Büşra KAYA GEBZE(Kocaeli), (DHA) KOCAELİ\'nin Gebze ilçesinde, Kadın Meclisleri üyeleri, 14 yaşındaki kızı C.C.\'ye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla S.C.\'nin tutuksuz yargılanmasına tepki gösterdi.
Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesi\'nde, S.C.\'nin 14 yaşındaki kızına cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuksuz yargılanmaya devam edildi. Mahkemede, tanık olarak ailenin komşularının ifadeleri alındı. Mahkeme delillerin incelenmesi ve tanık ifadelerinin dinlenmesi amacıyla 21 Haziran tarihine ertelendi. Gebze Adliyesi\'nin önünde toplanan Kadın Meclisleri üyeleri ve CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet ve C.C.\'nin annesi H.P. sanığın tutuksuz yargılanmasına tepki gösterdi.
Kadın Meclisleri üyesi Esra Hızal cinsel istismardan tutuklanan babanın bir süre sonra serbest bırakıldığını belirterek, Dava sürerken babanın çocuk yaşta olan kuzenine de istismarda bulunduğunu biliyoruz. Baba serbest bırakıldıktan sonra anne ve çocuklar için bir koruma kararı bile verilmeden birkaç sokak öteye taşındı. Yargının görevi çocuğu korumakken çocuk istismarına gereken cezayı vermekken, nasıl oluyor da mahkeme babayı serbest bırakıp annenin telefonlarını, kayıtlarını araştırmakla asıl suçun üzerini örtmeye çalışıyor. Dava sürmesine rağmen, yetkililer daha kaç çocuk istismarının olmasını bekleyecek Biz buradan bir kez daha söylüyoruz. Hiçbir çocuk istismarının üzerini örtmenize izin vermeyeceğiz. Bugünse davalı Aile Bakanlığı\'nın görevlendirdiği avukat ve diğer bütün avukatlarının aleyhinde tutuklu olarak yargılanması kararını mahkeme heyetine sundukları halde hala serbest. 21 Haziran tarihinde tekrar dava görülecek. Biliyoruz ki çocuk istismarının önüne geçmek mümkün. Derhal uygulamalı, önleyici tedbirler almalı ve cezasızlık ortadan kaldırılmalıdır. C.C.\'nin tüm kadınların ve çocukların adalet mücadelesinde yanında olmaya devam edeceğiz dedi.
\'TUTUKSUZ YARGILANMASI DA KABUL EDİLEBİLİR BİR ŞEY DEĞİL\'
CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet ise, Bugün bu davada küçücük bir çocuğun adalet arayışına hep birlikte tanık oluyoruz. Ama ne yazık ki her davada olduğu gibi ben de bir hukukçu olduğum için uzun yıllar avukatlık yaptım ve bu tür davalara girdiğim için hep gördüğümüz bir şey var. Bugün de hala zihniyetin değişmediğini görüyoruz. Hep çocuğun, annenin, kadının yargılandığı bir duruşma haline dönüşüyor. İstismara uğramış olsa bile çocuğun suçlandığı bir duruşma haline dönüyor davalar. Artık bu zihniyete son verilmesi lazım. Bu toplum zihniyetinin değişmesine ihtiyacımız var. Bu bakış açısının dönüşmesine ihtiyacımız var. Kullandığımız çok önemli bir slogan var. \'Çocuk susar ama sen susma\' Bu toplumun gerçekten şikayet edilmesi gereken önemli bir slogan, önemli bir söylem. Bunu bütün toplumun ses vermesi adına bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Bu davanın takipçisi olacağız. Bir anne olarak takipçisi olacağım. Küçücük bir çocuğun öz babası tarafından istismar edilmesi kabul edilebilir bir şey değil. Buna rağmen duruşmanın bu hale getirilmesi ve bu kadar ağır bir suçta bu suçu işlemekle itham edilen birinin tutuksuz yargılanması da kabul edilebilir bir şey değil diye konuştu.
\'EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILMASINI İSTİYORUM\'
Anne H.P. ise boşanma davası açtığı eşinin en ağır şekilde cezalandırılmasını isteyerek, Çocuklara evet doğru söylüyor demelerine rağmen nasıl bir yargı sistemi var çözemedik. Konu farklı yerlere gidiyor. Adalet istiyorum, dayanışma istiyorum. Bir kişinin sesiyle herkesin sesi olabiliriz. Susmayalım. Yine susmayacağım. Adaleti buldurana kadar susmayacağım. Mücadeleme devam edeceğim. Çünkü ben bir anneyim. Çocuklar bizim her şeyimiz. Onlara iyi bir gelecek vermek için susmayacağım ve çocuğumun yanındayım. Kimse de susmasın. Bu suçları işleyenlerin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum dedi.