Mesut MADAN/BURDUR, (DHA) - BURDUR\'da üretimi 1880\'li yıllara dayanan, büyükbaş hayvancılığın hızlı yayıldığı 1990\'lı yıllarda ise terk edilen gül üretiminin yeniden canlandırılması için çalışmalar sürüyor. Lisinia Doğa Proje Alanı\'nda son 4 yıldır gül ekimi yapılan 200 dönümlük alanda bu yıl 40 ton rekolte bekleniyor.
Burdurluların bir dönem geçim kaynağı olan gül üretimi, büyükbaş hayvancılığın yayılmasıyla önemini yitirdi. Gül bahçeleri bozularak hayvancılık için mısır ve yonca yetiştiriciliği yapmaya başlayan bölge halkının yeniden gül üretimine yönelmesi için çalışma başlatıldı. Özellikle merkeze bağlı Karakent köyü yakınlarındaki Lisinia Doğa Proje Alanı\'nda 4 yıl önce kurulan 200 dönüm gül bahçesinde üretim yapılıyor.
\'ÖNEMLİ BİR GEÇİM KAYNAĞIYDI\'
Lisinia Doğa Proje Sorumlusu Veteriner Hekim Öztürk Sarıca, önceki yıllarda Burdur\'da gül üretiminin bir kültür olduğunu belirtirken, 1990\'lı yıllarda büyükbaş hayvancılığın hızla ilerlemesiyle gül üreticiliğinin önemini yitirdiğini vurguladı. Öztürk Sarıca, \"1993 yılına gelene kadar gül üretimi Burdur ve yöresinde yaşayanların önemli geçim kaynağıydı. O dönemden sonra büyükbaş hayvancılık çok hızlı şekilde ilerledi. Bu dönemde pek çok gül bahçesi sökülüp yerine mısır ve yonca yetiştiriciliği başladı. Bu nedenle Burdur Gölü şu an çok hızlı bir şekilde çekilmekte\" dedi.
\'200 DEKARLIK ALANDA GÜL ÜRETİMİNE BAŞLAMIŞTIK\'
Gül üretiminin Isparta\'nın çok büyük geçim kaynağı ve insanlara ciddi anlamda gelir getiren ürün konumunda olduğunu hatırlatan Sarıca, \"Yıllardan beri Burdur\'un bir kültürü olan gülü yaşatmak için 4 yıl önce 200 dekarlık alanda gül üretimine başlamıştık. Dördüncü yılımızın sonunda gül üretim rekoltemiz 40 tona ulaşacak. Önümüzdeki yıllarda gül üretim alanlarımızı 2- 3 katına çıkararak 60- 70 ton gül üretmeyi hedefliyoruz\" diye konuştu.
\'GÜL ÜRETİMİ ÇOK DAHA İYİ GELİR GETİREBİLİR\'
Uluslararası piyasada gül ve ürünleri konusunda Türkiye\'nin çok önde olduğunu aktaran Öztürk Sarıca, şöyle dedi:
\"Katma değeri çok yüksek bir ürün. Ülkemiz bunu değerlendirdiğinde hem doğasını hem sularını hem de kültürünü kurtarmış olacak. Burdur\'da gül üretiminin geçmişi 1880\'li yıllara dayanmasına rağmen Burdur bu kültürünü uzun yıllardır unutmuş durumda. Gül üretiminin artması ciddi anlamda bölgenin refah seviyesini artıracaktır. Burdur ve yöresinde üretilen güllerdeki yağ oranı son derece yüksek ve katma değeri de buna bağlı olarak çok yüksektir. Özellikle 900- 950 rakımlarda damlama sulama yöntemiyle yetiştirilen gül, daha yüksek rakımlarda susuz da yetiştirilebiliyor. Bu yönüyle özellikle dağ köylerinde büyükbaş hayvancılık yerine gül üretimi çok daha iyi gelir getirebilir.\"
DOĞAL KOZMETİK OLARAK KULLANILIYOR
Son yıllarda Japonya ve İngiltere\'de doğal gül suyunun sindirim sistemi kanserlerini engellemek amacıyla çok fazla kullanıldığına işaret eden Sarıca, şunları söyledi:
\"Bu yönüyle doğal kozmetik anlamında gül yetiştiriciliği, gül suyu ve gülün doğal kozmetik ürünlerinin tüketimi çok fazla artmaktadır. Biz de Lisinia Proje Alanı\'nda özellikle kozmetik, gül kurusu ve doğal gül suyu anlamında çalışmalarımızı yapmaktayız. Güller kaynatıldıktan sonra yağlı gül suyuna dönüştürüyoruz. Akabinde güller kurutulduktan sonra gül tozu elde ediliyor ve doğal kozmetik yapımı ve diğer aşamalarında kullanılıyor.\"