Gündem

Gezi'de gözünü kaybeden Sarıkaya'yı vuran polis bulunamıyor: "Tek bir polisi dahi yargı karşısına çıkartamadık"

"Direkt göz bebeğimden vurulmuşum. Nişan alınmış, bilerek ve hedef gözetilerek..."

04 Haziran 2024 09:40

Gezi Parkı eylemlerinin üzerinden 11 yıl geçti. Direniş sırasında çok sayıda kişi polis şiddeti sonucu yaşamını yitirdi, birçok kişi da yaralanarak sakat kaldı. Dava kapsamında iş insanı Osman Kavala, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili seçilmesine karşın vekilliği düşürülen avukat Can Atalay, şehir plancısı Tayfun Kahraman, belgeselci Mine Özerden ile film yapımcısı Çiğdem Mater cezaevinde tutulurken, Gezi için hak arama mücadeleleri de devam ediyor.

Taksim’de 11 Haziran 2013 akşamı polisin attığı gaz fişeği kapsülü ile bir gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya da mağdurlardan birisi. Sarıkaya, o günden bu yana aradığı adaleti bulamadı. Sarıkaya, Taksim Meydanı’nda, olayın hemen olduğu yerde konuştu.

“Karanlık bir Türkiye’ye iki gözle bakmaktansa aydınlık bir Türkiye’ye tek gözle bakmayı yeğlerim” diyen Sarıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

“O gün çok yoğun bir gündü. Normalinden kat be kat daha fazla bir polis ablukasıyla karşı karşıyaydık. Süreci izliyordum ve ben de herkes gibi vandalizm olarak değil; sözümüzle, bedenimizle sahada yer alıp bu sürece katkı sunuyorduk lakin devlet terörü, polis vahşeti karşımıza çıkana kadar. Bulunduğum zaman zarfı boyunca herhangi bir çakıl taşı dahi atmış bulunmazken 11’i (Haziran) 12’ye bağlayan gece polis vahşetiyle sağ gözümden vuruldum. Buna bağlı olarak süreç çok da iyi ilerlemedi. Gezi şunu göstermiştir iktidara; ‘Bizler bir bütünüz. Bizleri ayrıştıramazsın. Bizlerin karşısında kulaklarını tıkayamazsın’ demiştir. O akşam ben vurulduktan sonra tabi burada bulunan arkadaşlar hemen kucakladılar. Çünkü vurulduğum an her yerim kan gölüne dönmüştü.

Beni hemen sağlıkçı arkadaşların bulunduğu bölgeye götürdüler. Ambulans çağrıldı. Ambulansın girişine izin verilmedi polisler tarafından. Yarım saatten fazla ambulansın içeriye girmesini bekledim. Ambulansın girilmesiyle birlikte hastaneye götürüldüm. Hastanede ilk müdahalede hemen sağ gözümü kaybettiğim ve asla bir daha göremeyeceğim söylendi. Sağlık süreci olarak devamlı süre zarfında 4 kere ameliyat oldum. Gözüm alındı. Şu an protez kullanıyorum. Devlet terörü ve polis vahşeti yüzünden yüzde 50 engelli bir bireyim. 11 Haziran akşamına kadar sağlam bir bireyken 12 Haziran sabahı artık engelli bir birey olarak hayatımı devam ettirmeye çalışıyorum.”

“Hedef gözetilerek vuruldum”

Olay anını anlatan Sarıkaya, “Hastaneye geçtiğimde doktorlar bana direkt şunu söylediler. ‘Gözündeki tahribatı sana özetleyelim. Bir üzüm tanesini düşün. Üstüne bin kiloluk bir balyozla vurulmuş hâlini algıla. Gözün işte bu hâlde’ dediler bana. Göz çevremin hiçbir yerinde kırık yok. Direkt göz bebeğimden vurulmuşum. Nişan alınmış, bilerek ve hedef gözetilerek bir atış sonrasında bu vurulma olayı gerçekleşti” diye konuştu.