Uluslararası insan hakları örgütlerine göre bu mahkumiyet siyasi bir karar.
Geçen ay kitlesel protestolar, hükümeti, yurt dışından para alan herhangi bir sivil toplum kuruluşunun "yabancı nüfuzun temsilcisi" olarak kayıt olmasını gerektirecek yasa tasarısından vazgeçmeye zorladı.
Muhalifler, tasarının muhalefeti bastırmak için 2012'de Rusya'da getirilen bir yasa tasarısından esinlendiğini söylüyor ve bunu otoriterliğe doğru bir adım olarak nitelendiriyor. Protestolara katılanlara tazyikli su ve biber gazı ile müdahale edildi.
Pazar günü başkent Tiflis'teki parlamento binasının dışındaki göstericiler Gürcistan, Ukrayna ve Avrupa Birliği (AB) bayrakları salladı ve üzerinde "Avrupalı bir gelecek için" yazan devasa bir pankart taşıdı.
Gürcistan'daki kamuoyu ezici bir çoğunlukla AB yanlısı. Hükümet de Gürcistan’ın Blok’a katılma hedefine bağlı kaldığını söylüyor, ancak muhalifler iktidarın adımlarının ülkeyi üyelikten uzaklaştırdığını kaydediyor.
Gürcistan, Şubat 2022'de Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden günler sonra Ukrayna ve Moldova ile birlikte AB üyeliğine başvurdu.
Haziran ayında AB, Ukrayna ve Moldova'yı resmen aday üye devletler kategorisine aldı, ancak Gürcistan'a bu statü verilmeden önce bir dizi siyasi ve yargı reformu gerçekleştirmesi gerektiğini söyledi.
Saakaşvili tarafından kurulan Birleşik Ulusal Hareket Partisi’nin lideri Levan Khabeişvili mitingde yaptığı konuşmada, "siyasi tutukluların serbest bırakılması" ve Brüksel'in istediği reformların gerçekleştirilmesi çağrısında bulundu.
Saakaşvili’nin ardından cumhurbaşkanlığına gelen Giorgi Margvelaşvili gösteride kalabalığı seslendiği sırada, Gürcistan parlamentosunun “Moskova tarafından kontrol edildiğini” ve Gürcü halkının yükümlülüğünün “vatanı Rus yardakçılarından kurtarmak” olduğunu söyledi.
Margvelaşvili, “Biz özgürlüğü seven insanlarız, Avrupa ailesinin bir parçasıyız, Rus köleliğini reddediyoruz” dedi.
Göstericilerden 27 yaşındaki ressam Luka Kavsadze, Fransız haber ajansı AFP’ye, "Mücadelemiz barışçıl ama tavizsiz olacak ve bizi ait olduğumuz yere, Avrupa Birliği'ne götürecek" dedi.
Son aylarda Saakaşvili bir dizi açlık grevi başlattı ve destekçileri, gerekli sağlık hizmetine erişemediğini iddia etti.
Saakaşvili ayrıca hapishanede zehirlendiğini öne sürdü, ancak Gürcü yetkililer onu erken tahliye edilmek için hasta taklidi yapmakla suçladı.
İnternet sitesi Politico’nun geçen hafta yayımladığı bir makaleye göre Saakaşvili, "20'den fazla ciddi hastalık” nedeniyle ölmekte olduğunu söyledi.