T24 Dış Haberler
Gazeteci ve yazar Ece Temelkuran, İngiliz gazetesi The Guardian'da "Türkiye'de, duygusuz ve otoriter bir lidere nasıl meydan okunacağını dünyaya gösteriyoruz" başlıklı yazısında, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından ülkede oluşan atmosferin anlattı.
Mevcut gençlik hareketliliğinin, sokaklardaki eylem ve gösterilerin, dünyadaki farklı demokrasiler için bir ders niteliğinde olabileceğinin altını çizen yazar, gençlerin enerjisinin nasıl şekilleneceğine yanıt arıyor.
Yazısında sokak protestolarının gençliğin enerjisini yansıttığının altını çizen Temelkuran, başarısızlığa uğrayan muhalif partilerin gençler sayesinde yeniden hayat bulduğunu ve bu modelin dünyanın farklı yerlerinde uygulanabileceğini belirtti.
Yazıda 22 yıllık Erdoğan iktidarını eleştiren Temelkuran, devlet kurumlarının tek bir kişi üzerinden yönetilmesini eleştirirken, aynı zamanda ülke genelindeki genel baskı ortamının altını çizdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından farklı kesimlerden yükselen tepkilere dikkat çeken yazar, Gezi olaylarına atıf yaparak, bu sefer gerçekleştirilen protestoların ülke genelindeki daha ileri boyutlara ulaşmış ekonomik, siyasal ve hukuki problemler nedeniyle daha etkin olabileceğini belirtti.
Mevcut yönetimin otoriter yapısına dikkat çeken Temelkuran, bu tepkilerin, yürüyüşlerin, gösterilerin ve gençler önderliğinde gelecekte oluşabilecek olası eylemlerin, dünyanın farklı coğrafyalarındaki demokrasiler için de bir ders niteliğinde olabileceğini söyledi.
Gençlerin önemini vurgulayan Temelkuran, son bir haftadır oluşan enerjinin değişim için kullanılıp kullanılamayacağı sorusuna bir yanıt arayarak aşağıdaki cümleleri kaleme aldı:
"Şu anda Türkiye'de yaşananlar, genç enerjinin bu gemi enkazının etrafında toplanması ve kıyıya vurması, enkazı bir resife dönüştürerek ona hayat vermesidir. Günlerdir gençlik liderleri önemli parti toplantılarında konuşmalar yapıyor ve sürekli olarak ortak eylem için ana hatları müzakere ediyorlar. Mümkün olan her durumda, öfkelerinin İmamoğlu'nun tutuklanmasının ötesine geçmesini sağlıyorlar. Onların varlığı siyasi hareketin ruhunu geri dönülmez bir şekilde değiştiriyor ve sosyal demokrat partiyi hayata doğru ilerletiyor. Bu süreç boyunca gençler yavaş hareket eden devi yönlendirmeyi öğrenirken, dev de rejimin acımasız taktiklerine karşı koyacak kadar çevik ve cesur olmaya adapte oluyor.
Sadece Türkiye için değil, yakında Avrupa ve ötesi için de demokrasiyi otoriterliğin yükselişinden kurtarmanın temel sorusu şu olacaktır: kitlelerin gençlik enerjisinin enkaza girerek onu canlı bir organizmaya dönüştürmesine izin verilecek mi? Otoriterliğe doğru eğilen tarihsel akıntıya meydan okuyabilecek kadar sağlam bir organizma oluşabilecek mi? Türkiye, önümüzdeki günlerde bu soruya bir yanıt arayacak."
(The Guardian)
| Ece Temelkuran kimdir?
1991 yılında Bornova Anadolu Lisesi'ni, 1995 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1993 yılında Cumhuriyet gazetesinde gazeteciliğe başladı. İlk yazıları Patika dergisinde yayınlandı.
Kadın hareketi, siyasi tutuklu ve hükümlüler, Güneydoğu sorunu üzerine çalıştı, röportajlar yaptı. Almanya'da kadın hareketi üzerine bir araştırma yaptı. Ardından avukatlık ruhsatnamesini aldı ancak bu mesleği henüz icra etmedi. Yurt içinde ve dışında çeşitli dergilerde yazılar yazdı, CNN Türk'te muhabirlik yaptı. Dünya Sosyal Forum sürecini izlemek için 2003'te Brezilya'ya, 2004'te Hindistan'a gitti. Venezuela'daki sosyalist devrimini ve Arjantin'de ekonomik krizden sonra oluşan halk hareketini inceledi. Bu harekete ilişkin yazıları "Buenos Aires'te Son Tango" adı altında yazı dizisi olarak Milliyet'te yayınlandı. Milliyet gazetesinde "Kıyıdan" adlı köşesinde yazdı. Habertürk gazetesinde 8 Şubat 2010 gününden itibaren yazmaya başlayan Temelkuran'ın yazı günleri Pazartesi, Çarşamba ve Cumartesi oldu. Ancak 4 Ocak 2012 tarihinde Temelkuran'ın işine son verildi.
|
