Reutlinger General-Anzeiger (GEA) gazetesi, yorumunda Almanya'da genel seçim öncesinde Sosyal Demokratların yeni bir koalisyon hükümetine davet çıkardığı görüşünü savunuyor:
"Almanya'da Sosyal Demokrat Parti (Hristiyan Birlik partileri ile) her iki taraf için de kolay olmayacak olan ikinci dönem büyük koalisyona hazırlık yapıyormuş gibi bir izlenim veriyor. Sosyal Demokratların adayı Martin Schulz, Başbakan Merkel ile yapacağı televizyon düellosuna ilişkin olarak Merkel'in kişiliğine saldırıda bulunmayacağını peşinen söylüyor. Schulz, Avrupa işlerinden sorumlu politikacı olarak görev yaptığı sırada Merkel'le çok iyi işbirliği yapmış olduklarını da hatırlatıyor. Onun bu gereksiz açıklaması, seçimlere üç buçuk hafta kala Merkel'e barış çubuğu uzatma anlamı taşıyor.”
Alman hükümeti Almanya'da yaşayan özellikle Suriyeli göçmenlere aile birleşimi kapsamında kolaylaştırılmış vize verileceğini açıkladı. Ancak aile birleşimi konusunda sadece bu önlemin yeterli olmadığı yönünde eleştiriler var. Frankfurter Rundschau da yorumunda bu eleştirilere katılıyor:
"Sığınma başvuruları kabul edilen mültecilerin aslında ailelerini yanlarına getirme hakkı bulunuyor. Buraya göçmüş olanların aileleri yanlarında olduğunda onların topluma uyumunun daha kolay gerçekleştiği biliniyor. Bu gerçeklerden yola çıkan Avrupa yasal göçe ihtiyacı olduğunun ve sığınmacıları adil bir biçimde ülkeler arasında paylaştırmak zorunda olduğunun bilincinde. Öte yandan Hristiyan Birlik partileri (CDU+CSU) seçmenini sağ popülist Almanya İçin Alternatif Partisi'ne (AfD) kaptıracağından endişe ettiği için sadece siyasi kovuşturmaya uğrayanların aile birleşimine izin vermekten yana görüş bildiriyor. Savaş mültecilerinin ise aile birleşimi hakkı yok ve bu kategoriye Suriyeli mülteciler de dahil. Başbakan Merkel bu konuda bir şeylerin değişmesi yönünde girişimde bulunmuyor. Merkel'in İçişleri Bakanı da Alman halkının sığınmacıların eşleri ve çocuklarını yanlarına getirmeleri konusunda endişe duymalarına gerek olmadığını söylüyor. Tüm bunlar hem korkak hem de utandırıcı ifadeler.”
Badische Neueste Nachrichten gazetesi ise konuya farklı bir perspektiften bakıyor:
"Politikacılar Almanya'nın ne kadar sığınmacı daha kabul edebileceği, bu konuda bir üst sınır olup olmayacağı ya da iltica hukukunun genel bir reformdan geçirilip geçirilmeyeceğini tartışırlarken, hep dış ülkelerde yaşayan sığınmacı ailelerini de göz önünde bulundurmaları gerekir. Bu çerçevede hükümet aile birleşimi söz konusu olduğunda frene basmamalıdır. Sadece yoksulluk nedeniyle ülkelerin terk eden ve ekonomik nedenlerle Almanya'ya gelen göçmenleri frenlemelidir. Çünkü bunlar gerçekten sığınmaya ihtiyaç duyan insanları ve onların ailelerini bloke etmektedirler.”
Amerika Birleşik Devletleri'nin Teksas ve Louisiana eyaletlerini günlerdir etkileyen Harvey Kasırgası kıta ABD’sinde kaydedilmiş en yüksek yağış miktarı rekorunu kırdı, can ve mal kaybına yol açtı. Kölner Stadt-Anzeiger bu faciaya doğanın değil, insanların neden olduğu görüşünü yorumunda ele alıyor:
"Harvey Kasırgası'nın yol açtığı faciada daha önceki vakalarda da olduğu gibi insanların büyük sorumluluğu var. Teksas eyaletinin güneydoğusunu bilenler için orada oluşan yoğun seller sürpriz değil. Oradaki balçıklı zemin suyun toprağa sızmasını zorlaştırıyor. Houston yöresindeki çarpık kentleşme de bu facianın doğmasında etkili oldu. ABD'nin bu dördüncü büyük kentinde büyük sel riski altında bulunan bölgelerde düzensiz bir biçimde konutlar inşa edilmişti. Bu da bu büyüklükteki bir metropolde yaşayanların kasırga gelmeden önce neden tahliye edilemediğini gözler önüne seriyor.”
© Deutsche Welle Türkçe
ÇA/CÖ