Birgün'den Zeynep Altıok Akatlı, geçtiğimiz salı günü başlattığı 'Devlet ve sanat ilişkisi' başlıklı yazı dizisine bugün Usta oyuncu Genco Erkal'ı konuk etti.
Genco Erkal, 'Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi'ni kastederek, "Devletin temel görevleri arasında bulunması gereken kültür ve sanat kurumlarını özelleştirerek, onları yok etmeye, onlardan kurtulmaya çalışan hoyrat bir yönetim iş başındadır" vurgusu yaptı.
Şu anda evrensel kültür politikası olmadığını, sanatı küçümseyen, baskı altında tutmaya çalışan bir iktidar olduğunu, kaydeden Erkal, "Bu anlayıştan hayırlı bir revizyon bekleyemeyiz. Bu kurumları savunmalı, bu iktidardan daha fazla zarar görmeden ayakta kalmaları için destek olmalıyız" dedi.
Zeynep Altıok Akatlı'nın "Devlet, insan ve sanat..." başlığıyla Birgün'de yer alan (28.07.2018 ) yazı dizisi şöyle :"
Özgür sanat, özgür düşünce elbette her zaman olduğu gibi bugünün karanlığından da çıkacak ve geleceğe akacak
‘Yeni Rejim’in sanatla kavgası adlı dosyada sanatçılara sorduğumuz 3 soruyu tekrar hatırlayalım:
Devletin sanatla ilişkisi nasıl olmalı?
Sanat kurumlarının özerkliği nasıl olmalı ve nasıl korunmalı?
Mevcut sistemi nasıl daha da iyileştirebiliriz?
Bizi bekleyen ve çok da öngörülemeyen süreç için öncelikle konuyu diri tutmak ve her anlamda fikirsel ve eylemsel boyutuyla korumacı ancak mevcuta mahkûm olmayan bir kavrayışa ihtiyacımız var. Özgür sanat, özgür düşünce elbette her zaman olduğu gibi bugünün karanlığından da çıkacak ve geleceğe akacak.
Devletin sanat kurumları ile ilgili usta oyuncu Genco Erkal’ın görüşleri ise şöyle: "
‘Şefkatle yaklaşmalıyız’
Genco Erkal: Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi genç cumhuriyetimizin kültür alanındaki en görkemli projelerinden biridir. Yabancı uzman desteğiyle doğru temeller üzerine kurulmuş, ortaya koyduğu yapıtlarla, yetiştirdiği sanatçılarla uygar dünyada başarısını kanıtlamıştır. Ne var ki yıllar geçtikçe bu yapı tahminlerin ötesinde büyüyüp gelişerek kalıplaşmış, iktidarların müdahalesi ve çeşitli siyasal baskılarla tutucu ve zaman zaman çağın gerisine düşen bir konuma ulaşmıştır. Şimdi yapılması gereken bu yapıya saygıyla, sevgiyle, şefkatle yaklaşarak bağımsızlığını, özerkliğini koruyup, onu çağdaş dünyadaki örneklerinin düzeyine ulaştırmaktır.
Bu yaklaşımı gerçekleştirecek olan kuşkusuz evrensel sanatın çağdaş değerlerine inanan, cumhuriyetimizi var eden ilkelere saygılı bir iktidar olmalıdır. Oysa şu anda gördüğümüz, herhangi bir evrensel kültür politikası olmayan, sanatı küçümseyen, baskı altında tutmaya çalışan, devletin temel görevleri arasında bulunması gereken kültür ve sanat kurumlarını özelleştirerek, onları yok etmeye, onlardan kurtulmaya çalışan hoyrat bir yönetim iş başındadır. Bu anlayıştan hayırlı bir revizyon bekleyemeyiz. Bu kurumları savunmalı, bu iktidardan daha fazla zarar görmeden ayakta kalmaları için destek olmalıyız."