sırada tamamlamayı başaran Marine Le Pen, ikinci turda Macron'a rakip oldu. Macron'un yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra ise Fransa'da siyasi tablo tamamen değişti.
Parlamento seçimlerinde aşırı sağcıların partisi Ulusal Birlik üçüncü oldu. Diğer partilere göre bölgesel niteliği daha az olan parti, yine de Ulusal Meclis'teki milletvekili sayısını artırdı.
Sosyalistler, Yeşiller ve solcu protest parti Boyun Eğmeyen Fransa'dan oluşan yeni sol ittifak ise hükümeti sıkıştırıyor. Haftalar boyunca muhalefet açısından gölge boksundan farksız olan seçim kampanyası beklenmedik şekilde alevlendi. Jean-Luc Melenchon liderliğindeki Yeni Ekolojik ve Sosyal Halk Birliği (NUPES) adlı sol ittifak, kullandığı ateşli dille başta genç seçmenleri heyecanlandırmayı ve seferber etmeyi başardı.
Macron destekçileri mücadele etmek zorunda olduklarını çabucak gördü. Her ne kadar anketler Ulusal Meclis'te en güçlü meclis grubu olacaklarını söylese de meclis çoğunluğu için gerekli 289 sandalyeyi kazanabilecekleri kesin değil. Cumhurbaşkanı'nın cephesi aynı zamanda Şampiyonlar Ligi finalinde Stade de France'ta tam bir facia olan polis müdahalesi ve bir bakan hakkındaki görevini suistimal suçlaması gibi olaylar nedeniyle bir hayli zayıflamış durumda.
Macron'un partisi neden oy kaybediyor?
Emmanuel Macron Nisan ayında yüzde 58'lik oy oranıyla yeniden seçildi.Peki partisi parlamento seçimlerinin ilk turunda neden oyların sadece dörtte birini alabildi? "Bu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde coşku yoktu. Macron alternatifi olmadığı için seçildi, karşısında sağ radikal Marine Le Pen olduğu için." Paris Siyasi Bilimler Akademisi'nden siyaset bilimci Olivier Rozenzweig durumu bu sözlerle açıklıyor. Birçok seçmenin Macron'u istediği için değil sağcı bir Cumhurbaşkanı istemediği için Macron'a oy verdiğini belirtiyor.
Macron'un taraftarları parlamento seçimlerinin son haftalarında seçim çalışması yapmadı, hükümet geç kuruldu, milletvekili adayları geç gösterildi. Normalde parçalı olan sol seçim bölgelerinde çıkartacağı adaylara erkenden konsantre oldu ve bu da başarıyı getirdi.
Siyaset bilimci Rozenzweig, Macron'un, partisi Rönesans mutlak çoğunluğu kazanamasa bile her durumda iktidarda kalmaya devam edeceğini söylüyor. "Fransa'da hükümeti parlamento belirlemiyor" diyen Rozenzweig, azınlık hükümetlerinin mümkün olabildiğine dikkat çekiyor. Ancak Macron'un meclis çoğunluğunu kaybetmesi halinde, yeni yasalar geçirmek istediğinde muhalefet partilerine tavizler vermek zorunda kalacağını da ekliyor. "Fransa'daki siyasi durumda ironi işte budur" diyen Rozenzweig, solun güç kazanması halinde Macron'un konsensüsü sağcılarda arayacağını ve reformlarını da daha sağa çekebileceğine işaret ediyor.
Hükümetten sol ittifaka zehir zemberek açıklamalar
Emmanuel Macron bu hafta hızlıca düzenlenen birkaç etkinlikte seçmene hitap etti. Ülkeyi "sağlam bir çoğunluğa" kavuşturma çağrısı yapan Macron, seçmeni sol ittifakın planlarının getireceği siyasi "düzensizlik" konusunda uyardı. Yeni atadığı başbakan Elisabeth Borne, Melenchon hakkında "süper yalancı" ifadesini kullanırken Çevre Bakanı Amelie de Montchalin solun Fransa için bir "tehlike" olduğunu ve Rusya'ya tabi olma tehlikesini taşıdığını söyledi. Maliye Bakanı Le Maire ise sol ittifakın ülkeyi "doğrudan iflasa sürükleyecek" bir ekonomi projesini hayata geçirmek istediğini açıkladı.
Melenchon bunlara yanıt olarak Macron'un "kaos" olduğunu ve Fransa'yı "yaşanmaz" bir ülkeye çevirdiğini söyledi. Programını savunan Melenchon rakiplerini insanların korkularına oynamakla suçladı.
Montaigne Enstitüsü gibi bazı düşünce kuruluşları Melenchon'un hayata geçirmek istediği planların finanse edilebilir olduğundan şüpheli. Projelerinin çok masraflı olduğu, sadece emeklilik yaşının 60'a çekilmesi için 85 milyar euroluk bir bütçeye ihtiyaç duyulacağı belirtiliyor. Sağlık, asgari ücretin artırılması ve diğer sosyal destek planları için de milyarca euroluk meblağlara ihtiyaç duyuluyor. Jean-Luc Melenchon'un verdiği sözleri tutması halinde devlet borçlanmasının zirveye çıkacağı belirtiliyor.
Ne olabilir?
Sol ittifak NUPES beklenenin aksine çoğunluğu kazanacak olursa, Macron tartışmalı emeklilik reformundan vazgeçmek zorunda kalabilir. Cumhurbaşkanı sadece dış politika ve savunma politikalarında söz sahibi olacak ve bunun dışında sol ittifak ile uzlaşma aramak zorunda kalacak. Melenchon başbakan kendisi olmak üzere önemli bakanlıkları kendi partisinin almasını istiyor. Fransa'da cumhurbaşkanı ile başbakanın ayrı partilerden olduğu ve "kohabitasyon" adı verilen yönetim en son 2002'de muhafazakâr Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile sosyalist Başbakan Lionel Jospin'in birlikteliği sırasında yaşanmıştı. Kohabitasyonlar prensipte siyasi durgunluğa neden oluyor.
Eğer büyük gruplardan hiçbiri, ne Macron'un merkez partisi ne de sol ittifak, çoğunluğu elde edemezse durum daha da zora girecek. Fransa'daki siyasi sistemde koalisyon hükümeti kurmak için mekanizmalar bulunmuyor, o nedenle Cumhurbaşkanı'nın her oylamada çoğunluğu kazanmak için uğraşması ya da tek tek milletvekillerini taraf değiştirmeye ikna etmesi gerekecek.
Cumhurbaşkanı'nın partisi buna karşılık tekrar çoğunluğu kazanacak olursa Macron siyasi planlarını hayata geçirmeye devam edecek. Ancak Ulusal Meclis'teki sükunet dönemi sona erecek. Geniş sol blok onu sokak protestolarıyla tehdit edebilecek; güçlenmiş olan aşırı sağcılar da göç ve suç konularında Macron'a baskı uygulayabilecek. Pazar akşamı sonuçlar nasıl olursa olsun Emmanuel Macron için ikinci görev dönemi birincisinden çok daha zor olacak.