Fransa'da gerçekleşen G7 Zirvesi dün sona erdi. İklim değişikliğinin ön plana çıktığı zirvenin ardından enerji sektöründeki önemli düşünce kuruluşlarından olan E3G G7 ülkelerinin kömür karnesini yayımladı. Bu yılın karnesi özel sektörün iklim değişikliğiyle mücadelede yavaş kaldığını belirtirken, G7 ülkelerinin ekonomilerini kömürden arındırmada gelişme kaydettiğine dikkati çekti.
G7 genelinde, mevcut işletme kapasitesinin %31'ine denk gelen 118 GW’lık kurulu gücün 2030 yılından önce kullanımdan kaldırılması planlanıyor. Kanada, İngiltere ve Almanya geçtiğimiz yıla göre iklim değişikliğiyle mücadele konusunda performanslarını geliştirirken, Japonya geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi son sırayı aldı. Japonya’nın düşük performansının temel nedeni, yurt içinde ve yurtdışında yeni kömür santrali yatırımlarına devam eden tek G7 ülkesi olması.
Şekil 1’de tüm G7 ülkelerinin piyasaya yön veren koşulları ve devlet politikalarının durumu özetlenerek performansları karşılaştırılıyor. Yeni kömür santrali inşa edilme riski, mevcut kömür santrallerinin kullanım ömrünü ne zaman tamamlayacağı ve ülkenin iklim değişikliğiyle mücadelesinin uluslararası etkisi değerlendiriliyor.
- Eylül 2018’de yayınlanan karneyle karşılaştırıldığında, ülkelerin performansında ve sıralamasında aşağıdaki değişiklikler öne çıktı:
Kanada, özel sektörünün uluslararası etkinliği dışındaki tüm kategorilerde ilerleme göstererek ilk sırayı aldı. Geçtiğimiz yıl içerisinde federal hükümet, 2030’a kadar kömürlü termik santrallerden elektrik üretimini sonlandırma taahhüdünü hayata geçirecek yeni yasal düzenlemeleri kabul etti. Kanada hükümetinin uluslararası girişimleri, kömür yerine temiz enerjiye dayalı enerji dönüşümüne yönelik girişimlere 275 milyon Kanada doları aktarmasıyla daha da güçlendi. Bunun yanı sıra, Kanada’nın ihracat kredisi kuruluşu olan Export Development Canada, kömür yatırımlarını sonlandıran yeni bir iklim değişikliği politikası benimsedi.
İngiltere, bu yıl kömürden elektrik üretiminde yaşadığı önemli düşüşle ve kömürlü termik santrallerin kullanımına son verilmesiyle sonuçlanan elektrik sektörü piyasa koşulları sebebiyle Fransa’yı geçerek ikinci sırayı aldı. Kanada’nın aksine İngiltere, kömürden çıkış taahhüdünü yerine getirebilmek için yasal düzenlemeleri oluşturmadı ve hala ihracat kredileri ve kalkınma finansmanını ne şekilde daraltabileceğini değerlendiriyor.
Fransa, İngiltere ve Kanada’nın artan performansı sebebiyle birinci sıradan üçüncü sıraya geriledi. Fransa ayrıca, kömürden çıkış taahhüdünün mevzuat uyarlamalarını yürürlüğe koymadı. Fransa, 2019 yılında G7 Başkanlığı’nı yürütmenin yanı sıra, Eylül 2019’da gerçekleşecek Birleşmiş Milletler İklim Eylemi Zirvesi kapsamında gerçekleşecek İklim Finansmanı ve Karbon Fiyatlandırması girişimlerinin eş başkanlığını yürütüyor. Fransa'nın diplomatik liderlik notundaki düşüş, uluslararası ölçekte kömüre olan vurgusunun sınırlı olmasından kaynaklanıyor.
İtalya G7 ülkeleri sıralamasında dördüncü konumunu sürdürüyor. İç politika kapsamında, koalisyon hükümeti, önceki yönetimin 2025 yılında kömür kullanımının sonlandırılması önerisini yeniden onayladı. Önerinin uygulamaya geçmesi için henüz yasal mevzuat oluşturulmadı. Bunun yanı sıra, koalisyon hükümeti içindeki siyasi gerilim, İtalya’nın gerek iklim değişikliği gerek kömürden çıkış konularında uluslararası etkinliğini azaltarak diplomatik liderlik performansının zayıflattı.
Almanya geçtiğimiz yıl boyunca değerlendirmede yer alan tüm kategorilerde ilerleme kaydetti ve ABD ile birlikte beşinci sırayı aldı. Kömür Komisyonu olarak da bilinen ve çok paydaşlı bir yapıya sahip Büyüme, Yapısal Değişim ve İstihdam Komisyonu, en geç 2038 yılına kadar kömürden çıkışın tamamlanmasını ve bu dönüşümden etkilenecek bölgelere destek vermeyi önerdi. Bu olumlu adımın yasalaştırılması ve zaman sınırının uluslararası iklim hedefleriyle uyumlu şekilde 2030 yılına alınması gerekiyor. Uluslararası ölçekte, ulusal kalkınma ajansı olan KfW’nin kömür finansmanına son vermesi olumlu karşılanırken, ajansın mevcut kredileri ve Euler Hermes tarafından yönetilen ihracat kredilerini içermemesi performansına olumsuz yansıdı.
ABD, geçen seneki beşinci sıradaki konumunu bu yıl Almanya’yla paylaşıyor. Trump yönetiminin kömür sektörünü büyütme girişimlerine rağmen, mevcut kömür santrallerinin emekliye ayrılması geçtiğimiz sene hız kazandı. Federal Hükümet ve yasal düzenleyiciler tarafından önerilen bir dizi olumsuz politika değişikliği yasal mücadelelerle karşı karşıya kaldı. Kamu şirketleri ve devletlerin kömürden temiz enerjiye geçişi desteklemeye devam etmesi, bu politikaların hayata geçmesini zorlaştırdı ve küresel eğilimi etkilemedi.
Japonya, yurtiçinde ve yurtdışında yeni kömür santrali yatırımlarına devam eden tek G7 ülkesi olarak geçtiğimiz beş senede olduğu gibi son sırayı aldı. Ancak, özel sektör dinamikleri hükümet politikalarından daha etkin şekilde gerçekleşerek geçtiğimiz yıl 4 GW'lık kömürlü termik santral projesinin iptaliyle sonuçlandı. Japonya hükümeti, G20 Başkanlığı kapsamında uluslararası ölçekte savunduğu 'Kaliteli Altyapı' yaklaşımını gerek G20 zirvesinde gerekse uzun vadeli stratejisinde kömürden elektrik üretimini de içeren yüksek karbonlu altyapısına sınırlandırma getirme fırsatını hayata geçiremedi.
Kömürlü termik santraller iptal ediliyor veya kullanımdan kalkıyor
G7 kömür karnesinin beş yıllık geçmişindeki temel eğilim, Japonya dışındaki G7 ülkelerinin yeni kömürlü termik santrallerinin iptali ya da mevcut olanların kullanımının sonlandırılması oldu. Bugün, 2019 yılında, Japonya’da bile, planlanan enerji santrallerinin iptalinde artış yaşandığını ve proje stoğunda yalnızca 4,5 GW kurulu güçte kömürlü termik santralin kaldığını görüyoruz.
Mevcut kömürlü santrallerin kullanımına son verilmesine yönelik ivme, Almanya'nın kömür kullanımını hızlı bir şekilde ortadan kaldırmak isteyen ülkelere katılmasıyla yoğunlaştı. G7 genelinde, mevcut işletme kapasitesinin %31'ine denk gelen 118 GW’lık kurulu gücün 2030 yılından önce kullanımdan kaldırılması planlanıyor. Eylül 2018’den bu yana tamamlanan ya da planlanan kömürden çıkış planları %22 artış göstererek 264 GW’a ulaştı.
Kömür finansmanı sonlanıyor
G7 karnesinin beş yıllık geçmişindeki en zayıf eylem alanı, kamu finansmanı ve ticari finansman konusundaki değerlendirmelerde görüldü. Ancak, önümüzdeki dönemde dönüştürücü potansiyele sahip, en hızlı ve en etkin ilerleme sağlanabilecek alan kömür finansmanı olarak ortaya konuyor. G7’nin bu yılki beşinci karnesi, G7 ülkelerinin yurt dışına sağladığı kömür finansmanını değerlendirdi.
Kamu finansmanı, temelde ihracat kredisi ve kalkınma finansmanı politikalarının sıkılaştırılması sebebiyle, beş yıllık karnede devamlı olarak iyileşme gösterdi. Özel sektörün performansının değerlendirildiği kategori, en az ilerleme kaydedilen ve her yıl gelişmelerin azaldığı kategori oldu. Almanya, Japonya, Fransa ve İngiltere’de finans sektörü paydaşları olumlu gelişmeler gösterdi.
Raporun bir önceki baskısından bu yana gerek kamu gerekse özel sektör kuruluşlarından en az 30 tanesi, kömür finansmanını ya da geliştirilen politikalarını kamuoyuyla paylaştı. Bu açıklamalar, G7 ülkeleri arasında da kömür finansmanındaki kısıtlamalarda coğrafi dağılımın çeşitlendiğini ve kurumların büyüklüğünün değiştiğini gösteriyor. Bunlar arasında Kanada ve Almanya'nın ihracat kredi ajansları, ABD ve İtalya sigorta devlerinden Chubb ve Generali, Japon finansman kuruluşlarından Itochu ve Sumitomo da bulunuyor.
İlerici G7 ülkeleri kömür konusundaki işbirliğini güçlendirmeli
Değerlendirmeye alınan performans kriterlerindeki eğilimin G7 ülkeleri kapsamında kömürden elektrik üretimi konusunda geriye dönüş olasılığı bırakmadığını ortaya koyan E3G, raporda şu sonuca vardı: “Daha fazla ülkenin planlı bir şekilde kömürden çıkış politikasını mümkün kılacak mevzuat altyapısını geliştirmesini bekliyoruz. Bu politika süreçleri ve piyasa eğilimlerine cevaben, hükümetlerin işbirliğini artırma ve iyi uygulamaları hayata geçirme fırsatı var.”
“Ancak Japonya, 2019 yılındaki G20 Başkanlığı esnasında sunulan fırsatı yakalamak yerine kömüre dayalı elektrik üretim teknolojisi ihracatına yönelik lobi çalışmalarına devam etti. Benzer şekilde, 2020'de G7 Başkanlığı'nı yürütecek ABD'nin, kömür üretiminin topraklarını terk etmesine rağmen kömür lehine bir dizi politikayı desteklemesi mümkün.”
“Bu nedenle, ilerici G7 üyeleri, 2020 yılına kadar yeni kömür santrallerini durdurma ve mevcut kömür santrali kurulu gücünü azaltma çağrısı yapan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in çabalarını destekler nitelikte, kömürden elektrik üretimini sonlandıracak dönüşüm için birlikte çalışmalıdır. Fransa, Eylül 2019’da yapılacak Birleşmiş Milletler İklim Eylemi Zirvesi kapsamında gerçekleşecek İklim Finansmanı ve Karbon Fiyatlandırması girişimlerinin eş başkanlığını yürütüyor. Fransa bu fırsatı, kömür finansmanını sonlandırmak için ilerici ülkeler ve özel sektör kuruluşlarından oluşan bir platform oluşturarak değerlendirebilir.”