İzmir'de, görevden alındıktan sonra tutuklanan CHP'li Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz'un 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan yargılanmasına başlandı.
İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya İbrahim Burak Oğuz ve avukatı katıldı.
Yoğunluk nedeniyle adliyenin sosyal tesisinde görülen duruşmayı CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'in de aralarında bulunduğu bir grup CHP'li takip ediyor.
Urla Belediye Başkanı CHP'li İbrahim Burak Oğuz, FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında, 'mahrem imamlar' ile telefonda görüştüğü iddiasıyla, 16 Aralık günü ifadesi alınmak üzere adliyeye çağrıldı. Savcılık ifadesinin ardından tutuklanma talebi ile nöbetçi mahkemeye sevk edilen Oğuz, 'FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan tutuklandı ve görevden alındı. Oğuz'un avukatı, müvekkilinin tutuklanması kararına itiraz etti. İtirazı inceleyen 6. Sulh Ceza Hakimliği, tutukluluğun usule ve yasaya aykırı olmaması ve sanık hakkında kuvvetli suç şüphesi bulunması gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına karar verdi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İçişleri Bakanlığı'na gönderilen bilgi notunda, Oğuz'un telefonunda örgütün kriptolu haberleşme programı 'ByLock'un olmadığı, örgüte ait bankada hesabının bulunduğu ve KHK ile kapatılan İzmir Genç İş Adamları Derneği ve hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca kurulduğu yönünde beyan bulunan İzmir Kültürlerarası Diyalog Merkezi Derneği'nde üyeliklerinin bulunduğu belirtildi.
Soruşturma kapsamında Oğuz'un incelenen telefon kayıtları da dosyada yer aldı. "Bilgi Teknolojileri Kurumundan temin edilen HTS kayıtları üzerinden yapılan incelemede, İbrahim Burak Oğuz adına kayıtlı olan ve yapılan incelemeler neticesinde kendisi tarafından kullanıldığı değerlendirilen numaradan, emniyetteki 'mahrem imamlar' listesinde bulunan bazı mahrem imamlar ile telefon aranmasının gerçekleştiği belirtildi. Raporda "Bilgi Teknolojileri Kurumundan temin edilen HTS kayıtları üzerinden yapılan incelemede, İbrahim Burak Oğuz adına kayıtlı olan ve yapılan incelemeler neticesinde kendisi tarafından kullanıldığı değerlendirilen GSM hattı ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Deniz Kuvvetleri Mahrem Yapılanması içerisinde genel müdür pozisyonunda faaliyet gösteren 'Faruk' kod adlı Feyzullah Demirci ile 15/11/2008 ve 17/09/2011 tarihleri arasında 5 kez örgütün deniz kuvvetleri mahrem yapılanması içerisinde faaliyet gösteren 'Metin' ve 'Fevzi' kod adlı Hakan Çiçek ile 10/12/2012 ve 24/03/2014 tarihleri arasında 10 kez, örgütün mülki idari amirleri yapılanması içerisinde faaliyet gösteren Mahmut Akpınar ile 23/07/2011 tarihinde 1 kez örgütün emniyet mahrem imam yapılanmasında faaliyet gösteren 'Orhan' kod adlı Olcay Maleker ile 22/05/2007 06/01/2015 tarihleri arasında 5 kez irtibatının bulunduğu" ifadelerine yer verildi.
Raporda, mahrem imamlardan birinin kullandığı telefon hattının Oğuz'un üzerine çıktığı bilgisi şu ifadelerle belirtildi: "İbrahim Burak Oğuz adına kayıtlı GSM hattının ilimiz hava kuvvetleri mahrem yapılanmasında müdür yardımcısı pozisyonunda faaliyet gösteren 'Muhammet' kod adlı Lokman Uçan isimli şahıs tarafından kullanıldığı ve bahse konu hat ile şüpheli İbrahim Burak Oğuz tarafından kullanıldığı değerlendirilen telefonun 29/09/2017 tarihi ile 09/11/2018 tarihi arasında karşılıklı olarak aradı-arandı şeklinde 43 kez HTS kaydının olduğu tespit edilmiştir."
Dosyada tanık olarak dinlenen M.Ç.'nin, "2004- 2006 yılları arasında kendisinin de içerisinde bulunduğu Kemeraltı bölgesindeki FETÖ/PDY silahlı terör örgütü grubunun içerisinde İbrahim Burak Oğuz isimli kişinin de bulunduğu, bu kişinin Buca ilçesinde sohbet imamlığı yaptığı, kendisinin de içerisinde bulunduğu grup ile Yamanlar Koleji'ne giderek sohbetler yaptıkları ve sohbette düzenli olarak katılan örgüt mensuplarını teşvik etmek amacı ile örgüt lideri Fetullah Gülen'in odasının kendilerine gösterildiği" ifadeleri yer aldı. Bu tanığın ifadesi üzerine, Oğuz'un ifadesinde suçlamaları kabul etmediği ancak 2005 yılında örgütün bir toplantısında yer aldığını söylediği öğrenildi.
Soruşturma kapsamında ortaya çıkan HTS telefon kayıtları hakkında da konuşan Oğuz, "Hakan Çiçek ile tanışmıyorum. İş ile alakalı birkaç kez görüştük. Feyzullah Demirci'yle konuştuğumu bile hatırlamıyorum" derken, KHK kararıyla kapatılan İzmir Genç İş Adamları Derneği'ne (İGİD) Afrika'da iş yapmak için üye olduğunu şu sözlerle açıkladı: "Çocukluğumdan beri Afrika hastasıyım. Her zaman Afrika'da bir bağım olsun isterdim. Bu sebeple internetten bir araştırma yaptım ve İGİD'e üye oldum. Demokratik Kongo Cumhuriyeti Fahri Konsolosu olan M.E., bizlere ticaret konusunda bilgilendirmelerde bulundu. Aynı zamanda İGİD'in muhasebe işlerini de yapmaya başladım. Ancak CHP Konak İlçe Örgütü'nde aktif çalıştığım için şirketin muhasebesini benden aldılar" ifadelerini kullandı.
"Hocalık yapmadım"
Tanık M.C.'nin, sohbet hocası olduğunu söylediği ifadelerini de kabul etmeyen Oğuz, sohbetlere gittiğini açıkladı. Oğuz, "2003 yılında muhasebe bürosu açmıştım ve işlerim çok kötüydü. Bu yüzden çevredeki dükkanları gezerek kaynaştık. Ardından bu insanların davetiyle sohbete gittim. Ancak kaç kez gittiğimi ve nereye gittiğimi bilmiyorum. Kesinlikle sohbet hocalığı yapmadım. Günlük konuşmada 'Hocam nasılsın, naber' diye konuşulabilir. Saygıdan da olabilir ama imamlık olduğunu kabul etmiyorum. Ayrıca Yamanlar Koleji'ne de gitmedim ve Gülen'in odasını da hiç görmedim" şeklinde konuştu.
Mahrem imamlardan 'Muhammet' kod adlı Lokman Uçan'ın üzerinden kendi üzerine alınmış hattın sorulması üzerine Oğuz, "Kendisiyle iş yapıyorduk ve bu sebeple hat çıkarıp ona vermiştim. Ancak kendisinin böyle bir yapılanma içinde olduğunu bilmiyordum. CHP'de aktif siyaset yapan biri bu yapılanmada olan biri olduğunu bilsem ona hat mı verirdim? Zerre bilgim olsaydı selam dahi vermezdim" diye konuştu.
"Gülen'i ziyaret etmedim, ABD'yi gezdim"
İddianamede geçen yurtdışı gezileri hakkında da konuşan Oğuz, mahrem imamlardan Hüseyin Çakıroğlu ile ABD'ye beraber gidip beraber döndüklerini ancak orada ayrıldıklarını savundu. Oğuz, "ABD'ye beraber gittik. Oraya gittiğimizde ise ayrıldık. Ben süre boyunca gece gündüz gezip alışveriş yaptım. Sonra beraber yeniden aynı uçakla Türkiye'ye döndük" dedi. Mahkeme başkanının "Hüseyin Çakıroğlu, örgüt lideri Fetullah Gülen'i ziyaret etmiş midir" sorusuna Oğuz, "Muhtemelen etmiştir. Ziyaretiyle ilgili açık bir beyanda bulunmadı ama konuşmalarından öyle anladım" şeklinde cevap verdi. Oğuz ayrıca, İGİD ile beraber Afrika, Senegal ve Kamerun'a iş formuna katılmaya gittiğini, Demokratik Kongo ziyaretlerinde de dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de olduğunu söyledi. Oğuz, "Orada okula benzer birkaç yere gittik ve öğrenciler İstiklal Marşı okudu" şeklinde konuştu.
Oğuz, Urla Belediye Başkan Adayı olduktan sonra kendisini tanıdığını belirten tanık Ö.Ş., kendisine ulaşan bir öğrencinin Oğuz'un geçmiş yıllarda imamlık yaptığını söylediğini iddia etti. Ö.Ş., "Bana sosyal medyada ulaşan bir öğrenci, Oğuz'un geçmişte Buca'da imamlık yaptığını söyledi. Oğuz'un, Gülen'in Yamanlar Koleji'nde bulunan odasına da geziler düzenlediğini öğrendim. Düzenli bağış yapmayanları da sohbetlere almadığını da öğrendim" dedi. Ö.Ş. ayrıca, "Bir başka belediye adayının ziyareti sırasında Oğuz'un babası Ahmet Oğuz'un, 'Benim oğlum FETÖ'cü. Urla için çok kötü şeyler olacak. Bir şeyler yapın' dediğini öğrendim" ifadelerini kullandı.
Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan tanık G.D., İGİD'te yönetim kurulu üyelerinin imamlar tarafından seçildiğini belirterek, "2007-2010 tarihleri arasında İGİD'te büro memuru olarak görev yaptım. Burak Oğuz, ilk döneminde yönetim kurulu üyesi oldu. Dernek, cemaat güdümlüydü ve yönetim kurulu üyeleri, imamların talimatlarıyla seçiliyordu" dedi. Mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesine devam edilecek şekilde duruşmaya ara verdi.