İSTANBUL, (DHA)- ALTINBAŞ Üniversitesi’nde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi (TOKAMER) ve Güzel Sanatlar Tasarım Fakültesi işbirliğiyle “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Sanata Yansıması” konulu konferans düzenlendi.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sanata nasıl yansıdığını görebilmek için üniversite öğrencileri arasında yarışma düzenlediklerini dile getiren Altınbaş Üniversitesi TOKAMER Başkanı Zeynep Banu Dalaman, “8 Mart için pozitif bakacağımız etkinlikler gerçekleştirmek istedik. Kadın hayatın her yerinde var. Düzenlediğimiz yarışmaya yoğun bir katılım sağlandı ve büyük ilgi gördü” dedi.
“SANATTA DA CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ VAR”
Kadın ve sanatın biraz geriden geldiğini ve tüm dünyada bu sorunun olduğunu söyleyen Dalaman, “Sanatta da toplumsal cinsiyet eşitsizliği var. Erkeklere sunulan imkanlar kadınlara sunulmuyor. Bu durum birçok feminist hareketin öncülüğünü yapıyor. Ülkemizde de 80’li yıllardan sonra birçok feminist sanatçının ortaya çıktığını ve eserlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine, kadın olgusuna daha çok yer verildiğini görüyoruz. Bu etkinliği hazırlarken bundan ilham aldık” dedi.
“TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNİN NE OLDUĞU ANLAŞILAMIYOR”
Zeynep Banu Dalaman , “Yaşadığımız toplumda cinsel taciz ve cinsel saldırı arasındaki fark nasıl anlaşılmıyorsa toplumsal cinsiyet eşitsizliği de anlaşılamıyor. Kadınların yüzde 93’ü cinsel tacize uğramıştır diye bir açıklama yapmıştım ve büyük olay olmuştu. Halbuki bu rakam yüzde 100 bile olabilir. Erkeğin kadını sözle ya da bakışla uyarması bile tacize girer. Bu ayrımı yapabilmek ve insanların bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bu anlamda üniversitemizde cinsiyet eşitliği dersi veriyoruz. Özellikle gençlerin bilinçlenmesi çok önemli. Sanata, müziğe ve diğer alanlara yansıması bilinçlendirilmeden sonra daha net görülecektir. Kadın gülerse hayat güler” diye konuştu.
“KADININ SANAT YAPMASI BİR HOBİ OLARAK GÖRÜLÜYOR”
Kadınların sanatta yer alması gerektiğinin önemine değinen Tiyatro Martı Kurucusu Zeynep Özyağcılar, “Kadınların sanat yapması bir hobi olarak görülüyor. Oysaki kadının yaratıcı ve üretici olması doğasından geliyor. Kadının sanat yapmadığı bir yerde sadece erkeğin yaptığı sanat çok soğuk, katı ve eksik kalırdı. O yüzden eşitliğin olması gerekiyor sanatta kadına ve erkeğe ihtiyaç var. Kadınların toplumda, sanatta ve her alanda ‘ben buradayım’ demeleri biraz geç oldu. Sanat daha ataerkil bir yapıya sahipti ve kadınlar çok daha geç sahneye çıkmaya başladılar. Çok yol kat edildi ancak hala eşitsizlik var. Çok fazla tiyatro olmasına rağmen kadın olan tiyatro patronu oldukça az. Bunlar çok önemli detaylar. Sahne bulmak için bir kadının erkekten daha fazla uğraşması gerekebiliyor. Ben kadına eşitliği vurgulamak için özellikle kadın üzerine kurulu oyunlar seçiyorum ve bu anlamda insanları bilinçlendirmeye, yapılan yanlışlıkları eleştirmeye çalışıyorum” diye konuştu.
“KADIN, HAKKINI SÖKE SÖKE ALIR”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Başdramaturg H. Zafer Şahin, “Kadın erkek eşitliği için adım atmak gerekiyor. Ancak yine ilk adımı kadınlar atmalı çünkü erkeklerin bu çabanın içinde olmadığını görüyorum. Onun için kadın bu hakkını da söke söke alacak ve toplumdaki yerini kendisi tayin edecektir. Türk tiyatrosunda ve dünyada kadının her anlamda önemli ve vazgeçilmez bir yeri var” dedi.
“KADINLAR SİNEMADA DA AKTİF ROL ALMALI”
Kadının kente girişi, iş bulması ve iş hayatına atılmasıyla birçok kadın film yönetmeninin ortaya çıktığını ancak yine de kadının dünya sinemasına katılımının az olduğunu vurgulayan yapımcı ve yönetmen Nurdan Tümbek Tekeoğlu, “Kadın yönetmen, görüntü yönetmeni, kurgucu, sesçi, ışıkçı çok az. Kadın kendini burada da göstermeli ve aktif rol almalı. Erkekler hep başroldeyken kadın çoğu zaman ikinci rolde oluyor. Kadının başrolde olması için sivil toplum örgütleri Avrupa ve Amerika’da destek veriyorlar. Bu çabaların Türkiye’de de artması gerekiyor. Hala erkek egemen bir Türk sinema sektörü var. Ümit ediyorum ki kadınların sinema sektöründe de iyiye gidişleri, güzel gelişmeleri olsun. Senaryosunu yazıp, yönetmenliğini yaptığım filmden sonra büyük heyecan duydum ve yönetmenliği kolay kolay bırakmamaya karar verdim çünkü insanlara destek de veriyorum. Film yapmak isteyen kadınlar iletişim kuruyorlar ben de destek olmak amacıyla bilgilerimi paylaşıyorum. Kadının fiziksel ve manen kendini korumayı öğrenmesi gerekiyor. Anadolu’da takdir ettiğim kadınlar var. Birçok kadın artık girişimci olmaya başladı. Organik tarım yapılıyor, atık malzemelerden ürün üretiliyor, dantel üretip satılıyor. Kadınların iş hayatına atılması, üretmesi ve dimdik ayakta durması çok önemli. Kendini kurtaran kadın güçlü olur ve kimse ona bir şey yapamaz” ifadelerini kullandı.
Yapımcı ve yönetmen Nurdan Tümbek Tekeoğlu, Tiyatro Martı Kurucusu Zeynep Özyağcılar, İBB Şehir Tiyatroları Başdramaturg H. Zafer Şahin ve Altınbaş Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nihan Akdemir’in konuşmacı olarak yer aldığı konferansın ardından, Altınbaş Üniversitesinin Bakırköy yerleşkesinde ‘Eşit-siz’ adlı karma serginin açılışı gerçekleşti.