Türkiye’de kot taşlama işçilerindeki ilk silikozis tanısı 2004 yılında Erzurum’da konuldu. İlk ölüm ise 2005’te İstanbul’da gerçekleşti. Bu, kot taşlama nedeniyle dünyada gerçekleşen ilk silikozis ölümü olarak da kayıtlara geçti. Bugüne dek silikozisten 100’e yakın işçinin hayatını kaybederken, toplam vaka sayısının ise 2 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Sol haber'den İlker Belek'in haberinde, kot taşlamanın akciğerlere verdiği zarara dikkat çekilirken, "Giydiğiniz kot, bir işçinin iflas etmiş akciğerleri olabilir" dendi.
Söz konusu haber aynen şöyle:
Silikozis eski bir hastalık. Madenlerde, tünel-yol yapımında, dökümhanelerde çalışanlarda görülüyor. İşçinin bu ortamlarda silika tozuna maruz kalmasıyla akciğerlerinde geri dönüşsüz hasarı ve solunum yetmezliğini tanımlıyor.
Beyazlatılmış kot modası
Silikozisin gelişmesi için gereken süre “olağan” koşullarda birkaç 10 yılı bulur. Oysa hastalığın şimdi birkaç yıl hatta ay içinde akciğerleri tam iflasa sürükleyen yeni bir türü mevcut.
Bu, moda gereği olarak kotların beyazlatılması işlemi sırasında yüksek konsantrasyonda silika tozuna maruz kalan kot taşlama işçilerinde ortaya çıkıyor.
Kot taşlama işçileri yüksek basınçlı kompresörlerle kapalı bir ortamda kumu kotların üzerine püskürtüyorlar. Böylece kot mekanik olarak beyazlatılmış oluyor.
İşlemin kapalı ortamda gerçekleştirilmesi sonucunda silika toz konsantrasyonu öyle yüksek düzeylere ulaşıyor ki hiçbir önlem akciğerleri korumaya yetmiyor.
Tek çare robotlar
Tek çare taşlamanın robotlar tarafından yapılması. Mümkün. Ama tabii ki bir üretim maliyeti ve kapitalizmde insan hayatının maliyet faktörünün arkasında kalacağı açık. Bu nedenle batı ülkeleri taşlama işlemini yasakladığında şirketlerin stratejisi bu işi çevre ülkelere kaydırmak oldu. Bangladeş halen dünyanın taşlama fabrikası olarak çalışıyor.
Türkiye’de kot taşlama işçilerindeki ilk silikozis tanısı 2004 yılında Erzurum’da konuldu. İlk ölüm ise 2005’te İstanbul’da gerçekleşti. Bu, kot taşlama nedeniyle dünyada gerçekleşen ilk silikozis ölümü olarak da kayıtlara geçti. Bugüne dek silikozisten 100’e yakın işçinin hayatını kaybettiği, toplam vaka sayısının ise 2 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Ancak SGK kayıtlarındaki silikozis vakaları buz dağının yalnızca görünür kısmı. Bunun nedeni kot taşlama işinin hemen tamamen merdiven altı üretime dayanıyor ve işçilerin de kayıt dışı istihdam ediliyor olması.
Vaka ve ölüm sayılarının artması ve kot taşlama işçilerinin örgütlenerek konuyu kamuoyuna taşımaları sonucunda Sağlık Bakanlığı 2009’da bu işlemi yasakladı. Yasak öncesinde sektörde çalışan işçi sayısının 10 binin üzerinde olduğu ve pek çok büyük firmanın da kotu aynı teknikle beyazlattığı bildiriliyordu.
Hal böyleyken geçen Aralık ayı sonunda kot taşlama işinde çalışan 36 yaşında bir işçinin daha ölmesi sorunun devam ettiğini düşündürüyor. Üstelik Bingöl’ün Karlıova ilçesi Taşlıçay köyünden olan bu işçinin 7 kardeşi daha silikozis tanısı almış durumda ve daha önceden de bir kardeşi silikozisten ölmüştü.