Gökhan ÇELİK - Güven USTA – Alper KORKMAZ/İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL’da yeni inşa edilen binaların girişlerine yapılması zorunlu tutulan ancak yönetmeliğe uymayan engelli rampaları, kazalara davetiye çıkarıyor.
İnşaat Mühendisleri İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, \"“Uygulamaya bakıldığında bu rampaların ‘adet yerini bulsun’ diye yapıldığı görülüyor\" dedi. Bedensel engelli Leyla Gökalp Koca da “Yetkililere çağrımdır. Kendileri bir gün sandalyeye binsinler ve bizim yerlerimize buralardan çıkabiliyorlarsa çıksınlar. Belki ondan sonra rampa düzenlemesini yeniden yapabilirler”diye konuştu.
En fazla yüzde 8 olması gereken bazı rampaların eğimi yüzde 20’leri buluyor. Sağlıklı insanların bile çıkamadığı rampalar, özellikle tekerlekli sandalyeye mahkum olanlar için tam bir eziyet. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, yönetmeliğe uymayan engelli rampaların iskan ruhsatı alınabilmesi için göstermelik yapıldığını savunuyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan “Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği” gereği İstanbul’da son 1 yılda yapılan bina girişlerine engelli rampaları yapılıyor. Ancak, bu rampaların büyük bir çoğunluğunun yönetmelikteki standartlara uymadığı görüldü. Yönetmelikte atıf yapılan ve Türk Standartları Enstitüsü tarafından “TS 9111” adıyla yayımlanan “Engelli İnsanların İkamet Edeceği Binaların Düzenlenmesi Kuralları”na göre, inşa edilecek rampanın eğiminin en fazla yüzde 8 olması, rampanın iki kenarına korkuluk ve rampanın bitiminde bir tekerlekli sandalyenin kolayca manevra yapabilecek bir alanın olması gibi özelliklere sahip olması gerekiyor. Ancak kimi zaman yüzde 20’lerin üzerinde olan eğimi ve birçok standarda uymayan rampalar nedeniyle bedensel engelli vatandaşlar zor anlar yaşıyor. Bu tür kötü örneklerle karşılaşan birçok engelli, çok mecbur değilse girecekleri binadan geri gidiyor. Mecbur olanlar ise, sağlıklı bir insanın dahi çıkmakta zorlandığı dik ve kaygan olan rampadan ancak birden fazla insanın yardımıyla inip çıkabiliyor.
“ENGELLİ RAMPASINDAN 3 KİŞİ İLE ZOR İNEBİLDİM”
O engellilerden biri olan Leyla Gökalp Koca, İstanbul’un birçok yerinde her gün benzer şekilde engellendiğini söylüyor. 2 yıldır Esenyurt\'ta oturan Leyla Gökalp Koca, mecbur kaldığı durumlarda ancak birilerinin yardımıyla engelli rampasını çıkabiliyor. Aynı rampadan geri inmek ise bir o kadar zor. 3 kişinin zor indirebildiği rampa hakkında konuşan Leyla Gökalp Koca, “Bu rampadan kesinlikle çıkamam. Çünkü çıkabileceğim bir rampa değil bu. Ülke şartlarında uygun olduğu da ayrıca tartışılır. Gördüğünüz gibi buradan 3 kişi ile bile ancak inebildim. Bu engellerden günde en az 5 – 10 tanesi ile karşılaşıyorum. Sabah evden işe giderken, otobüs duraklarında otobüs beklerken bu sorunları yaşıyoruz” dedi.
“YETKİLİLERE ÇAĞRIM: TEKERLEKLİ SANDALYEYE BİNİN VE BU RAMPALARDAN ÇIKIN”
Dik engelli rampaları ile baş edemediklerini belirten Leyla Gökalp Koca, “Yetkililere çağrımdır. Kendileri bir gün sandalyeye binsinler ve bizim yerlerimize buralardan çıkabiliyorlarsa çıksınlar. Belki ondan sonra rampa düzenlemesini yeniden yapabilirler. Az önce bana burada yardımcı olanlar olmasaydı ben bu dik rampada çıkamayacaktım ve işlerimi halledemeyecektim. Bu rampalar hep var” ifadelerini kullandı.
“HANIMEFENDİYE YARDIM EDERKEN RAMPADA AYAKLARIM KAYDI”
Engellilerin dik rampalara mahkum bırakılmalarının üzücü olduğunu belirten bir çevre sakini de “Buranın düzeltilmesi lazım. Hanımefendiye ben yardım ederken bile rampada ayaklarım kaydı. Esenyurt Belediyesi’ne sesleniyorum. Belediye bunları görmüyorsa daha da bir şey diyemiyorum” şeklinde konuştu.
Yüzde 70 engeli bulunan Arife Karaboğa da dik engelli rampalarından şikayetçi. 40 yıldır Yenibosna\'da ikamet ettiğini belirten Karaboğa, \"Bizlerin bu rampalardan çıkmamız mümkün değil. Ben de çıkamam tekerlekli sandalyedeki biri de çıkamaz. Bunların daha düz olması gerekiyor. Biz bu sorunu birçok yerde yaşıyoruz\" ifadelerini kullandı.
“ADET YERİNİ BULSUN DİYE YAPILIYOR”
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna’ya göre, bazı bina girişlerinde var olan engelli rampaları, “Adet yerini bulsun” diye yapılıyor. Söz konusu rampalar ile ilgili daha önce de ilgili yönetmeliklerin bulunduğunu belirten Suna, “Planlı alanlarımızın imar yönetmeliği en son 2017’de revize edildi. Buna göre madde 30’da durum çok net bir şekilde anlatılmış durumda. Ancak 2017 derken yanılmayalım, aslında bu yönetmelikler, daha önceki tarihlerde bakanlığın çıkarmış olduğu 2007 – 2009 genelgeleri vardı. En sonda 2013’de bir genelge yayınlandı. En son tüm bunları birleştirerek “Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’ne ve TSE 9111’ e atıfta bulunuldu ve kurulların uygulanması istendi. Tabii ülkemizde yönetmelikler ve standartlar var. Örneğin TSE 9111, özürler ve hareket kısıtlılar için binalarda ulaşılabilirlik gerekliliklerini çok net bir şekilde açıklamış. İmar yönetmeliğimizde de bu TSE 9111’e madde 30’da bina girişleri ve rampaları diye atıfta bulunulmuş. Ancak uygulamaya bakıldığında bu rampaların ‘adet yerini bulsun’ diye yapıldığı görülüyor. Çok dik bir engelli rampasından engelli biri değil, normal insan bile çıkamaz. Kaldı ki siz o engelli aracını bir de iterek çıkaracaksınız. Bunlar tamamen, iskan alacağız, ruhsat alacağız diye yapılan işler.” İfadelerini kullandı.
“RAMPADAKİ EĞİMLER YÜZDE 20 CİVARINDA”
TS 9111 Standartlarına değinen Suna, şöyle devam etti:
“Belirlenen standartlara göre, bir engelli aracının bir noktadan bir noktaya çıkacağı yükseklik 15 santim veya daha az ise, engelli rampasının eğimi yüzde 8 olacak. 16 -50 santim arasında yükseklik olursa, rampa eğimi yüzde 7 olacak. Şayet kot farkı 50 ilâ 100 santim aralığında ise burada yapılacak olan engelli rampasının eğimi yüzde 6,, 100 santimin üzerinde ise de eğim yüzde 5 olması lazım. Maalesef bugün birçok yerde görülen engelli rampası eğimleri yüzde 20 civarlarında. Bu değerde bir engelli aracını itmek veya kendi başına çıkması çok mümkün değil. Bunlar yönetmelikte çok açık bir şekilde yer alıyor. Peki burada noksanlık nerede? Denetim, hasassiyet ve duyarlılık yok. Projeler doğru mu onaylanıyor ona bakmak lazım. Doğru onaylanmış proje yerinde doğru mu yapılıyor onlara bakmak lazım. Burada sorumlu olanlar, bu işin denetimini yapan şirketlerdeki çalışanlar ve ilgili kamu kurumları. Belediyede çalışanların da bunları denetlemesi lazım. Bizim en büyük eksikliğimiz böyle bir konuda, bu işi yapanların duyarsızlığı. Bu bizi çok üzüyor.”