Koronavirüs salgını nedeniyle gözler cezaevlerinde. Adalet Bakanlığı'nın cezalarda indirim öngören 3. Yargı Paketi 'nin bazı suçları kapsam dışı bırakacağı yönündeki haberler tartışılmaya devam ediyor.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu gündemde olan infaz yasa tasarısıyla ilgili "Vatandaşlar arasında ayrım ve ötekileştirme yapılarak yasa çıkarılması kabul edilemez. Alınacak tedbirlerin tamamı herkese uygulanmalıdır" dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu sosyal medya hesaplarından gerçekleştirdiği canlı yayında partisinin 'gölge kabinesi' Adalet Politikaları İzleme Başkanlığı tarafından hazırlanan teklifi gündeme taşıdı. Davutoğlu, Koronavirüs ile mücadele kapsamında özellikle Adalet Bakanlığı ve HSK kararlarının genişletilmesini istedi.
"Ziyaretlerin kısıtlanması yetersiz ve yanlıştır"
Davutoğlu, cezaevi koşullarına dikkati çekerek Koronavirüs ile ilgili mücadele kapsamında, daha radikal kararlar alınması gerektiğini söyledi. Ziyaretlerin kısıtlanmasının yetersiz ve yanlış olduğunu vurgulayan Davutoğlu; “temel insan ve mahkum haklarına, etkili savunma hakkına aykırıdır” ifadesini kullandı. Ahmet Davutoğlu, Adalet Bakanlığı ve HSK tarafından alınan kararların genişletilmesi gerektiğini vurgulayarak, şu teklifleri sundu;
- Yargı paketine dahil edilen gerek hasta ve yaşlılar, gerekse “hamile, lohusa, çocuklu kadınların” cezalarının bir buçuk yıl tehiri ve adli kontrol şartıyla tahliyeleri olumludur. Lakin sadece adli vakalarla sınırlı kalmayıp tüm tutuklu ve hükümlüleri de kapsar şekilde genişletilmelidir. Mahkumiyet cezalarının infazının ertelenmesi, infaza ara verilmesi veya infazın evde yaptırılması seçenekleri değerlendirilmelidir.
-60 yaş üstü sadece hasta tutuklu ve mahkumların tahliyesi olumlu bir karar olmakla birlikte yetersizdir. 60 yaş üstü tüm tutuklu ve mahkumların bu süreçte tahliyesi, salgınla mücadele açısından da faydalı olacaktır.
"Hücre ve koğuşların kapasitesi zorlanmamalı"
- Cezaevlerindeki hücre ve koğuşlara kapasitelerinin iki veya üç katına kadar mahkum ve tutuklu konulması uygulamasından vazgeçilmelidir. Bu uygulama virüsün yayılmasına hizmet etmekte olduğu kadar temel insan haklarına da aykırıdır. Hücre ve koğuşlar insan sağlığına ve kapasitesine uygun hale getirilmelidir.
- Tutuklu yargılama konusundaki ısrardan vazgeçilmeli, AHİM ve AYM’nin kararları doğrultusunda ve zorunluluk bulunmayan tutuklama kararları kaldırılarak, yerine diğer adli kontrol tedbirleri uygulanmalıdır. Cezaevlerindeki insani yaşam şartlarının önünde engel teşkil eden bu yaklaşımdan derhal vazgeçilmelidir.
Tutuklu ve mahkumların yaşam hakkını da içeren, sağlık ihtiyaçları yasal ve uluslararası sözleşmelere uygun şekilde yerine getirilememektedir. Bir tutuklu veya mahkumun sağlık kurullarına sevki için aylarca bekletildiği bir çok rapora yansımıştır. Aksaklıkların giderilmesi için zorunlu tedbirler acilen alınmalıdır.
Davutoğlu AKP ve MHP'nin üzerinde anlaştığı belirtilen infaz tasarısı ile ilgili de "Anayasa'nın eşitlik" ilkesine atfen "Hangi suçtan olursa olsun tüm hükümlü ve tutukluların can güvenliği ve sağlık hakları devlet tarafından garanti altında olduğu bu nedenle ayrımcılık içeren uygulamaların karşısında olduğumuzu belirtiyoruz" dedi.
"Alınacak tedbirler herkese uygulanmalı"
Davutoğlu Gelecek Partisi'nin önerilerini şöyle sıraladı.
Vatandaşlar arasında ayrım ve ötekileştirme yapılarak yasa çıkarılması kabul edilemez. Alınacak tedbirlerin tamamı herkese uygulanmalıdır. Hangi suçtan olursa olsun tüm hükümlü ve tutukluların can güvenliği ve sağlık hakları devlet tarafından garanti altında olduğu bu nedenle ayrımcılık içeren uygulamaların karşısında olduğumuzu belirtiyoruz.
Ülkemiz, Covid-19 mücadelesi kapsamında zor günlerden geçmektedir. Bu açıdan infaz yasası paketinin önemi bir kat daha artmaktadır. Bu bağlamda paket TBMM içinden ve dışından tüm siyasi partiler, hatta baro ve STK’ların katılımıyla düzenlenmeli ve yasalaşmalıdır.
Aşırı derecede hasta, yaşlı, hamile, lohusa ve küçük yaştaki çocuklarıyla birlikte cezaevlerinde bulunan tüm vatandaşlarımızın başka hiçbir ayrım ve istisna gözetmeksizin alınacak tedbirlerden eşit bir şekilde istifade ettirilmeleri sosyal ve hukuk devleti olmanın olmazsa olmaz gereğidir.
Tüm TC vatandaşlarının eşitliği ilkesine aykırı düzenleme ve uygulamaların düzeltilmesinin Anayasa Mahkemesi’ne havale edilmesi kabul edilemez. Bu siyasi ahlaka sığmadığı gibi Anayasa Mahkemesi’nin bağımsızlığına ve saygınlığına müdahale ortamı hazırlar ve mahkemeyi siyasallaştırır. Bu nedenle insan hak ve onurunu önceleyen bu düzenlemenin de itibar ve onurunun TBMM ait olacaktır.
Gündemde olan cezalarda indirim düzenlemesi şu suçları kapsamıyor
“Terör suçları, örgütlü terör suçları, kasten adam öldürme, cinsel istismar, kadına ve çocuğa şiddet, soykırım suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar, insan üzerinde deney suçu, organ ve doku ticareti, reşit olmayana cinsel istismar, çocukların cinsel istismarı suçu, devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya veya devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik fiiller, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs, TCK'nın 76'ncı maddesinde düzenlenen (Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, eziyet veya köleleştirme, kişi hürriyetinden yoksun kılma, bilimsel deneylere tabi kılma, zorla hamile bırakma, zorla fuhşa sevk etme) suçların tamamı her türlü eziyet, işkence, Atatürk aleyhine işlenen suçlar ve Orman Kanunu'na aykırı suçlar...”