Hilal Sarı / İstanbul, 6 Kasım (DHA) – Dün Zorlu PSM’de gerçekleşen Hello Tomorrow Geleceğin Akıllı Şehirleri zirvesinde Hyperloop Transportation Technologies CEO’su olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la iki kez görüştüğünü, kendisinin muhtemel işbirliklerine sıcak baktığını ve desteklediğini söyledi.
Düşük basınçlı kapsül içinde saatte 1000 km hıza ulaşan ve kendi enerjisini kendi üreten devrim niteliğinde bir raylı sistem teknolojisi olan Hyperloop’u dünyada ilk kez duyuran şirket Hyperloop Transportation Technologies dünya CEO’su Dirk Ahlborn, İstanbul’da ana konuşmacı olarak katıldığı Geleceğin Akıllı Şehirleri zirvesi sırasında DHA’nın sorularını yanıtladı.
Zirvede Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Doç Dr. Hasan Ali Çelik ile de görüşen Dirk Ahlborn Hyperloop teknolojisiyle İstanbul-Ankara arasının 40 dakikanın da altına düşebileceğini söyleyerek “Siz Ankara’ya 40 dakikadan az bir sürede gidebiliyor olsanız, uçakla gider miydiniz?” dedi ve havayolu şirketlerine rakip olmadıklarının tüm dünyada hava yolu şirketleriyle birlikte çalıştıklarının altını çizdi.
1800’lerde bile denenmiş işler olduğunu fakat tüm bu mobilite projelerinin başarısız olduğunu çünkü tek bir hükümet ve şirkete bağlı olduklarını aktaran Ahlborn, “Şimdi biz bugün bir ekosistem yarattık. Sadece “ürettik, alın” demiyoruz, ekosistem oluşturuyoruz. Hem tedarikçi şirketlerle, hem hükümetlerle iş birliği içinde mobiliteyi değiştiriyoruz” dedi.
“Erdoğan’la da iki kez görüştüm, kendisi destekliyor”
Hyperloop CEO’su Ahlborn “(Rusya Devlet Başkanı) Putin’le de görüştüm, (Almanya Başbakanı) Angela Merkel ile de. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la da iki kez görüştüm. Hepsi Hyperloop teknolojisini ve mobiliteyi kökten değiştirmesini destekliyor. Çünkü biz bir hareket yarattık. Bu konu sadece A’dan B’ye hızlı giden bir kapsülle alakalı değil. İstasyona giderkenki süreçle de ilgileniyoruz” dedi. Ahlborn Erdoğan’a projeyi Washington’da sunma fırsatı bulduğunu ve kendilerinin konuya hayli olumlu baktığını aktardı.
“New York metrosu yolcu başına 82 dolar zarar ediyor”
Şu ana kadar Hindistan, Güney Kore, Endonezya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri ile işbirliği anlaşmaları imzaladıklarını aktaran Ahlborn “Bu işte hükümetlerle işbirliği yapmalısınız çünkü günümüzde toplu taşıma daha çok devlet teşviklerine ve vergi mükelleflerinin ödediği vergilere dayanıyor. Bu bütçeler de gittikçe azalıyor. Karlı da olmuyor. Örneğin New York metrosu bugün yolcu başına 82 dolar cent zarar ediyor – bu tek bir yılda sadece New York’ta 2.2 milyar dolar kayıp anlamına geliyor. Almanya’da demiryollarına ayrılan destek fonu her yıl 22 milyar euro. Bu Hindistan’da da Türkiye’de de aynı” diyerek kendi enerjisini üreten hyperloop teknolojisinin devletler nezdinde de büyük kar sağlayacağını vurguladı.
Gelişmekte olan ülkeler genelinde bazı sorunlara da değinen Ahlborn “İstanbul gibi şehirlerde yönetimler çok bekleyemez. Bir an önce eyleme geçmeliler. Eğer bir on yıl daha beklerseniz kördüğüm olur. Çin’de ve Hindistan’da da aynı sorun var. Hyperloop teknolojisi bir gün İstanbul’a inşaa edilirse metro hala olacak, vapurlar da hala olacak. Ama yeni sistemler bunlarla iyi iletişim içinde olmalı ve sorunları çözmeli” dedi.
Kısa mesafe uçuşların Hyperloop teknolojisiyle birlikte mantıksız hale gelebileceğine değinen Ahlborn “Ankara’ya 40 dakikadan kısa bir sürede gidebiliyorsanız uçağa biner misiniz?” dedi ve Lufthansa gibi havayolu şirketleriyle de işbirliği içinde olduklarını, Burdan Köln’e gitmek isteyen bir yolcuya yaratılacak yeni akıllı ulaşım sistemleriyle Frankfurt’a uçakla, sonrasında da Köln’e trenle/hyperloop kapsül ile gitme tavsiyesi verilebileceğini anlattı.
“En büyük sorunlar girişimcilikle çözülecek”
Türkiye’deki girişimcilere de seslenen Ahlborn “Dünyanın en büyük sorunları girişimcilikle çözülecek” dedi ve “Türkiye gibi ülkelerde insanların bize katılmasını istiyoruz. Şirketlerin girişimcilerin startupların bu konuya ilişkin bir teknolojileri varsa bize bildirmelerini istiyoruz. Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (KOBİ’ler) Türkiye ekonomisinin omurgası. Ve tüm bu KOBİ’ler zaten girişimciydi sadece adına öyle denmiyordu. Bu Türkiye için çok büyük bir avantaj. Türk girişimcilerin sorunu şu: Kaybetmeye alışık değiller o yüzden de vizyonları geniş değil. Benim hepsine tavsiyem heyecanlı şeyler üzerinde çalışın” dedi.
Türkiye’yi inovasyon merkezi yapmak istiyoruz
Üç yıl içinde ilk yolcusunu taşımayı planlayan şirketin CEO’su Ahlborn “Fakat bu teknolojinin ticarileşmesi için biraz daha zamana ihtiyaç var. Daha Ar-Ge merkezimizi kuracağız ve ticari ilk ürünün lansmanını yapacağız. Şu anda Türk hükümeti gerekli düzenlemeleri yapsın diye çalışmalarımız sürüyor, amacımız sistemi ticari bir hale getirebilmek” dedi ve Türkiye’ye yönelik planlarını şöyle aktardı: “Bu arada Türk şirketleriyle çalışıp Türk ekosistemini geliştirmeye çalışıyoruz. Türkiye pazarına yatırım yapmak istiyoruz. Birçok hükümetle inovasyon merkezi kurmak için görüşüyoruz. Türkiye de bunlardan biri olsun diye umuyoruz” dedi. Türkiye’de birçok ekonomide olmayan avantajlar olduğunu belirten Ahlborn “İmalat sanayisi var, makine üreticileri var, Türkiye birçok sektörün küresel çapta tedarikçisi. Türkiye ulaştırma teknolojilerinde hem dijital hem fiziksel bir hub olabilir” dedi. (Fotoğraflı)