29 Ocak 2025 00:59
Güncelleme: 29 Ocak 2025 03:04
Bilirkişi soruşturmasından ötürü gözaltına alınarak İstanbul Vatan Emniyete götürülen gazeteci Barış Pehlivan, emniyet sorgusunda bilirkişiye soru sormasının gazetecilik faaliyeti olduğunu, bilirkişinin de sorularına doğrudan yanıt verdiğini söyledi. Pelivan, "Ben Türkiye'nin konuştuğu bir isme söz hakkı verdim. Bilirkişi de röportaj vermeyi yani bana yaptığı eylemin aynısını doğru bir yöntem olarak benimsemiş olacak ki 28 Ocak 2025 tarihli Yeni Şafak gazetesine de ayrıca konuşmuştur. Şimdi Yeni Şafak’a suç olmayan röportaj yapma faaliyeti, Halk TV'den Barış Pehlivan'a nasıl suç olabilir?" diye belirtti.
Pelivan ayrıca, "Konuşmayı ben kaydetmedim. Ben kimseyle paylaşmadım. Ben yayınlamadım. Ve ben hiç bir yerde yaymadım" dedi.
Öte yandan Pehlivan'ın avukatı Hüseyin Ersöz ise, "Akşam üzeri bu soruşturmayla ilgili Çağlayan Adliyesi'ne giderek ifadelerinin alınmasını istedik, savcılık makamlarıyla görüştük. Bize herhangi bir gözaltı kararı olmadığı bilşgisi verildi. Yaklaşık 45 dakika sonra gözaltı işlemi gerçekleşti" bilgisi verdi.
Önceki gün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "turpun büyüğü" diyerek Esenyurt ve Beşiktaş Belediyesi hakkında raporlar yazan bilirkişinin ismini açıklamasının ardından, bilirkişi ile görüşerek kamuoyuyla paylaşan gazeteci ve Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, "kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması" ve "bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs" suçu iddiasıyla gözaltına alındı. Pehlivan'ın ardından Halk TV Sorumlu Müdürü ve Programcısı Serhan Asker ve Halk TV sunucusu Seda Selek de Halk TV'de ilgili telefon görüşmesinin yayınlanması sebebiyle gözaltına alındı. Pehlivan, Asker ve Selek hakkında 24 saatlik gözaltı kararı verilirken, sabah adliyeye çıkacakları öğrenildi.
Cumhuriyet'ten Fahrettin Öztürk'ün haberine göre, gözaltına alınan Barış Pehlivan'ın ifadesi yaklaşık bir saat sürdü.
Pehlivan ifadesinde, "Konuşmayı ben kaydetmedim. Ben kimseyle paylaşmadım. Ben yayınlamadım. Ve ben hiç bir yerde yaymadım" dedi.
Pehlivan'ın ifadesi şöyle:
“22 yıldır gazetecilik yapmaktayım. Bu güne kadar 5 kitaba ve binlerce haber ve yazıya imza attım. Şu an Halk TV'de haftada bir yayınlanan Kayda Geçsin isimli programın yorumcusu ve Cumhuriyet Gazetesi'nin köşe yazarıyım. Gazetecilik hayatım boyunca bir çok kez soruşturma ve davalara dahil edildim.
Bunlardan en önemlisi 2011 yılında devlet içindeki FETÖ örgütlenmesinin yaptığı Oda TV kumpası kapsamında tutuklanmamdır. 19 ay boyunca tutuklu kaldıktan sonra beraat ettim. Sonrasında bu yargılamayı yapan hakim ve savcılardan şikayetçi oldum ve onların yargılandiğı davada müşteki oldum.27 Ocak 2025 günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Saraçhane'deki binasında gerçekleşen basın toplantısına gazeteci olarak davetliydim. O basın toplantısında Ekrem İmamoğlu, CHP'li belediyeleri ilgilendiren soruşturma ve davalarda görev alan bir bilirkişiye dikkat çekti. Ben basın toplantısının konusunu orada öğrendim ve İmamoğlu özetle bu bilirkişinin imza attığı raporlarda hukuksuzluk olduğunu iddia etti.
Basın toplantısını takip ettikten sonra ben ‘acaba bu bilirkişiye ulaşabilir miyim ya da özel bir haber yapabilir miyim’ diye düşünmeye başladım. Bunun üzerine bilirkişinin cep telefonuna ulaşarak aradım ve kendimi tanıttım, kendisine gazeteci olduğumu beyan ettim. Milyonların izlediği Ekrem İmamoğlu'nun basın toplantısında kendisi hakkındaki iddiaları bizzat kendisine sormak istedim.
Asıl amacım onu Halk TV ekranlarında ağırlamak ya da yüz yüze bir röportaj yapmaktı. Sonuçta 16 milyon insanın yaşadığı İstanbul'un Belediye Başkanı isim vererek bir bilirkişi hakkında çarpıcı iddialarda bulunmuştu. Ben de bu iddiaların doğru olup olmadığını öğrenmek için kendisini aradım. Bu yaptığım hem Türkiye hem de dünya literatüründe cevap hakkını kullandırmadır.
Sonuçta ben kendisine sorularımı sordum ve İmamoğlu'nun hedefindeki bilirkişi kendisi hakkındaki iddiaları yalanladı. Soruşturmaya da yansıyan tutanakta da görebileceğiniz gibi ben kendisini Halk TV ekranında ağırlamak veya kendisi ile birebir özel röportaj yapmak istediğimi beyan ettim, kendisi bunu kabul etmemekle birlikte bana başarılar dilemiştir. Hatta yaşı ile ilgili bir soruya da esprili bir yanıt vermiştir. Kendisi ile konuşmamız nezaket kuralları içerisinde, mesafeli bir üslupla gerçekleşmiştir. Buraya kadar anlattıklarım benim bu söyleşiyi bu telefon görüşmesini yapma gerekçeme ve amacıma dairdir.
Savcılık makamının suç olarak isnat ettiği eylemlerin hiçbirinde benim sorumluluğum ve dahlim yoktur. Konuşmayı ben kaydetmedim. Ben kimseyle paylaşmadım. Ben yayınlamadım. Ve ben hiç bir yerde yaymadım. Hal böyle iken kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa etmek ve bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs suçlarını işlemem mümkün değildir.
Çünkü benim bu soruşturmaya konu olan meselede tek yaptığım şey iddiaların odağındaki kişiye bir gazeteci olarak soru sormaktir. Onun dışındaki hiçbir eylemde dahlim ve sorumluluğum yoktur. Kaldı ki bilirkişiyi etkilemeye teşebbüsten ziyade bizzat hedefteki isme kendisini ifade etmek hakkı verdim.
Normalde bunu yaptığım için takdir görmek gerekirken şu an ilgim olmayan bir suçlama ile karşınızdayım. Bununla birlikte bilirkişide röportaj vermeyi yani bana yaptığı eylemin aynısını doğru bir yöntem olarak benimsemiş olacak ki 28 Ocak 2025 tarihli Yenişafak Gazetesi'ne de ayrıca konuşmuştur. Şimdi Yeni Şafak’a suç olmayan röportaj yapma faaliyeti, Halk TV'den Barış Pehlivan'a nasıl suç olabilir?
Bununla birlikte eğer o ses kaydını yayınlamak suç ise bu gün AKP yöneticisi Hamza Dağ'dan AKP'li eski belediye başkanı Melih Gökçek'e kadar birçok ismin de bu suçu işlediğini ifade etmek gerekmektedir. Zira ben bu ses kaydını kendi sosyal medya hesabımdan paylaşmamama rağmen bu isimler ve daha fazlası kendi sosyal medya hesaplarından hiçbir sansüre gerek duymadan paylaşıp yaymışlardır.Özetle ben Türkiye'nin konuştuğu bir isme söz hakkı verdim. Suçlamalarla ilgim yoktur. Bir kez daha ifade etmeliyim ki söz konusu telefon görüşmesini ben kaydetmedim. Ben paylaşıp yayınlamadım ve hiç bir yere de yaymadım. Son olarak ifade etmeliyim ki söz konusu bilirkişiyi etkileme saiki ile hareket ettiğim ileri sürülmekte ise de bilirkişi raporu hazırlanmış olduğu soruşturma dosyalarında bu görevini tamamlamış, kanaatini raporlaştırmış olan bir kişiyi etkilemek suçunu işleme kabiliyetimin de olamayacığını ifade etmem gerekmektetir.
Zira benim soruşturma dosyalarına raporlarını sunmuş olan bir kişiye yönelik suç işlemem artık mümkün değildir, işlenemez bir suç durumu söz konusudur. Son olarak ben gazeteciyim. Sadece gazetecilik refleksi ile hareket ettim. Yaptığım haberler bir kesimi rahatsız etmiş ya da bunlardan bir rahatsızlık duymuş olunabilir ancak bu durumun gazeteciliğin doğası gereği olduğunu ve gerçek gazeteciliğin halkı aydınlatma ve çağının tanığı olmaktan başka bir düşünceyle hareket etmeyeceğini de belirtmek isterim. Suç işleme kastım asla söz konusu değildir. Basın mensubuyum sadece gazetecilik yaptım."
Emniyette, Pehlivan'a, "Soruşturma talimatına konu olan 27 Ocak 2025 tarihindeki Halk TV yayınında paylaşımı yapılan ses kaydının tarafınızca alınmadığını yukarıda beyan ettiniz. Bu ses kaydı kim tarafından alınmıştır" sorusu yöneltildi.
Pehlivan, "Ben bütün gazetecilik hayatımca çok sayıda ifade verdim. Bu tarz soruların sonucunda kamuoyunda insanların itibar suikastine uğradığını gördüm. Bu nedenle bu sorunuza verebileceğim yanıt şudur. Her ne kadar bu telefon görüşmesini ben kaydetmesem de ben paylaşmasam da, ben yayınlamasam da, bunda dahli olan kanal yönetiminin tek amacının gazetecilik olduğunu söyleyebilirim" yanıtını verdi.
Emniyette, "Paylaşımı yapılan ses kaydının bahse konu programa kim ya da kimler tarafından canlı yayında yayınlanmak üzere gönderildiği hakkında ifadenizi veriniz" sorusu yöneltildi.
Pehlivan, "Bu sorunuza şöyle yanıt verebilirim. Ben Barış Pehlivan olarak ve diğer meslektaşım Seda Selek de kanalın yayın çizgisi, yayın politikası ve neyin yayınlanacağı konusunda söz sahibi ve sorumluluk sahibi değiliz" dedi. (CUMHURİYET)
Ne olmuştu?İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yazılı ve görsel medyada Ekrem İmamoğlu'nun Esenyurt ve Beşiktaş Belediyesi hakkında raporlar yazan bilirkişinin ismini 'hedef gösterecek şekilde' yayınlayan basın kurumları hakkında gerekli tespitin yapılarak soruşturma başlatılması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat vermişti. Başsavcılık, İmamoğlu'nun dün düzenlediği basın toplantısında ismini açıkladığı bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesini yayınlayan Halk TV ile yayının sunucusu hakkında soruşturma başlatmıştı. Bu kapsamda yapılan çalışmalarda Halk TV ve Pehlivan hakkında, "kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması" ve "bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs" suçlarından soruşturma başlatılmıştı. İmamoğlu, "Heybedeki turpun büyüğü" diyerek açıkladı, bilirkişi raporlarındaki isme işaret etti RTÜK Başkanı Şahin, "Gereği yapılacak" demiştiHalk TV hakkında başlatılan soruşturmaya ilişkin olarak açıklama yapan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, "Uzmanlarımız tarafından hazırlanan rapor Üst Kurul toplantısında görüşülüp, gereği yapılacaktır" demişti. Şahin, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı: "Halk TV’nin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmasına da konu olan 'Bir bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesini izinsiz olarak kayda alıp yayınlaması ve bilirkişinin isminin hedef gösterilerek yargılamanın seyrini etkilemeye yönelik yayınları' nedeniyle Üst Kurulumuz tarafından inceleme başlatılmıştır. Halk TV’nin habercilik anlayışına aykırı uygulamalarına yönelik gerekli incelemeler yapıldıktan sonra uzmanlarımız tarafından hazırlanan rapor Üst Kurul toplantısında görüşülüp, gereği yapılacaktır." RTÜK Başkanı Şahin, HALK TV'ye inceleme başlatıldığını duyurdu
|
© Tüm hakları saklıdır.