Galatasaray Üniversitesi öğrencileri, "Tutuklanan arkadaşlarımızın ve hukuksuzca diploması iptal edilen Aylin hocamızın yanındayız. Direnişimizin ikinci evresine girerken, demokratik bir ülke ve özerk demokratik bir üniversite mücadelemizi, gençliğin birleşik eylemini büyütmeye devam edeceğiz!" açıklamasını yaptı.
GSÜ öğrencileri BirGün'e gönderdiği mektupta mücadeleye devam edeceklerini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
Sizleri amfilerden, kampüslerden selamlıyoruz. Üniversitemizden, Galatasaray Üniversitesi’nden selamlıyoruz. Sizleri umudumuzla, kararlılığımızla selamlıyoruz.
Sizleri 20 Mart Perşembe günü üniversitelerde boykot fitilini ateşleyen, okulumuzda akademik boykotu ilmek ilmek örgütleyen, hukuksuzca diploması iptal edilen Aylin hocamızın her zaman yanında olan Galatasaray Üniversitesi öğrencileri olarak selamlıyoruz. Bir haftayı aşkın süredir sokaklardayız, kampüslerdeyiz. Bir gün Beşiktaş sokaklarında dolup taştık, bir gün Beyazıt’ta on binlerce arkadaşımızla büyük öğrenci mitingindeydik. Tek adam rejimine karşı sokakları, kampüsleri, meydanları asla boş bırakmadık, hep bir aradaydık.
19 Mart’ta diploma iptallerine ve gözaltılara karşı İstanbul Üniversitesi’ndeki arkadaşlarımızla birlikte omuz omuza barikatı yıkmamızla başlayan direnişimiz artık yeni bir evreye giriyor. Direnişimizin ilk etabını üniversitelerdeki eylemliklerin aktif öznelerinden biri olan Galatasaray Üniversitesi’nden anlatmanın önemli olduğunu düşünüyoruz.
23 yıllık AKP iktidarının içinde doğduk. Bütün temel haklarımızın bir bir elimizden alındığı, okullarımızın piyasa çıkarları uğruna dönüştürüldüğü bir sürecin doğrudan tanığı olduk. Bütün bunlara ses çıkartmamızı, başkaldırmamızı engellemek için türlü soruşturmalar, gözaltılar, baskılar, kayyum rektörler hep bir sopa olarak üzerimizde oldu. Muhalefete her gün artarak devam eden baskılar, 19 Mart sabahı gerçekleşen gözaltılar ile devam etti ve biz gençler için bu bir son noktaydı. Biz yalnızca birkaç siyasetçi için değil; çalınan geleceğimize sahip çıkmak için, hayatın her alanında iktidar tarafından uygulanan baskılara karşı özgürlüğümüzü, kayyum rektörlere karşı özerk-demokratik üniversiteyi savunmak için günlerce bir araya geldik.
20 Mart sabahı sınıflarda boykotumuzun duyurusunu yapmak için arkadaşlarımızla bir araya geldik, pankart ve dövizlerimizi hazırlamaya başladık. Sınıfları dolaşırken birçok arkadaşımızın yüzünde hem bu iktidara karşı duydukları öfkeyi hem de zaten bin bir zorlukla hayatlarını idame ettirmeye çalışırken soruşturmalar, baskılarla yıllardır süregelen tehditleri görüyorduk. Ancak bu kötülük rejimine karşı öfkemiz öylesine canlı öylesine diriydi ki saatler içerisinde kendimizi okul içinde yapılan eylemde, forumda ardından Beşiktaş sokaklarında binlerle Kabataş’a yürürken bulduk. Mücadele inancımız, beraberliğimiz bütün arkadaşlarımızdaki korkuyu yenmişti. Ardından Saraçhane’de bizler biber gazına, plastik mermiye direnirken yine hep beraber, omuz omuzaydık.
Sonraki günlerde her gün okulumuzda bir araya geldik, forumlar aldık. ÖTK’mizi kurduk, bütün kararlarımızı en demokratik şekilde, bütün arkadaşlarımızı karar alma süreçlerine dahil ederek aldık. Yine Beyazıt Meydanı’nda büyük öğrenci mitinginde, Beşiktaş Meydanı’ndan Galata Köprüsü’ne yürünürken, hayatı durdururken, Maçka Parkı’ndan Şişli Belediyesi’ne yürürken hep bir aradaydık. Bütün bunları gören siyasal İslamcı faşist rejim, sabaha karşı yapılan ev baskınlarıyla, gözaltılarla, tutuklamalarla bizleri susturmaya çalışıyor. Aralarında sıra arkadaşlarımızın da olduğu yüzlerce kişi tutuklanıyor, gözaltılarda saatlerce hatta günlerce bekletiliyor.
Bizler Galatasaray Üniversitesi öğrencileri olarak bütün bu baskılara karşı gözaltına alınan, tutuklanan arkadaşlarımızın ve hukuksuzca diploması iptal edilen Aylin hocamızın yanındayız. Direnişimizin ikinci evresine girerken, demokratik bir ülke ve özerk demokratik bir üniversite mücadelemizi, gençliğin birleşik eylemini büyütmeye devam edeceğiz!"
