Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Demokrat Partinin kuruluş yıldönümü mesajında Bahçeli'nin çağrısıyla başlayan yeni sürece tepki gösterdi. Türkiye'nin kronikleşmiş sorunlarının çözümünün "eşit vatandaşlık hukuku" olduğunu söyleyen Uysal, "Terör örgütü ele başını affetmek, yeni bir açılım icat etmek herkesin malumu olduğu gibi sadece bir dönem daha başkan olabilmek içindir" dedi.
DEM Parti heyeti ile AKP arasında "süreç" görüşmesi sona erdi: "Samimi bir görüşme oldu"
Demokrat Parti Lideri Uysal, Demokrat Parti'nin 79. kuruluş yıldönümü nedeniyle yazılı açıklama yaptı. "Doğruluğu ispat edilmiş bir çizgi olarak partimiz, bugüne ışık tutan geçmişiyle 79 yıldır aynı azim ve kararlılıkla yoluna devam etmektedir" ifadesini kullanan Uysal'ın açıklaması şöyle:
"7 Ocak'ı anarken aklımda hep iki cümle yankılanır. Kurucu Genel Başkanımız, 3. Cumhurbaşkanımız Celal Bayar partimiz iktidarını, 1950 seçimlerini izah ederken 'milletimizin kaderine hakim olduğu gün' demişti. Bir diğeri ise 1950 seçimlerinde İzmir Milletvekilimiz olan Mehmet Aldemir'in demokrat kadrolar için kullandığı şu sözdür; hürriyet yolcuları. Bugün, yalnız bir siyasi partinin, partimizin kuruluş yıl dönümü değil, Türk siyasetinde, Türk kamusal hayatında 'demokrasi' ve 'adalet' talebinin kurumsallaştığı, milletimizin 1946 yılına kadar bir asır boyunca amaç addettiği hürriyetçi düzenin kurulacağına dair umudun ortaya çıktığı gün. Bugün olduğu gibi 79 yıl evvel de umutların tükendiği o gün umut olmuş, hayalleri örselenen aziz millete yeniden hayal kurdurmuş, hayallerine kavuşmayı öğretmiş bir iradenin doğuşu.
NE OLMUŞTU | Bahçeli’nin DEM Parti ile tokalaşması ve Öcalan çağrısıyla başlayan süreçte neler yaşandı?
Tam da merhum Cumhurbaşkanımız Bayar'ın söylediği gibi 'milletimizin kendi kaderine hakim olduğu' hakkını, hukukunu, geleceğini, emeğini, umudunu bir başkasının ya da birilerinin keyfiyetine tabi kılmaktan vazgeçtiği gün bugün. Ülkemizin 'hürriyet yolculuğu'nda başlangıç noktası. Bugün olduğu gibi 79 yıl evvel de umutların tükendiği o gün umut olmuş, hayalleri örselenen aziz millete yeniden hayal kurdurmuş, hayallerine kavuşmayı öğretmiş bir iradenin doğuşu. Vatanın kurtuluşunda Büyük Atatürk'ün Samsun'a attığı adımdan sonra ikinci büyük adım 7 Ocak. Milletin görünmez zincirlerden kurtulduğu, esaretten kurtulduğu bir gün. 7 Ocak 1946'da milletimizin dediği ve istediğini bir hedef bilmiş, bir araya gelmekte vesile kılmış, demokrasi ve adalete dair ihtiyacı kendi ihtiyaç ve arzularının önüne koymuş bir kadro, şüphesiz bugün ülkemizde her bir kimsenin teşekkürüne mazhar kararlılığı göstermiştir.
Milletimiz 79 yıl öncekinden daha büyük bir esarete ve zulme maruz kalmıştır. Bu kararlılık milletimizin sesi ile birleşerek evvela 'hür seçimler'in yapılmasına sonrasında ise milletin gerçek manada egemenliğine vesile olmuştur. Ancak bugün gelinen noktada, milletimiz 79 yıl öncekinden daha büyük bir esarete ve zulme maruz kalmıştır. Tek bir kişinin kimi zaman hezeyanlarını, kimi zaman aldanmalarını, kimi zaman hülyalarını bir devlet tavrı haline getirmesinden dolayı milletimiz bugün büyük maliyetler ödemektedir.
HASAN CEMAL'İN YAZISI - Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’den: Barışa en yakın zamandayız, düne göre umudum misliyle fazla!
"Terör örgütü ele başını affetmek..."
İktidar yozlaşmış, yolsuzluk kurumsallaşmış, milletimiz yoksullaşmıştır. Bunun temel sebebi bu keyfiyet, bu enaniyettir. Geçmişte de defalarca gördüğümüz gibi keyfiyet bu ülkeye ihanettir. Adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedikleri bu keyfi sistem ile milletin rızasını imha eden bu iktidar keyfine geleni yapmakta, aklına eseni gerçekleştirmekte bir sakınca görmemektedir. Dün hain dediğine el uzatan, el uzattığına hain diyen, dün 'eyy' dediği İsrail'i eleştiren öğrencileri tutuklatan, Gazze naraları atıp Gazze üzerinden 'yardım' kılıfında İsrail ile ticaret yapan, iki ay evvel görüşmek için mesajlar gönderdiği Esad Suriye'yi terk ettikten sonra yeniden 'Katil Esed' demeye başlayan, bir sabah uyanıp zanlarını ekonomi-politik kuram diye sunan ve bunu da bir ayetle destekleyen, işler ters gidince ayeti de unutan ama millete bu sayede kan kusturan, zengin kârını korusun diye 'kâr' korumalı sistem icat edip Merkez Bankası'nın tarihinde görmediği zararı etmesine sebep olan Erdoğan zanları, hevaları ve 'bir dönem daha' hevesi ile ülkeyi yönetmeye devam etmektedir. Terör örgütü ele başını affetmek, yeni bir açılım icat etmek herkesin malumu olduğu gibi sadece bir dönem daha başkan olabilmek içindir. 7 Ocak bize Erdoğan ve şürekasını anlamak için de önemli bir gündür.
Kendi ve çevresinin menfaatine yaşayan bu kadroları görmek için 'hürriyet yolcuları'nı bilmek gerekiyor. Bizler için, biz Hürriyet Yolcuları için Türkiye'de kronik hale gelmiş sorunların çözümü bellidir. Herkes için demokrasi, herkes için adalet ve bunların sonucu hissedilir biçimde herkes için zenginlik. Türkiye içeride ve dışarıda var olan sorunlarını ve riskleri demokrasiyi işleterek, her satıhta yerleştirerek, adaletin vicdanları tatmin etmesini sağlayacak şekilde tesisini sağlayarak, hiç bir bireyi ya da kolektif yapıyı aidiyet, mensubiyet ve illiyetini istismara maruz bırakmayacak biçimde 'eşit vatandaşlık hukuku' ile buluşturarak ortadan kaldırabilir.
'Doğruluğu ispat edilmiş' bir çizgi olarak partimiz bugüne ışık tutan geçmişi ile 79 yıldır aynı azim ve kararlılıkla yoluna devam etmektedir. Geçmişin referansı ile Türkiye'yi refah üreten bir ülke haline getirmeye kabiliyetlidir. Bu bilinç, inanç ve cesaretle yolumuza devam edeceğiz.
Kuruluş yıldönümümüz vesilesiyle, her bir gün minnetle andığımız başta kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü, bizlere kutlamaya matuf bir günü, demokrasi ve adalet gibi yüce değerleri miras bırakan abide şahsiyetlerimizi, partimizin kurucu genel başkanı, Atatürk'ün son başbakanı, 3. Cumhurbaşkanımız Celal Bayar'ı, şehit Başbakanımız Menderes’i, şehit Bakanlarımız Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'yu demokrasi ve adalet bayrağını son nefese kadar taşımış Genel Başkanlarımız Özal’ı, Demirel’i rahmet ve saygıyla anıyorum." (ANKA)