İSTANBUL, (DHA) - YENİ yıla yeni umutlar ve hayallerle girmek isteyen, kendilerini \"kanser savaşçıları\" olarak tanımlayan ve bu hastalıkla mücadele eden onlarca kişi , Beykoz’da düzenlenen etkinlikte bir araya geldi. Etkinlikte kanser savaşçıları, bu hastalığı yenmek için mücadele edenlere umut olmak için tecrübelerini paylaştı.
Beykoz Belediyesi ev sahipliğinde Kanserle Dans Derneği tarafından Beykoz PierCafe’de düzenlenen etkinliğe kanser hastaları, kanser hastalarının yakınları, hastalık ile ilgili bilgi almak isteyen ve kanseri yenen onlarca kişi katıldı.
“HERKES KANSERİ YENEBİLİR”
14 sene önce boğaz ağrısıyla gittiği hastanede lösemi hastalığına yakalandığını öğrenen ve kanseri yenen Metin Karadağ, şimdi görevinin insanlarla deneyimlerini paylaşmak ve onların hayatına dokunmak olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“İnkar, isyan ve kabullenme. Kanserin bu süreçlerini ben de yaşadım. Kanser öğrenilen bir hastalık. Doktorlar da öğreniyor. Kanserde hasta var, hastalık diye bir şey yok. Çok ciddi bir kanser türünü ben atlattıysam herkes her hastalığı atlatabilir.\'Bu hastalıktan kurtulabilirsin’ ‘İyileşen insanlar var, biz tanıyoruz, on senedir hayatta’ dediklerinde inanmıyordum ama şimdi ben hastaneye gidip, kanser hastası bir kişinin karşısına geçip ‘Hayattayım, ilaç almıyorum, hiç bir şeyim yok’ diyebiliyorum. Benim kan değerlerim şu an herkesle aynı. Hatta çoğu insandan daha iyi kan değerlerine sahibim. Kolesterolüm, kalp sıkıntım, karaciğer ve böbrek problemim, şeker hastalığım yok. Çoğu insandan çok daha sağlıklı bir hayat yaşıyorum. Demek ki olabiliyormuş ve bunu insanlar gördüğü zamanda çok mutlu oluyorum. Bu hastalığı yenebileceğini herkesin bilmesi lazım. Bunu anlatmak da benim görevim ve bunu çok severek yapıyorum.”
“KAN VEREREK BİR HAYAT KURTARABİLİRSİNİZ”
Kızı 2,5 yaşındayken kanser hastası olduğunu öğrenen Bahriye Aslan da, kendi hastalığını anlatırken hastalıkla mücadele ettiği sırada kızından uzak kaldığı zamanları hatırlayarak duygusal anlar yaşadı. 4 sene önce kanser hastasıyken şimdi kanseri yenerek etkinliğe katılan Aslan, ilik vermenin önemine değinerek şunları söyledi:
“Ben ilik nakli oldum ve benim için çok başarılı bir süreçti. Maalesef çoğu hastalarımız ilik nakli olamıyor. Çünkü çoğu insan ilik nedir bilmiyor. İliklerini vermedikleri için çoğu hastamız ilik beklemek zorunda kalıyor. Aslında ilik vermek o kadar basit bir durumdur ki; sadece dört tüp kan ile ilik bağışı yapılabilir. Bu çoğu insanın yapabileceği bir şey. Hastaneye gidip kan vererek verdiğiniz kan ilik bağışı olarak da kullanılmasını istediğinizi belirttiğinizde bunu yapmış oluyorsunuz. Donör olarak tuttuğunuz zaman da sizden aldıkları kanla bir hayat kurtarmış oluyorsunuz.”
“KANSERLİ YA DA KANSERSİZ; ‘ANNE’ OLMAK ÇOK GÜZEL”
4 çocuk annesi Olcay Tuncay ise, 9 aylık kızı Eylül’ü doğurduktan sonra daha önce yendiği kansere yeniden yakalanma ihtimali olduğunu öğrendi. 3’üncü çocuğunu kucağına aldıktan sonra yendiği hastalığa boyun eğmedi, tecrübe kazandığı hastalığa karşı savaşmak için bir kez daha kolları sıvadı. Tuncay, anneliğin kanser üzerindeki yadsınamaz gücünü, “Eğer bir anneyseniz yeni bebek ile daha güçlü olmak zorunda oluyorsunuz. Ben meme kanserini oğlum ile atlattım, önüme gelebilecek hastalığı da kızımla atlatacağım. Annelik çok güzel. Kanserli veya kansersiz; anneyseniz her şeyi yenebilirsiniz” sözleriyle anlattı.