Ali LEYLAK/HARRAN (Şanlıurfa), (DHA)- UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde bulunan, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden Harran Ören Yeri’nde, Emeviler döneminde İslami esaslara göre yapılan 32 tuvalet ortaya çıktı. Harran Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal, “Yunan ve Roma döneminde insanlar tuvaletlerde yan yana otururken, o dönemlerde Harran’da İslami esaslara göre yapılan umumi tuvaletlerde ise mahremiyete özen gösterilerek¸ tuvaletler arasında ince perdeler ile ayrı havuz ve musluk bulunuyordu. O dönemki gelenek, günümüze kadar geldi\" dedi.
Dünyanın ilk İslam üniversitesinin kalıntıları ve Emeviler döneminden kalma Ulu Cami ile yıl içinde pek çok yerli ve yabancı turisti ağırlayan Şanlıurfa\'nın Harran ilçesi, farklı mimari yapıdaki 250 yıllık konik evleriyle de ziyaretçileri büyülüyor. Harran ilçesiyle özdeşleşen arı kovanı şakindeki konik kubbeli evler ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan Harran Ören Yeri’nde kazı çalışmalarını 2014 yılından beri yürüten Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Harran Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal, İslami geleneğe göre Anadolu’nun ilk hamam ve umumi tuvalet geleneğinin günümüze Harran’dan geldiğini söyledi. 1270’li yıllarda Moğollar tarafından Harran’ın yakılıp yıkıldığını anlatan Prof. Dr. Mehmet Önal, buradaki kalıntıları gün yüzüne çıkartmak için 100 kişilik bir ekiple kazıların devam ettiğini ifade ederek şunları söyledi:
\"Harran\'ın tarihsel öneminin bilinciyle arkeolojik kazılarımızı sürdürüyoruz. Emeviler Dönemi\'nde Harran Ulu Cami yapıldı. Harran Ulu Cami\'nin yanı başında şadırvanlı avluyu bulduk. Kazılarımızda ortaya çıkardığımız her eser, Orta Çağ dönemine ait Anadolu\'da ilk olma özelliğindedir. Burada yeni bulduğumuz 32 tuvalet Anadolu\'daki ilk örneklerdir. O dönemde İslam sanatı 8’inci yüzyılda oluşmamış, ancak Roma’dan hamam mimarisini almıştır. Geçen zaman zarfında kendi İslam ahlakına, prensibine uygun olarak hamamın bölümleri de değiştirmiştir. Havuzlu yıkanma yerlerine bölmeler açıp kurna koymuşlar. Yine o dönemlerde Anadolu’nun ilk umumi tuvalet ve lavaboları yapılan kazı çalışmalarıyla ortaya çıktı. Şadırvanlı bir avlu ve 32 tuvaleti var. Bu tuvaletlerin aralarına ince perdeler çekildiğini görüyoruz. O dönem tuvalete giden kişiler, birbirini görmüyor. Yunan ve Roma da insanlar ‘Latrinalar’ kullanılırken, yan yana oturarak, birbirlerini görerek tuvalet ihtiyacını gideriyordu. Harran’da o dönem İslam ahlak ve prensiplerine uygun olarak bu hela ve lavaboların planında değişiklik yapmıştır. Aralarına perde duvarları yapmış o dönemki uygulama daha sonra bütün dünyada uygulanmaya başlanmıştır. Yine o dönemlerde sabun koymak için bu tuvaletlerin yanına küçük havuzlar yapmışlar. Yani Harran’da temizliğe çok önem veriliyordu. Yine bu şadırvanlı avlunun hemen yanında 2 metre yüksekliğinde 1,5 metre genişliğinde kanalizasyona rastladık. Bu da Harran’da temizliğe ne kadar önem verildiğini gösteriyor.”
300 PARFÜM ŞİŞESİ BULUNDU
Milattan önce 6 binli yıllardan günümüze kadar kesintisiz yerleşim yeri olan ve bir dönem Asurlular ile Emevilere başkentlik yapan Harran Ören Yeri\'ndeki kazılarda yaklaşık bin yıl önceye ait olduğu tahmin edilen \'miskçi dükkanı\' kalıntıları ve hoş koku kapları olan 300\'ün üzerinde süslü kürevi konik kabın gün yüzüne çıkarıldığını aktaran Prof. Dr. Mehmet Önal, “O dönemlerde Harran’da güzel koku kullanmak bir gelenekti. Burası yanı zamanda bir ticaret yoludur. 1270’lerde Moğollar burayı yakıp yıkmışlar. Orta Çağ dönemindeki bu şehir 1,5 kilometre çapında 4,5 kilometre uzunluğunda bir şehir suruyla çevriliyor. İşte bu şehir içi sur içindeki yapılar, o Moğol yangını altında kalıyor. Nereyi kazsak 3-4 metre kalınlığındaki toprak altında o dönemden kalan yıkımlar ortaya çıkıyor. Moğollar tarafından o dönem buranın yakılması büyük bir sansızlık ama biz arkeologların şansı, çünkü yakıp yıkılan evlerin yıkıntıları arasında biz binlerce buluntuyla karşılaşıyoruz. Buradaki iç kalede ayrıca saray hamamını da bulduk. Yine bu bölgede 300 üzerinde parfüm şişesi bulduk. Kazılarımızı bundan sonraki süreçte bilim merkezi olan 4 okulun kalıntılarını gün yüzüne çıkartmaya çalışacağız. 137 bilim insanın yetiştiği Harran’da tarih, kazdıkça gün yüzüne çıkıyor. Yaklaşık 100 kişilik kazı ekibi var. Bunlardan 55 Harranlı işçi bulunuyor. 15 Aralık\'a kadar buradaki kazı çalışmalarımız devam edecektir” şeklinde konuştu.
BAŞKAN ÇİFTÇİ: 5 BİN YILDIR ADI HİÇ DEĞİŞMEYEN HARRAN
Harran’da yürütülen kazı çalışmalarını yerinde inceleyen Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, beraberinde Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Emin Özçınar, Basın Daire Başkanı Mithat Nebi Şengül\'le birlikte kazı başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal ile kazıda çalışan işçilerle sohbet edip kazı çalışmaları hakkında bilgi aldı. Harran’ın UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nden, daimi listeye girmesi için çalışmalara ağırlık verdiklerini aktaran Başkan Nihat Çiftçi, İslam medeniyetinin izlerinin bulunduğu Harran’ın yaklaşık 5 bin yıldır isminin hiç değişmediğini ifade ederek şunları anlattı:
“Dünyayı yöneten bir merkez olan Harran, bir dönem Emevilere başkentlik yapmıştı. Burası dünyanın ilk üniversitesi ve bilim merkezi konumundadır. Burada önemli olan bu tarihi geçmişimize sahip çıkmaktır. Harran’da yürütülen kazı çalışanlarında 100 kişilik bir ekip var. Paranız varsa, en iyi projelerinizi gerçekleştirebilirsiniz? Ama kültür turizmi sahiplenmektir. Bizler kazı başkanımız Mehmet Önal’ın yayındayız. İslami dönem açısından en zengin arkeolojik alan Harran’dadır. O döneme ait çok bulgular burada gün yüze çıkıyor. Burası Efes\'i rahatlıkla geride bırakacak bir yerdir. Burayı herkesin görmesini istiyorum. Harran 700 yıl önce bugünden daha fazla bir medeniyetin ötesinde olan bir yerdi.”
HARRANLI KADINLAR DA ÇALIŞIYOR
Harran Ören Yeri\'ndeki kazı çalışmaları yaklaşık 100 kişilik bir ekiple sürdürülüyor. Türkiye’nin en kalabalık ve uzun süreli kazıları arasında yer alan bölgedeki kalıntının gün yüzüne çıkarılmasında Harranlı kadınlar da aktif rol alıyor. İŞKUR üzerinden kazı çalışmalarında görevlendirilen Harranlı kadınlar, yöresel kıyafetleriyle kazı alınanda çalışarak fırçadan süpürgeye, kürekten eleğe kadar kazının her aşamasında ihtiyaç duyulan araç ve gereçleri kullanıyor. Kadınlar, bir taraftan tarihi gün yüzüne çıkarırken, bir taraftan da aldıkları ücretlerle aile bütçelerine katkı sunuyor.