Gündem

(Görüntülü Haber) Savaşta eşini ve 2 çocuğunu kaybeden Suriyeli kadın kimliği olmadığı için tedavi olamıyor

Nezir GÜNEŞ MARDİN, (DHA) Suriye'nin İdbip kentinde, 5 yıl önce düzenlenen bombardımanda, eşi ve 2 çocuğunu kaybeden 39 yaşındaki Hanna Yaza, hayatta kalan 5 çocuğu ile birlikte Türkiye sınırındaki Atme kasabına yerleşti

02 Mayıs 2018 13:26

Nezir GÜNEŞ MARDİN, (DHA) Suriye\'nin İdbip kentinde, 5 yıl önce düzenlenen bombardımanda, eşi ve 2 çocuğunu kaybeden 39 yaşındaki Hanna Yaza, hayatta kalan 5 çocuğu ile birlikte Türkiye sınırındaki Atme kasabına yerleşti. Atme\'deki evinin üstünden geçen yüksek gerilim hattına kapılarak ağır yaralanan Yaza, daha sonra Türkiye\'ye getirilerek, tedavi altına alındı. İskenderun ve Diyarbakır\'daki hastanelerde tedavi olan Yaza, iyileştikten sonra Atme\'de bıraktığı 5 çocuğunu almak için Suriye\'ye gitti. İddiaya göre; çocuklarını alıp Mardin\'e yerleşen Yaza\'nın Türkiye tarafından verilen geçici kimlik kartı, Suriye\'ye giriş çıkış yaptığı gerekçesiyle iptal edildi. Kartı iptal edildiği için tedavisini sürdürümeyen Yaza, devlet yetkililerinden yardım beklediğini söyledi. Suriye\'nin İdbip kentinde yaşayan Hanna Yaza, 5 yıl önce düzenlenen bombardımanda 45 yaşındaki eşi ile birlikte 16 ve 2 yaşındaki iki çocuğunu kaybetti. Hayatta kalan 5 çocuğunu alarak, Türkiye sınırındaki Atme kasabına yerleşen 39 yaşındaki kadın, evinin üstünde geçen yüksek gerilim hatına kapılarak ağır yaralandı. Türkiye\'ye getirilerek İskenderun ve Diyarbakır\'daki hastanelerde tedavisi yapılan Yaza, iyileştikten sonra 5 çocuğunu almak için ülkesi Suriye\'ye gitti. İddiaya göre; çocuklarını alıp Mardin\'e yerleşen Yaza\'nın, Suriye\'ye giriş çıkış yaptığı gerekçesiyle Türkiye tarafından verilen geçici kimlik kartı iptal edildi. Sürekli doktor kontrolünde olması gereken Yaza, kimliği iptal edildiği için hastanelerde tedavi olamamaya başladı. \'KLOR GAZI ATILDI TÜRKİYE SINIRINA YERLEŞTİK\' 5 yıl önce Suriye ordusunun bombardımanı sonucu eşini ve iki çocuğunu kaybettiğini söyleyen Yaza, Klor gazının atılmasının ardından Türkiye sınırına yakın olan Atme kasabasına geldik. Bulunduğumuz evin üstünden yüksek gerilim hattı geçiyordu. Su doldurmak için dama çıktığım sırada elektriğin çarpmasıyla damdan düştüm ve ağır yaralandım. Sonra beni ambulansla Türkiye\'ye getirdiler. Çocuklarım geride kaldı. İskenderun ve Diyarbakır\'da 4 ameliyat geçirdim. Dicle Üniversitesi, kafatasımda kararma ve çökme olduğunu, daha ileri bir hastaneye gitmemi söyleyerek, taburcu etti. Başımdaki yara tam olarak iyileşmeden beni taburcu ettiler, bu yüzden sürekli iltihaplanma oluyor, yürürken zorlanıyorum, ayakta duramıyorum. Benim artık Suriye\'ye dönme gibi bir şansım yok. İdlip\'teki evimiz, herşeyimiz yok oldu. Biz Cumhurbaşkanı Erdoğan\'ın çok iyi birisi olduğunu biliyoruz. Bizi ve yetimlerimi yalnız bırakmayacağını düşünüyoruz. Bize sahip çıkacaklarını umut ediyoruz. En azından bu yetimler için bize yardım elini uzatsınlar. Kimliğimin bir an önce çıkması lazım ki, tedavime devam edebileyim. Ben çocuklarım için yaşamak istiyorum. Allah rızası için yardım edin. Her geçen gün kötüleşiyorum ve şuur kaybı yaşanıyor. Bazen kendi kendime diyorum ki, tedaviyi bırakıp sadece çocuklarımın arasında olayım. Ama zamanla şuur kaybı olacak, bu yüzden çocuklarım için tedavi olmak istiyorum diye konuştu.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir