Gazetecilik meslek örgütleri, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Bugün tüm zor şartlara karşın mesleğimiz hala ayaktadır. Bu, halkın haber alma hakkını savunan, mesleğine sahip çıkan gazeteci meslektaşlarımız sayesindedir. Artık 10 Ocak’ları güvencesizlik, engelleme, sansür, otosansür, gözaltı, tutuklama, yoksulluk gibi kavramlarla değil mücadelemizle elde edeceğimiz haklarımız ve özgürlüklerle kutlayacağımıza inancımız tamdır” denildi.
Aralarında; Avrupa Gazeteciler Birliği, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, Disk Basın-İş, Dicle Fırat, Gazeteciler Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın olduğu 14 gazetecilik meslek örgütü, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde ortak açıklama yaptı.
Mülkiyeliler Birliği’nde yapılan basın açıklamasını Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El okudu. “İş Kanunumuzun kabulünün yıl dönümünü bayram gibi kutlayabilmek amacıyla taleplerimiz için dayanışmamızı büyüteceğiz” diyen El, Türkiye’de emek yoğun ve sömürünün en görünmez olduğu mesleklerin başında gazeteciliğin geldiğini söyledi. Gazetecilerin çalışma koşularına ilişkin iyileştirme taleplerinin de yer aldığı ortak açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Ülkemizde yıllardır gazetecilerin haklarını gerileten düzenlemeler yapılmakta, medya tam anlamıyla kontrol altına alınarak bağımsız gazetecilik yapılmasının önüne engeller konmakta, güvencesiz ve patronun iki dudağı arasında çalışan meslektaşlarımız gözaltılar, tutuklamalar, ev hapisleri gibi engellemelerle karşılaşmaktadır.
"Bugün de gazeteciler dayanışma ile haklarını alabilecek güçtedir"
Anayasa’nın ‘Basın hürdür, sansür edilemez’ hükmünün adeta kâğıt üzerinde kaldığı günlerde sansür tehdidi artık olağanlaşmış, otosansür gibi çok daha ağır süreçler mesleğimizi tehdit eder hale gelmiştir. Bu yetmezmiş gibi onlarca yerel gazete kapanmış, ulusal ölçekte yayın yapan haber siteleri, gazeteler ve televizyonlar birer birer küçülme yoluna gitmiştir. Onlarca yıldır bu koşullarda çalışan gazeteciler için 10 Ocak günü gazetecilerin dayanışma ve emek mücadelesinin en önemli uğraklarından biridir. Özlük haklarımızın hak ettiğimiz seviyeye yaklaştırıldığı ve 10 Ocak 1961 tarihinde yürürlüğe giren 212 sayılı yasaya karşı çıkan patronlara karşı 1961’de verilen üç günlük mücadeleyle, ortaya konulan dayanışma nasıl başarıya ulaştıysa bugün de gazeteciler dayanışma ile haklarını alabilecek güçtedir.
“Bu deklarasyonla dile getirdiğimiz taleplerimiz nettir”
Saygıyla andığımız 10 Ocak ruhu bugün, basın meslek örgütlerinin uzun süreden sonra bu düzeyde bir araya gelmesiyle ve Gazetecilik Hak ve Özgürlükler Deklarasyonu metnini oluşturmasıyla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu deklarasyonla dile getirdiğimiz taleplerimiz nettir. Sendikasız, güvencesiz bir şekilde; yoksulluk hatta açlık sınırının da altında ücretlere ve çalışma saatleri belirsiz şekilde çalışan yüzlerce gazeteci için bugün yeni bir 10 Ocak olmalıdır.
“10 Ocak Gazeteciler Günü’nün bayram olarak kutlanması için reçete bellidir”
Bugün tüm zor şartlara karşın mesleğimiz hala ayaktadır. Bu, halkın haber alma hakkını savunan, mesleğine sahip çıkan gazeteci meslektaşlarımız sayesindedir. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü de artık mücadele günü değil bayram olarak kutlanması için reçete bellidir. Basın meslek örgütleri olarak dayanışmayı artırarak basın ve ifade özgürlüğü için mücadelemizi her alanda büyütmenin zamanıdır.
“Gazeteciliğin siyaset ve sermaye tarafından kıskaca alındığı günümüzde...”
Gazeteciliğin siyaset ve sermaye tarafından kıskaca alındığı günümüzde ifade özgürlüğüne ve özlük haklarımıza dönük tehditleri dün olduğu gibi bugün de ancak örgütlenerek, dayanışmayla aşabiliriz. Artık 10 Ocak’ları güvencesizlik, engelleme, sansür, otosansür, gözaltı, tutuklama, yoksulluk gibi kavramlarla değil mücadelemizle elde edeceğimiz haklarımız ve özgürlüklerle kutlayacağımıza inancımız tamdır.”
“Basın İş Kanunu’nun Genel İş Kanunu ile birleştirilmesi hazırlığından vazgeçilmelidir”
Açıklamada meslek örgütlerinin gazetecilerin çalışma şartlarına ilişkin öncelikli talepleri ise şu şekilde sıralandı.
“Çalışma koşullarımız güvenceye alınmalıdır, işsizlik baskısı sona ermelidir. Yıpranma hakkımız yeniden düzenlenmelidir. Mesleki gerekçeyle haklı fesih hakkımız uygulanmalı, istifa haline kıdem tazminatımız güvenceye alınmalıdır. Basın İş Kanunu’nun genel iş kanunu ile birleştirilmesi hazırlığından vazgeçilmelidir. Aylık ücretimizin peşin ödenmesi sağlanmalı, yasal güvence sağlandığı takdirde haftalık çalışma süresi 40 saat olmalıdır. Ödenmeyen fazla mesailerimize ek faiz kuralı uygulanabilir hale getirilmelidir. Kadın gazetecilerin çalıştırılması teşvik edilmeli, hamilelik ve doğum nedeniyle işten çıkarmalar yasaklanmalıdır. Doğum sonrası ücretli izin ve emzirme dönemi SGK prim desteği taleplerimiz yasal düzenlemeyle güvence altına alınmalıdır.
"Serbest ve dijital mecralarda yayın yapan gazetecilerin de sendikalı olabilmesi için yasal düzenleme yapılmalı"
Başta foto muhabirlerinin ekipman satın almalarında üç yıl süreyle vergi muafiyeti sağlanmalıdır. Serbest ve dijital mecralarda yayın yapan gazetecilerin de sendikalı olabilmesi için yasal düzenleme yapılmalıdır. Serbest çalışan meslektaşlarımızın basın kartı alabilmesi ve basın kartına bağlanan özlük haklarından yararlanmaları sağlanmalıdır. Sendikal örgütlenmenin önündeki engel haline gelen işyeri/işletme tartışmasının ortadan kaldırılması için birden fazla işyeri olan şirketler tek işletme olarak kabul edilmeli ve örgütlenme barajı yüzde 40 olarak uygulanmalıdır.”
Öte yandan gazetecilik meslek örgütlerinin açıklamasına CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp ve İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı destek verdi. Ortak açıklamanın okunmasının ardından cezaevinde bulunan gazetecilerle dayanışma için mektup gönderildi. (ANKA)